Merhaba değerli okurlar ben psikolog Merve Ak. Bu hafta sizlere çocukların duygu ve düşüncelerinin yok sayılmaması gerektiğinden bahsedeceğim. Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken önemli bir konu. Çocukların düşünce ve isteklerini yok saymak, psikolojik olarak birçok olumsuz etkiye yol açmakta. Bu durum, çocukların duygusal gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir ve ilişkilerinde sorunlara neden olabilir.

Çocuğun düşünce ve istekleri sürekli olarak yok sayılırsa, çocuk duygusal güvensizlik hissi yaşayabilir ve ebeveynlere olan bağlanması zayıflayabilir.

Çocuğun duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve onları önemsemek, çocuğun duygusal güvenini sağlamlaştırmaktadır. İlgilenmek, dinlemek ve anlamaya çalışmak önemlidir.

Çocuk, düşünceleri ve istekleri sürekli olarak görmezden gelindiğinde, özsaygısı zedelenebilir ve kendine güveni azalabilir. Bu durumun önüne geçebilmek için  çocuğun düşüncelerini ifade etmesine fırsat tanımak gerekiyor. Bu durum özsaygı gelişimine katkıda bulunur. Olumlu geribildirimlerle çocuğun kendine olan güvenini artırmak önemlidir.

Çocuk, düşünceleri ve istekleri dikkate alınmadığında, problem çözme yeteneği zayıflayabilir. Sorunları birlikte çözmek, çocuğun problem çözme becerilerini geliştirmesine yardımcı olur. Ona sorumluluk vermek ve kendi çözümlerini bulmasına izin vermek önemlidir.

Ebeveynler, çocuğun duygularını anlamadığında, çocuk iletişim eksikliği ve empati eksikliği yaşayabilir. Çocuğun duygularını anlamaya çalışmak, onunla empatik bir iletişim kurmak ilişkileri güçlendirir. "Seni anlıyorum" demek ve duygusal ifadeye önem vermek önemlidir.
Çocuğun düşünce ve istekleri sürekli olarak reddedildiğinde, bağımsızlık duygusu zedelenebilir. Çocuğa sorumluluk vermek ve kendi kararlarını almasına izin vermek, bağımsızlık duygusunu güçlendirir. Tabii ki, yaşına uygun sınırlar belirlemek de önemlidir.

Bu örnekler, çocukların duygusal ve psikolojik sağlıklarını güçlendirmek için ebeveynlerin dikkate alması gereken temel prensipleri yansıtmaktadır. Çocuğun bireysel ihtiyaçlarına saygı göstermek, onun duygusal dünyasını anlamak ve iletişim kanallarını açık tutmak, sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisi için temel taşlardır.

Bir gün küçük Doğukan, okulda resim yarışmasına katılmak istediğini babasına söyledi. Doğukan’ın babası, yoğun iş temposu nedeniyle dikkatini veremedi ve kısa bir şekilde, "Şimdi uygun değil, başka bir zaman konuşuruz," dedi. Doğukan , isteğinin göz ardı edildiğini düşündü, ancak bu durumu içine attı ve üzülmemeye çalıştı.

Bir süre sonra Doğukan , aynı konuyu tekrar gündeme getirdi. Ancak bu sefer de babası, "Resim yapmak için vaktimiz yok, bu tür şeylere ayıracak zamanımız yok," dedi. Doğukan, kendisinin ve isteklerinin önemsenmediği hissine kapıldı, ancak yine de umutsuzluğa kapılmamaya çalıştı.
Zamanla, Doğukan’ın bu tür durumlar karşısında hissettiği duygular birikmeye başladı. Babası, Doğukan’ın duygusal ihtiyaçlarını anlamayıp, isteklerini sürekli olarak önemsemiyordu. Doğukan’ın içsel dünyası, yeterince değerli olmadığına dair bir inançla şekilleniyordu.

Bir gün okulda düzenlenen resim yarışmasında Doğukan’ın eseri birincilik ödülünü kazandı. Doğukan , bu mutlu anını babasıyla paylaşmak istedi. Ancak babası, bu sefer de iş nedeniyle meşgul olduğunu belirterek Doğukan’ın başarısını kutlamaktan kaçındı. Doğukan  bu sefer hissettiği hayal kırıklığı ve yalnızlık duygularını içine attı.

Zamanla Doğukan’ın özgüveni düştü, duygusal bağlanma ihtiyacı karşılanmadığı için içsel bir boşluk hissetti. Babasıyla olan iletişimi zayıfladı ve duygusal anlamda bir uzaklık oluştu.

Bu hikaye, çocuğun düşünce ve isteklerinin önemsenmemesi durumunun çocuğun duygusal ve psikolojik sağlığı üzerinde nasıl etkiler yaratabileceğini göstermektedir. Ebeveynlerin çocuklarının isteklerine duyarlılık göstermeleri, iletişim kanallarını açık tutmaları ve duygusal ihtiyaçlarına önem vermeleri, çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirmelerine katkıda bulunabilir.