Tarihin derinliklerinden bugüne öyle güzel mesaj veren olaylar vardır ki.
Türklerin Osmanlı’dan beri medeniyetin tek dişi kalmış canavarı Avrupa ve batıya yönelik hoşgörüsü olmuştur.
Ama onlar bize karşı hep ön yargılıdır.
Bu bizim eksikliğimiz değildir.
Batının önyargısıdır ve kırılamamıştır.
İşte o önyargının en güzel örneği ve bir Türk’ün verdiği ders:
‘Paris'te 1938' de bir tiyatronun vestiyer görevlisi kadın, temsil bittikten sonra, Amerikalı müşterilerden birine paltosunu giydirir.
Müşteri hemen paltoyu çıkarır:
-Bu benim değil, der.
Vestiyer görevlisi kadın, Amerikalının paltosunu arar, arar, bulamaz.
Yanlışlıkla bunu bir müşteriye giydirdiğini anlar.
Paltonun cebinde 150 dolar kadar para ve Amerikan sigaraları vardır.
Çok kızan Amerikalı, kendi paltosunu hemen bulmasını aksi takdirde, kendisini şikayet ederek hem maddi kaybının telafisini hem de işten atılmasını isteyeceğini söyler.
Vestiyer telaş içindedir.
Paltoyu yanlışlıkla alan kişinin getireceğini de hesaplayarak adamdan ertesi gün öğleye kadar süre ister.
O geceyi uykusuz geçirir ve düşünür :
"Yanlışlıkla bu paltoyu giyip giden müşteri Fransızsa geri getireceği şüphelidir.
İngilizse geri getireceği muhakkaktır."
Böylece, zihninde bütün milletlere göre birer ahlak notu verir...
Ertesi gün, sabahtan itibaren, gözleri kapıda beklemeye başlar
Öğleye doğru, zayıf, gözlüklü, orta yaşlı ve orta boylu bir adam çıkagelir ve paltoyla birlikte ceplerindeki dolarları ve sigaraları kadına teslim eder.
Kadın çok sevinir.
Bu namuslu müşteriye bir çift bilet hediye etmek ister, kabul ettiremez...
Sorar :
-Fransız mısınız siz?
-Hayır, madam.
-İngiliz?
-Hayır.
-İtalyan?
-Hayır, madam, ben Türk 'üm...
O zaman, kadın gece düşündüklerini anlattıktan sonra:
-Türkler hiç hatırıma gelmemişti der!
Ve hemen bitişikteki çiçekçiden müşteriye, Türk bayrağının renkleri olan kırmızı ve beyaz güllerden oluşan bir buketi hediye eder...
Türk, o dönemde Avrupa'da edebiyat incelemeleri yapan Peyami Safa 'dır.
Böyle onlarca yaşanmışlık sayabiliriz.
Avrupa’da Türklerin başarıları.
Yeri geldiğinde kahramanlıkları.
Fedekarlıkları.
Fakat biliriz ki, yapılanın değeri gün içindeki kadardır.
Bir gün sonra siz yine aynı Türksünüz.
Çünkü sizi görünce Osmanlıyı görüyorlar.
Hatta Filistini görüyorlar.
Atatürk’ü görüyorlar.
Onun için hiçbir siyasetçi bunlara güvenip yürümemeli.
Menderes, Ecevit, Erbakan ve Erdoğan örnekleri var.
Hepsi bağımsız ekonomi, milli sanayi dediğinde ‘Olmaz’ dediler.
Siyasetçi ülkesine hizmet edecekse çarıkları giyecek
Ve Anadolu’dan başlayacak!