Eğitim-öğretimde “özgürlük ve otorite” ilkesi bazen yan yana, bazen de ayrı ayrı anlatılır. Eğitimde bir taraftan özgürlük olması gerekirken, bir taraftan da otorite olması şarttır. Otoritesiz eğitimi savunanlar, eğitimden başka bir şey savunuyorlar demektir. Otoritesiz eğitim olmaz! Ama otoriter eğitim ile otoritenin olduğu eğitimi karıştırmamak gerekir. Eğitimde otorite olmalı ama otoriter eğitim asla olmamalıdır!
Eğitim-öğretimde özgürlük ilkesi, çocukların ve gençlerin sevgi ve saygı ile bütünleşmiş bir otorite duygusu geliştirirken, benimsedikleri ahlâkî ve insanî değerler içinde serbest hareket alıştırmaları yapmalarına fırsat verilmesi gerektiğini vurgular. Böylece çocuk ve genç, okul hayatında bazı hareketlerin amaçlarını kendisi bulmalı ve onları kendi kendine uygulamayı öğrenmeli, yani özgürlük ortamı içinde kişilik kazanmasına imkân tanınmalıdır. Sosyal hayatta herzaman yan yana yürüyen otorite ve özgürlük ilkeleri, eğitim-öğretim uygulamalarında birbirlerini tamamlamaktadır. Öğretmenler, otorite ve özgürlük ilkelerini dengeli bir biçimde, sınıf ortamı ile okulda dikkate almak suretiyle başarılarını artırabilirler.
Özgürlük ilkesi, sınıf ve okul ortamında öğrencilere kayıtsız şartsız serbestlik vermek anlamına gelmez. Özgürlük ilkesi, sosyal değerler çerçevesinde öğrencilerin serbestçe soru sorabilmesi, düşüncelerini serbestçe ortaya koyabilmesi, serbestçe kendilerini ispat etmesi için öğretmenin fırsat vermesi anlamına gelir.
Özgürlük ilkesi, sosyal değerlerin müsaade ettiği oranda bir serbestliğe izin verir. Özgürlük ilkesi serbest kıyafetten dolayı, öğrencinin okula pijama ile gelmesine müsaade etmez. Kılık-kıyafeti zorla dayatarak öğrenciye giydirirken, öğrencinin sosyal değerleri dikkate almasının önünü kesiyorduk. Çünkü bu takdirde sadece otoritenin dediklerini ve otoriteyi gördüğü zaman yapacaktır. Bu da öğrencinin sağlıklı kişilik geliştirmesinin önünü kapatacaktır. Bugün geldiğimiz noktada aşırı serbestlik durumu söz konusudur. Bu durum eğitimde olmaması gereken bir durumdur. Eğitimde orta yol, en iyi yoldur.
Otoritesi olup otoriter olmayan öğretmen, otoritesinin kaynağını yazılı kurallar ile resmi uygulamalardan çok, kişilik özelliklerinden, bilgisinden, karizmatik özelliklerinden alır. Bu öğretmen tipi, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı bir itaati sağlamak suretiyle otoritesini kurabilir. Otoriteyi yazılı kurallarla belli yasaklardan alan öğretmen ve yöneticiler, öğrencilerin sağlam karakterli olarak yetişmelerinde etkisiz kalmaya mahkumdurlar.
Konuşmacıya “yumurta atmayı” özgürlüğün bir parçası kabul eden görüş, özgür olmayan bir eğitim-öğretim sisteminin doğal sonucudur. Özgürlükler “kuralsızlık” olarak değerlendirilmediği müddetçe iyidir. Özgürlüğün olduğu yerde daha çok kural var ama bunlar mantıklı ve kabul edilebilir kurallardır. Eğitimde özgürlük ve otoritenin birlikte var olması, karakterli ve kişilikli bireyler yetiştirmenin en kestirme yoludur. Eğitimde ifrat ve tefrit karakterli bireyler yetiştirmeye engel bir durumdur.