Türk tarihinde birçok abidevi şahsiyetin var olduğu bilinmektedir. Fakat yakın tarihimize damgasını vuran kişiler arasında yer alan Ali Şükrü Bey ve Mehmed Akif bunlar arasında çok özel bir mevkiye sahiptir. Zira bu iki vatansever bugünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kuran birinci TBMM’nin en önde gelen vekilleri arasında yer alıyordu.

Aslında bu iki arkadaş İstanbul’un işgalinin ardından Milli Meclise katılmak üzere birlikte Ankara’ya geçmişlerdir. Ali Şükrü Bey ile Mehmed Akif’in Ankara yolculuğuna çıkış hikâyelerinin başlangıcını SebilürrreşadDergisi sahibi Eşref Bey şu şekilde izah etmiştir:

O sıralarda bir gün rahmetli Akif’le Sebilürrreşad’ın idarehanesinde konuşuyorken merhum Ali Şükrü geldi:

Haydi, hazırlanınız, gidiyoruz, dedi.

Nereye, dedik.

Ankara’ya. Oradan sizi çağırıyorlar. Paşa (Mustafa Kemal Paşa) sizi istiyor. Sebilürrreşad’ın Ankara’da neşredilmesini istiyor.

Âkif’le bakıştık. Ali Şükrü kat’i bir lisanla:

Hiç düşünmeyiniz, gideceğiz, her halükârda gideceğiz.

Âkif sordu:-Nasıl gideceğiz?

Ali Şükrü cevap verdi:Basbayağı gideceğiz. Biz ikimiz Üsküdar’dan yola çıkacağız. İngiliz hatlarını yararak geçeceğiz.

İşte bu iki arkadaşın işgal kuvvetlerini yararak Ankara’ya hareketleri bu şekilde başlamıştır. Yolda karşılaştıkları tüm tehlikelere rağmen vatan aşkı uğruna her şeyi göze alan Ali Şükrü Bey ve Mehmet Âkif gizlice İstanbul’dan Ankara’ya gitmiş ve Meclis çalışmalarına katılmışlardır.

Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde biri Burdur diğeri Trabzon Milletvekili olarak görev yapan bu iki arkadaşın en önde gelen özellikleri ise taassup derecesinde vatansever olmalarıdır. Mesela 8-25 Temmuz 1921 tarihleri arasındaki Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde YunanlılarınAnadolu’da ilerleyip Ankara’ya yaklaşmaları Meclis’te de üzüntü ve endişe yaratmış, Meclis’in Kayseri’ye taşınması fikri gizli celsede görüşülmeye başlanmıştı. Mecliste yapılan görüşmelere bakıldığında Ali Şükrü Bey ve Mehmed Akif’in, Meclisin taşınmasına karşı oldukları anlaşılmaktadır. Çünkü onlara göre eğer Meclis taşınırsa bu durum halkta manevî güç kaybına sebebiyet verebilirdi.

Ölümü göze alarak Meclisin taşınmasına karşı çıkan bu iki vatanseverden biri İstiklal Marşı’nı yazarak adını tarihe kazımıştır.Diğeri de Meclisin taşınmasının gündeme geldiği süreçte Kayseri’ye giderekburada halkın içerisinde bulunduğu korku ve ümitsizliği bertaraf etmek için Kayseri Ulu Camii’nde konuşma yapmıştır. O günlerde büyük yankı uyandıran konuşmasında Ali Şükrü Bey, İngiltere’nin Birinci Dünya Savaşı’nın sonundan itibaren Anadolu’yu ele geçirme planlarını, Osmanlı’ya hayat hakkı tanımayan Sevr Antlaşması’nı, İstanbul’un işgal edilip Millî Mücadele’nin engellenmeye çalışılmasını vebu bağlamda Anadolu’da yürütülen mücadelenin ne denli önemli olduğunu Kur’an-ı Kerim’den ayetlerle destekleyerek açıklamış ve halka Cihad çağrısı yapmıştır.

Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Türk Ordularının, Büyük Taarruzu yaparak düşman kuvvetlerini bertaraf etmesinin ardından başlayan Lozan müzakereleri sürecinde Meclis içinde muhalefet yoğunlaşmış ve gerginleşen ortamda Ali Şükrü Bey öldürülmüştür. Muhalefetin iyice artması üzerine Meclisin yenilenmesine karar verilmiş ve bu kapsamda Mehmed Akif de yeni meclise dâhil edilmemiştir.

Böylece bu iki vatansever vekilden biri öldürülmüş diğeri de dışlanarak Meclise dışına çıkarılmıştır.Ali Şükrü Bey, Milli Mücadelenin o fırtınalı günlerinde canından olmuştur. Mehmed Akif isemaddi zorluklar yaşamış ve bir süre sonra vatanını terk etmek zorunda kalmıştır. Ülkenin kurtuluşu uğruna büyük bedeller ödeyen bu iki vatansever halen daha Türk Milleti’nin kalbinde yerini korumaktadır.