Hep ne dedik, doğruya doğru. Doğruları yazdık mı?
Hükümetin sağlık politikalarını, alt yapı politikalarını, dış politikasını hep üstte tuttuk. Takdir ettik.
Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir derler ya.
Mehmet Şimşek’in hazinenin başına geçmesi ile böyle bir zam furyasını başlayacağını, belli parametrelerde denge kurmaya çalışacağını öngörmüştük.
Bir şey daha ön görmüştük. Tasarruf. Neden tasarrruf? Kamu kuruluşlarına taliatı vermiş.
Şimdide Özal’ın sözünden devam edelim
‘Ben seçimden önce zam yapacak kadar enayi miyim?’
Şimdi bu sözü bugünkü iktidara uyarlıyorlar.
Nusret Çakıroğlu yayladan aradı.
Sert çıktı.
Çünkü seçimlerde Tayyip Erdoğan’a oy verdi:
‘Yapılan zamları hiç doğru bulmadım. Benzine 10.5 TL zam yapıldı. Bunun altından kimsenin kalkması mümkün değil. Of -Trabzon 34 TL, şoförler odası başkanını aradım ve Vali beyle belediye başkanı ile konuşmasını istedim. Of-Trabzon bu şartlarda 45 TL ve yukarısı olmalıdır. Biz tayyip Erdoğan’a ailece oy verdik. 4. milletvekilinin kazanılmasından ailenin etkisi büyük. Ama siz 15 Temmuz gecesi, milli duyguların yükseldiği anda zam açıklıyorsun.’ Çakıroğlu sözlerine şöyle devam etti: ‘Eğer yeni bir maliye bakanı ithal edecektik de o da zamlarla işi götürecekse o zaman neden geldi? Ben 1.5 yıl süreyle işin düzelemeyeceğini düşünmüyorum’ Peki Körfez sermayesi nefes aldırmaz mı?
‘Aldırır, aldırır ama kısa vadede. O para bizim değil. Borç para. Alacağız ve yurtdışı ülkemizin verdiği garantiler var. O paralar ödenecek. 450 milyar dolarlık borç duruyor.’