Cumhuriyet döneminden sonra “ dinimizi yaşayamadık “ diyenlere...
Hani bu palavra yetmezmiş gibi üstüne “ Kuran’ı taşların arasında sakladık “ diyen yalancılara...
Evet, bu yalanlarla insanları birbirine düşman edenlere, ayrıştıranlara, bölenlere göstermeyi çok isterdim 1928-1929 yılları arasında ki öğrenci karnesini!
Karnede yazan ilk ders ne biliyor musunuz?
DİN DERSLERİ!!!
Yazık... Oysa ne çok insan inandı bu safsatalara!
Yıllarca yağ ve tüp kuyruklarını dinledik siyasetçilerden.
Bu konuda öyle şahane propagandalar yürütüldü ki, bu dönemde yaşayan , rahmetli Ecevit’in e’sini bilmeyen gençler bile nefret eder oldular ondan.
Doğru, o dönemde kuyruklar oldu ama Amerika’ya sormadan Kıbrıs’a girmenin ve Amerikan üslerini kapatmanın neticesinde uygulanan ambargo sonucundaydı bu yokluk.
Siyasi yaptırımların neticesiydi.
Yıllardır ülkemiz üzerinde sebebini dış güçlere bağladığımız oyunlar var.
Aynı zamanda ne olursa hemen “dış güçler” diyen bir kitle de var.
Her şeyin sebebini dış güçlere bağlayan bir kitle...
O kitleye sormak istiyorum, bu gün yaşanan her olumsuzluğu dış güçlere bağlıyorsunuz, dış güçlerin işi diyorsunuz da, Ecevit döneminde yaşanan o kuyruklara neden “dış güçler” demiyorsunuz?
Malum seçim dönemi yaklaşıyor. Siyasi arenalar kızışacak. Söylemler de...
Eğer olur da sosyal medyada, basında biriyle tartışırsanız karıncaların hikayesi gelsin aklınıza.
Bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası alın. Sonra da memlekete döndüğünüzde bildiğiniz toprak karıncasından da 100 tanesini alarak bir kavanozun içine koyun.
Ve kavanozu seyredin...
Gözünüze çarpan bir durum olmaz. Her şey yolundadır kavanozda.
Sonra o kavanozu şiddetle sallayın ve kavanozu aldığınız yere bırakın.
Az önce sessizliğe bürünmüş bir halde yerinde duran kavanozun içinin birdenbire savaş alanına döndüğünü göreceksiniz.
Kırmızı karıncalar, bunu yapan düşmanın siyah karıncalar olduğunu, siyah karıncalar da bunu yapanın kırmızı karıncalar olduğunu sandığından kavanozun içinde acımasızca bir savaş başlar!
Savaşın neticesinde de karıncalar birbirini yerler.
Oysa gerçeği bildiğiniz üzere kavanozu sallayan sizsiniz!
Bu konuyla ilgili elinde onlarca, yüzlerce örnek olan biri olarak gönül rahatlığı ile yine yazıyorum. Sosyal medya da, ya da orda burda, ya da siyasilerden duyduğunuz anlatımlar üzerinden çıkarım yapıp birbirinize saldırmayın!
Tartışmayın!
Küsmeyin!
Aklınız var çok şükür, bilgiye ulaşmak için her imkan da var. Bu yüzden kendiniz araştırın. Ama iki yönlü olsun araştırmalarınız. Hem taraflı, hem objektif!
Malum her yeni bir seçim döneminde yaşanan tartışmalar yeniden başlayacak.
Yeniden başlayacak laf çakmalar!
Kırıp, dökmeler.
İşte bu yüzden yine tekrarlıyorum; olur da sosyal medya üzerinden biriyle gırtlak gırtlağa gelmeden önce sorun kendinize...
Kavanozu sallayan kim?