Bordo Bereliler tarafından 23 Ağustos 1999 yılında bölücü terör başı Kenya’dan paketlenip getirilirken içinde bulunduğu uçakta milyonların sinir katsayısını artıran, beynimize kan fışkırtan bir açıklama yapmıştı.
“Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir hizmetim olursa yapmaya hazırım” açıklamasını duyduğumuz zaman kulaklarımıza inanamayıp tüm Türkiye olarak ateş püskürmüştük.
“Madem böyle bir düşüncen vardı neden 40 bin insanın ölümüne sebep oldun, yumurta dayanınca mı aklın başına geldi” diyerek adeta 80 milyonluk Türkiye’nin aklıyla alay ediyor bu terörist başı demiştik.
Yargılanmadan kısa bir önce Avrupa Uyum Yasaları çerçevesinde Türkiye’den kaldırılan idam cezasına çarptırılan ardından cezası ömür boyu hapse çevrilen ve kendisine tahsis edilen koca bir ada İmralı’ya gönderilen bölücü başı Öcalan’ın yakalandığında söylediği ve hepimizin cinlerini tepesine çıkardığı “O lafından” bugün medet umar olduk.
Evet, 26 yıl önce dediği “Türkiye Cumhuriyeti Devleti için hizmetim olursa yaparım” lafına geldik bugün.
Çeyrek asır sonra bugün o noktadayız.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’de 2024’te yaptığı ve başta şehit aileleri ile gaziler hatta tüm Türkiye’nin tepkisini çeken bölücü başının TBMM’ye gelip terör örgütünün lağv edilmesini istemesi ile başlayan süreci pür dikkat izliyoruz.
Sadece biz değil
ABD, Avrupa, Afrika, Asya, Kandil tüm dünya pür dikkat izliyor.
Pervin Buldan, Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder, Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’dan oluşan DEM Parti heyetinin üçüncü İmralı ziyaretinden sonra beklenen tarihi açıklamayı akşam saatlerinde yaptılar.
Açıklama yaptıkları platformun arka tarafındaki ekrana dikkat etmişsiziniz sanırım.
Türkçe, Kürtçe, İngilizce yazılı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısını Abdullah Öcalan 27 Şubat 2025” yazılı pankart önündeki açıklama yapılmadan önce heyetin elinde çağrı duyurusu olan Abdullah Öcalan ile çekilen fotoğraf paylaşıldı.
Ve İmralı çağrısını Ahmet Türk Kürtçe, Pervin Buldan ise Türkçe okudu.
Ne vardı çağrıda
Terörist başı Abdullah Öcalan’ın “PKK feshedilsin, kongre toplansın ve tüm gruplar silah bıraksın” tarihi çağrısı okundu.
“Tarihi sorumluluğu üzerime alıyorum” diyen Öcalan 26 yıl önce o uçakta söylediğine geldik bugün.
Peki, terör örgütü kendini feshedecek mi?
Silah bırakacak mı?
Terör örgütünün kaçırdığı kamu personelini 20 Mart’a kadar serbest bırakacak mı?
Yani terörist başı bütün bunları neyin karşılığında verdi.
Özgürlük mü?
Ev hapsi mi?
PKK gerçekten silah bırakacak mı?
Nereye bırakacak?
Terör örgütünün yıllardır sürdürdüğü faaliyetleri tamamen sonlandıracak mı?
Bunun çağrının arkasında yatan pazarlıklar var mıdır?
Öcalan, bu açıklamayı neyin karşılığında yaptı?
2013'teki çözüm süreci ve sonrasında yaşanan gelişmeler hafızalardan silinmedi.
Örgütün o süreçte silah bırakmayı serbest bırakırken, Türkiye'yi oyaladığı ve tekrar saldırılarını yoğunlaştırdığı hala akıllardadır.
Özellikle ABD ve Avrupa'nın bu sürecinin sürekli takip ettiği bir gerçek.
Washington yönetimi, Ortadoğu'da izlenen politikalarda PKK'nın Suriye uzantısı YPG'ye büyük destek verdi.
Ancak son dönemde bölgedeki yetersizlikler dengeler ve Türkiye'nin kararlı durumu, Batı'nın da yeni bir oyun planının gelişmesine neden olmuş olabilir.
ABD ve Avrupa, PKK'nın silah bırakmasını gerçekten istiyor mu, yoksa yeni bir stratejiyle süreci kendi lehlerine mi çevirmeye çalışıyorlar mı?
Tarihi çağrıdan sonra yaşanacakları hep birlikte izleyeceğiz.
Türkiye’nin barışa ve huzura ihtiyacı var.
Bunun tesisi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yıllardır verdiği mücadeleyi elbette biliyoruz.
Barışa herkesin omuz vermesi lazım.
Ama örgütün ne kadar samimi olduğunu merak ediyorum.