Dolar’ın 18, Euro’nun da 20’ye merdiven dayandığında fiyat artışı yaşanmayan hiçbir ürün kalmamıştı.

Gıdadan, temel tüketim maddelerine kadar aklınıza ne geliyorsa her şey bire üç oranında artış gösterdi.

Hep aynı örnek verilir 39 liralık zeytinyağı 139 liraya kadar fırlamış, akaryakıt zamları da gün aşırı gelmeye başladı.

Akşam sabah zam

Elbette bazı ürünlerin dövize endeksli olduğunu anlarız da aklınıza gelen her şeyde fiyat artışının yapılmasına akıl sır erdirmek güç.

Ne mümkün bir ürün fiyat artışından etkilenmesin.

İktidarlarıyerinden sallayan, sarsan en etkin nedenlerden biridir zam artışları ve özellikle mutfak yangınları.

Tencere kaynamıyorsa işte o zaman insanın canına tak ediyor.

Süpermarketlerden tutun da mahalle bakkalına kadar fiyat artışı yapmayan kimse kalmadı.

Allah’ını seven zam yaptı.

Her ne kadar çoğu birbirine zincirleme olarak bağlı olsa da ne insaf kaldı ne de vicdan.

Markete uğradım, daha birkaç güne kadar kilosu 65 liradan satılan sucuğun kilosunu 178 liraya çıktığını görünce, almadan sinirlenerek dışarı çıktım.

Ya Allah aşkına güya yem fiyatlarına gelen zam yüzünden yumurta fiyatları da fırlamış.

Hiçbir şey almadan geri döndüm.

Balıkhaneye gidip dar gelirlinin karnını doyuran bir kilo hamsiyle eve gitmeyi düşündüm ki kilosu 50 liraya çıktığını görünce “Ulan sen de mi Hamsi” diyerek almaktan vazgeçtim.

DüşünsenizeHamsi bile havalara girip zam furyasına katılmış.

Altı üstü hamsisin sen dedim ama.

Neymiş efendim Rusya’ya kaçmışmış.

Güldürmeyin, insanların aklıyla da alay etmeyin.

Döviz kurunun yükselmesini fırsat bilen herkes her şeye zam yapmış.

Kamu Baş Denetçisi BaşkanıŞeref Malkoç’a “Sayın başkanım nereye gidiyoruz” soruma “Merak etmeyin Cumhurbaşkanımız her şeyin farkında ve ne yapacağını da çok iyi biliyor” dedi biraz rahatladım.

Malkoç’tan birkaç saat sonra ve döviz başını alıp giderken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gece yarısı açıklaması parayla, para kazanmanın peşinde olanlara şoke etti.

Para babaları sabaha kadar uyuyamamış.

O günün akşamında 17 liradan dolar alanların sabah 12 dolar ile uyanmasına sevinmedim değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ındövize endeksli mevduat sisteminin getireceğini açıklamasından sonra dolar ve euro silkelenmiş tam olmasa da kendine getirilmesi sağlanmış oldu.

Önü kesilmeseydi yükselmeye devam edecek ve zam sağanağı da aralıksız sürecekti.

Dövize endeksli mevduat sisteminin getirilmesi bir devlet politikasıdır.

Bakın İran’da da zeytinyağı fiyatları fırlamış ama devlet politikası gereği vatandaşa yansıtılmamış sübvanse edilmiş.

Zaten devletin görevi de budur.

Devlet gerektiği zaman ve gerektiği yerde sübvanse ederek dengeyi sağlayan büyük bir güçtür.

Türkiye de çok güçlü bir devlettir.

Öyle kolay kolay evirilip çevrilemez. Kabine ülkesi değildir. Koca bir ulustur.

Dövizin terbiye edilmesinden sonra market fiyatlarının düşüp düşmeyeceği merak ediliyor birkaç gündür.

Dolar ve Euro’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları sonrası başlayan düşüşünü sürdürürkenyüzde 33'ü aşan değer kaybıyla 12,2756 seviyelerine kadar gerilemesi market fiyatlarını nasıl etkileyecek.

Düşecek mi düşmeyecek mi?

Gıda fiyatları düşer mi?

Döviz kurlarında yaşanan yükselişle market fiyatlarındaki artışın, dolardaki düşüş ile birlikte ucuzlaması da bir beklenti haline geldi.

Fiyatlar, düştü düşmedi devlet buna da müdahale etmeli.

Dövize nasıl müdahale edip normale yakın çektiyse gerekirse gıda fiyatlarını düşürmeye yönelik yaptırımları getirmeli.

Yani roket hızıyla çıkan fiyatlar, paraşütle inmemeli.

Her zaman dar gelirlinin yanında olan A101, Şok, BİM gibi marketler raf fiyatlarını düşürmeli. Türkiye’nin dört bir yanında en fazla market zinciri bulunan bu firmalarla görüşülüp fiyatlar aşağıya çekilmeli.

Tarım Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli bari bu işi de sen yap.