Sistemsiz takımlar düzensiz ordular gibidir. Zaman zaman iyi işler çıkarsalar da savaşı asla kazanamazlar.
Bana göre Fatih Tekke’nin selefleri Abdullah Avcı ile Şenol Güneş’in en büyük eksiği bir sistem inşa edememiş olmalarıydı. Oyuna kafa yormak, oyunu kusursuz hale getirmek için çok çalışmak yerine bireysel performanslar ile elde edilen günlük başarılarla yetindiler.
Bir nevi kolayı seçtiler diyebiliriz..
Bana göre her iki hocanın da kolay yolu tercih etmelerinin, sistem inşa etmekten kaçınmalarının en önemli nedeni tutkularını kaybetmiş olmalarıydı.Şimdi ise Trabzonspor’un başında futbolu tutkuyla seven, kendini ispat etmek isteyen, hayalleri olan birisi var.
Bu maç Rizespor maçında elde edilen kazanımların pekiştirilmesi için büyük bir şanstı bana göre.
Fatih hocanın geçen hafta süre vermediği mendy, cihan, Visca gibi isimlere ilk onbirde şans vermesi her oyuncuya eşit şans verdiğinin, tüm oyuncularını görmek istediğinin, kimseye ayrıcalıklı davranmadığının mesajı gibiydi.
Bu mesaj oyuncular tarafından doğru algılanmamış olacak ki ilk 45 dakikada sadece iki pozisyon bulan bordo mavili ekibimiz iki net pozisyonu da rakibine ikram etti.
Visca ile Cihan kenarlarda hiçbir varlık gösteremezken Zubkov, Nwakaeme ikilisini gözlerimiz aradı dersek abartmış olmayız. İlk yarının son dakikasında kornerden Banza ile bulduğunuz gol Simon Banza’nın rakip savunmaya kurduğu fizik üstünlüğün bir sonucuydu.
İkinci yarı için de benzer şeyler söylemek mümkün. Topa daha fazla sahip olan taraf bordo mavili oyuncular olsa da pozisyon zenginliği ve gol olarak bir zenginlik göremedik. Batagov’un direkten dönen topu, Ozan tufan’ın penaltı noktası üzerinden dağlara taşlara vurduğu şutlar da olmasa heyecanlanmadık bile diyebiliriz.
Rize maçında gördüğümüz pozitif futbolun pekiştirilmesini beklediğimiz bir haftada izleyiciler olarak umduğumuzu bulamadık diyebilirim. Belki de akılların kupa maçında olması buna sebep olmuştur.
Sadece 3 puan diyerek yazımızı sonlandıralım..