Plan tıkır tıkır işliyor!
Suudi Kralı Trump’la elde küre kılıç dansı ede dursun… Kralın sevgili prensleri Rihanna’yla fink ata dursun… Sivri zekâlı Müslüman liderler paracıkları ABD’nin elinde olan Katar’a şöyle mi yapsak, yok böyle mi dalsak diye saçma sapan planlar yapa dursun… Biz de dâhil Müslüman coğrafyası milyon sorunla boğuşa duralım…
Onlar önce masum 3 Filistinliyi katlettiler… Sonra da 1967 yılından beri aralıksız kılınan Cuma namazını şak diye sonlandırdılar!
Evet, artık Müslümanlar için son derece değerli olan Mescid-i Aksa da Cuma namazı kılınamıyor. Çünkü ibadete kapattılar.
İsrail, artık canı ne istiyorsa, nasıl istiyorsa onu uyguluyor.
Karşı koyan mı?
Güldürmeyin beni…
-------
Neden böyleyiz?
Fotoğraf Trabzon Atatürk Köşkünde çekilmiş.
Köşkte asılı avize, avizenin altında bir bilardo masası… Ve masanın üzerinde kocaman bir merdiven!
Evet, evet masanın üzerinde metal bir merdiven!
Arkadaşlar avizeyi tamir ediyorlarmış…
Arkadaş, sen evindeki tavanı boyarken masanın üzerine merdiven mi koyarsın? Nedir bu hoyratlığımız? Nasılsa parasını ben vermedim, amaaaaannnn sallaaaa, kafasıyla yaptığımız bu savurganlığımız…
Sahi neden böyleyiz? Neden hiçbir şeyin değerini, kıymetini bilmiyoruz?
Tek yaptığımız, kesip, yakıp, yok etmek!
Ne zaman akıllanacağız?
Dünya 6. ve en tehlikeli kendini yok etme dönemine girmiş durumda. Bitkiler, hayvanlar hızla tükeniyor. Hiç mi etrafına bakmaz insan? Oysa başını gökyüzüne kaldırsa gerçeği görüp anlayacak.
Ben şehir çocuğuyum. Ama eskiden ara sıra da olsa mahallelerimizde kelebek görüp kovalardık. Oysa şimdi sivrisinekten başka hiçbir şey uçmaz oldu. Bunu bile farkına varamayacak kadar aptal mısın insanoğlu?
Mersin’de reklam panosunun görünmesini engellediği gerekçesiyle o 4 ağacı kesen, üstüne de poz veren zavallıyı görüp umutlarım tükendiği esnada, Isparta’dan gelen bir haber beni daha da üzdü.
71 yaşında bir teyze, komşusunun şikâyeti üzerine kesilen dut fidanını kucaklayıp fidanını kesen belediyeye koşmuştu.“Ne istediniz bu fidandan? Ömrünüz bu ağaçtan kısa olsun” diye, yakarışı bir feryattı aslında. Canım teyzem, ne varsa eskilerde var diyerek nasılda duygulandırdın beni…
Maddi, manevi hiçbir şeyin değerini bilmez bir tavırla sona doğru, kendi yarattığımız kıyamete doğru sürükleniyoruz resmen.
Gelenek, tarih, saygı, yaşlı kıymeti, adetler,  tabiat, kavramlar ve sevgi…
Hoyratça tüketiyoruz tüm varlıklarımızı. Ve hepsi için uyduruk-kaydırık savunmalarımız var.
O ağaç kesilirken, insan katledilirken, ya da tarih yok edilirken hiç mi sormuyorsun kendine…
Bir tarih nasıl oluşuyor? Bir ağaç kolay mı yetişiyor? Ya bir insan?
(İnci’den Not: 15 Temmuz Günü yaşanılanları unutmadım! Bu güzel ülkeye bu kötülüğü yaşatanları da unutmayacağım! Vatan savunması uğruna gözünü kırpmadan can veren şehitlerime ve gazilerime şükranlarımı sunuyorum. Allah ülkemizi bütün şer odaklarından korusun. Ve bize bir daha böyle acıları yaşatmasın.)