Bazı ayrılıklar mecburidir; kimi zaman ekmek parası, kimi zaman hayallerin peşinden gidilir. Trabzon’un dik yamaçlarından İstanbul’un kalabalık sokaklarına uzanan hayatlar, geride özlemler ve yarım kalmış çocukluklar bırakır. “Kuzeyin Oğlu” olarak tanınan Volkan Konak da işte bu hikâyelerin birisinden çıktı; sırtında gitarı, kalbinde Karadeniz’in hırçınlığı ile.

Bir Trabzonlunun kaleminden dökülen satırlarda, hem gurbetin acısı hem de Konak’ın müziğinin bir kuşağa nasıl yoldaşlık ettiği anlatılıyor. Üniversite yolculuğuna kasetçalarına “Efulim”i koyarak başlayanlar, onun sesinde memleket özlemini bastırdı. “Yine çisil çisil mi yağıyor yağmur Uzun Sokağın taşlarına?” diye sorduğunda, birçok kişi kendi hikâyesini buldu o şarkılarda.

Yalnızca müziğiyle değil, duruşuyla da sevenlerinin gönlünde yer edinen Konak, kimileri tarafından politik söylemleriyle eleştirilse de milyonlar onu Karadeniz’in sesi olarak sahiplendi. Onunla büyüyenler, sadece kuymak tarif etmedi; “mora”, “efulim”, “kukar” gibi kelimeleri, kültürlerini ve köklerini onunla hatırladı.

Raflarda Tehlike! Ünlü Cips Markası Acilen Toplatılıyor Raflarda Tehlike! Ünlü Cips Markası Acilen Toplatılıyor

Yazar, yıllar sonra baba dostunun davetiyle katıldığı cenazede, Volkan Konak’ı Karadeniz’e özgü bir havada; güneşli, bulutlu ve yağmurlu bir günde sonsuzluğa uğurladıklarını aktarıyor. Vefat sonrası bazı çevrelerin olumsuz sözlerine karşı ise Peygamber Efendimizin “O da bir insan değil miydi?” sözüyle vicdan çağrısında bulunuyor.

Volkan Konak’ın ardından yazılan bu duygulu satırlar, onun yalnızca bir sanatçı değil; bir dönemin sözcüsü, bir kültürün taşıyıcısı olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Mekânın cennet olsun Kuzeyin Oğlu…

Muhabir: BİROL SANCAK