Eğitim yönetim bilimcileri, “okul, müdürü kadar başarılıdır” sloganını çok sevdiler. Bu, şu demektir: Bir okul başarısızsa, okul müdürü başarısızdır; bir okul başarılıysa yine okul müdürü başarılıdır. Okul müdürü bir okulun sadece yöneticisi değil, lider yöneticisi ise, okulun başarısı yüksek olacaktır. Türk atasözü de şöyle diyor: Baş nereye giderse, ayak da oraya gider! Eğer okul müdürü başarıya odaklanmış ve okulu gelecek yirmi yıl için hazırlıyorsa, bu okuldaki öğretmenler de büyük düşünecek ve geleceğin öğretmeni olmak için çaba harcayacaktır. Yok eğer okul müdürü gününü gün ediyor ve statükoyu sürdürmenin peşindeyse, bu okuldaki öğretmenler de gününü gün ederek mesailerini doldurmaya çalışacaklardır.

Okul müdürü, “öğretmenlerin öğretmeni” olarak rol oynar. Okul müdürünün bu rolü oynayabilmesi için öğretmenden daha çok eğitimli olması gerekir. Birilerine öğretme hakkını kullanabilmek için o birilerinden daha çok bilgiye sahip olunması gerekir. Okulların başarısı üzerinde düşünürken, öncelikle okul müdürlerinin etkili olup olmadıkları tartışılmalıdır. Okul müdürlerinin etkili olmaları, okuldaki öğretmenlerin etkili ve başarılı olmalarına katkı sağlayacaktır.

Etkili okul müdürleri, öğretmenlere öğretmenlik yaparken, onların nasıl öğretecekleri ve öğrencilerin nasıl öğreneceğine odaklanan bir okul kültürü yaratmaya çalışır; klasik yöneticilerin yaptığı gibi, müfredatlara, okulun statüsünü sürdürmeye ve ideolojilere hiçbir şekilde yoğunlaşmazlar. Okul müdürü her şeyden önce öğretim lideri olarak öğretmenlerin rol modeli(Bu kavramın kültürümüzdeki karşılığı; numune-i imtisal” dir) olarak görülür. Lider, peşinden gelenlerden her bakımdan daha ileride olmak durumundadır. Bunun için de okul müdürü olarak seçileceklerin iyi seçilmesi, eğitilmesi ve geliştirilmesi zorunludur. Öğretim lideri olan okul müdürü, çalıştığı okulu öğrenen örgüt olarak inşa etmiş olacaktır. Öğrenen örgüt olmayan okulların klasik okul, öğretmenlerin ve okul müdürünün de klasik öğretmen ve müdür olması kaçınılmazdır.

Uzun yıllar boyunca yapılan araştırmalara dayanan bir çalışma, öğretim bakımından lider olan ve doğru öğretim süreçlerini öğretmeye yoğunlaşan okul müdürlerinin  %50’lik dilimdeki bir okulun başarısını %10 ila %19’a kadar artırdığını göstermektedir. Bu bulgular, okul müdürlerinin öğretmenlerin öğretmeni olduğunu kanıtlamaktadır. İyi öğretmenler olmadan iyi bir okul kurulamayacağı için okul müdürü, okulundaki öğretmenleri geliştirerek, onları “iyileştirmekle” ödevlidir. İyi bir okulu kuracak olan okul müdürleridir. Okul müdürleri, mevcut insan kaynaklarını en etkin bir biçimde yetiştirip geliştirmekle yükümlüdür. Denebilir ki, iyi bir okulu yöneticiler kurar, iyi bir sınıfı da öğretmenler.

Yeni okul, insan kaynakları bakımından gelişmiş okuldur; yoksa yapısal bakımdan mükemmel, bilgisayar programları açısından ve madde kaynakları bakımından eksiksiz bir yapı değildir. Yeni eğitim yönetimi yaklaşımlarının ana fikri, yönetimde insanı önceleyen bir anlayışı formüle etmektedir. İnsanı önceleyen bir okul lideri, öncelikle öğretmenler olmak üzere okuldaki bütün personeli, “insan kaynakları” yaklaşımıyla değerlendirmeyi bilir. “Öğrenci merkezli eğitimin” dayandığı yaklaşım da budur.

Okulu yeniden kurmanın gerekli olduğuna ilişkin ortak bir inancın varlığını kabul ediyoruz. İş bu yeniden kurmanın nasıl olacağı ile ilgilidir. Öncelikle okulu yeniden kurabilecek okul liderlerini seçip, eğitmeli ve geliştirmelidir. İyi seçilmiş, atanmış ve geliştirilmiş okul müdürleri olmadan okulu yeniden kurmanın imkânsız olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir.