İnsanlığın serveti sayılan çocuklarımızı; Şiddet, taciz ve tecavüzden korumak için "çığlık(!)" dışında bazı önemli önlemler alınmaya başlandı. Bu önlemlerden biri de çocuktan makas almanın, yani çocuğa dokunulmasının yasaklanması. *** Orantıla

İnsanlığın serveti sayılan çocuklarımızı; Şiddet, taciz ve tecavüzden korumak için "çığlık(!)" dışında bazı önemli önlemler alınmaya başlandı. Bu önlemlerden biri de çocuktan makas almanın, yani çocuğa dokunulmasının yasaklanması. *** Orantılanırsa toplumda ancak yüz binde bir görülen sabıklığın yüzünden o cennet yüzlü çocukların  sevilmesi engellenirken, çocuklar artık sevgisizliğe mahkum edilmiştir mağdur varlıklardır. *** Oysa çocuklar bizin, hepimizin evlatları,  ortak değerleridir. Toplumların geleceği umutları, tomurcuklarıdır. onlar. *** Bu makas mevzuu çözüm ise, kötü bir çözümdür. Bedeli buz gibi bir gelecek ve yarınlara kurşun gibi ağır bir gelecek taşıyacaktır. Ve bu yasa ile hemen herkes potansiyel sapık görülmekte, yaşça büyük ağabeyler, amcalar töhmet altında kalacaktır. *** Ben şahsen böyle bir yasaklamaya muhatap olmaktan utanmaktayım. Bilmem daha önce anlatmış mıydım? Bir Japon arkadaşım, biz Türkleri çok sevdiğini, Çünkü çok sıcak kanlı olduğumuzu söylerdi. *** Anlattığına göre, "Japon anne babalar çocuklarıyla Trabzon'a geldiklerinde bizler o minik Japon çocuklarına dokunarak sevdiğimizde o çocuklar, önce buna kaşlarını çatarak tepki veriyor, tavır alıp bizden tırsıyorlarmış. Ancak bir sütre sonra bu sevilmişliğe alışıyorlar ve bizler onları sevdikçe onlar boyunlarını sağa sola kıvırarak ve omuzlarını yukarı kaldırıp kıkır kıkır gülmekteymişler. *** Şimdi düşünün aynı şeyi yapmak 12.5 yıldan başlıyor. Arık anlat hakime, anlatabilirsen... *** Evet şimdi aileler çocuklarını uyarıyor. "Yaşı kaç olursa olsun kimseyi kendine dokundurma. Çünkü, ondan sana bir kötülük gelebilir..." *** Oysa büyüklerimiz bize,  ağabeylere, amcalara mesafeli olun demekten ziyade  "Onları sevin. Onları sayın. Gerekirse yardım edin" derdi. Ya şimdi? *** Şimdi düşünün yolda yürümekte olan bir çocuk olmak ne kadar zor... Herkesten korkmak... Bir kötülük, bir tehlike gelecek endişesini taşıyarak o küçük vücutlarıyla korku cehenneminde var olmak ne kadar zor ve iğrenç... *** Üzüldüğüm o ki, bu bizi biz yapan o asil değerlerimiz, şimdilerde bize veda etmiş gidiyor... Ve giderken de; o insanlığın ortak saadeti olan çocuklarımızla aramızı aça aça, ahlaksızlığımızı, sapıklığımızı, ve çaresizliğimizi yüzümüze vura vura ve geri dönmemek üzere  gidiyor...