O bir öğretmen adayı aynı zamanda çok iyi bir oyuncu ve şarkıcı. Hatay’dan Trabzon’a öğretmen olmak için geldi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Biyoloji Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Trabzon Sanat Tiyatrosu’nda oyun sahneliyor, şarkı söylüyor.  Müzik kökenli bir aileden olması onu Trabzon’da farklı yönlere yönlendirdi. Özge Şabo, Hatay’dan Trabzon’a, öğretmelikten müziğe ve oyunculuğa uzanan serüveni Taka Gazetesi’ne anlattı.

3 Yaşında Müziğe Başladım

TAKA: Müziğe ilk ne zaman nasıl başladınız?

ÖZGE ŞABO: Arap kökenli bir ailenin çocuğuyum. 7 Yaşında Hatay Çocuk Korosunda görev almaya başladım. 3 yaşında beri piyano 12 yaşından beri gitar çalıyorum. 8 yıldır da tiyatro ile uğraşıyorum. Son iki yıldır Trabzon Sanat Tiyatrosu’nun oyuncusuyum.  Aslında şuan da işim şan. 12 yaşından beri sahne de enstrüman çalmıyorum. Solistim vokal olarak devam ediyorum. Şehir içinde şehir dışında organizasyonlara gitmeye devam ediyoruz. Onun dışında kısa metrajlı uzun metrajlı filmler de o tarz birçok proje de yer aldım. Şuan da çekimi Uzungöl’de  devam eden uzun metrajlı bir filmimiz var. Eğitim hayatım ilk ve ortaöğretimi Hatay’da gördüm. Karadeniz Teknik Üniversitesi Biyoloji öğretmenliği ve Anadolu Üniversitesi Laborantlık ve Veterinerlik şeklinde.

7 Yıldır Trabzon’da Yaşıyorum

7 yıldır Trabzon’dayım. Ben Trabzon’u aslında çok benimsedim. İnsan kendisine ait bir şeyin öz eleştirisini daha iyi yapabilir bu biraz o mantık. Kendi şehrime ne kadar öz eleştiri yapabiliyorsam Trabzon’a da o kadar yapabiliyorum artık. Bazen bunun için eleştiri alıyorum ama iyisi ile kötüsü ile ekmeğini yediğimiz yer. Düşündüğüm her şeyi o an söylerim bu ikili ilişkilerimde de böyle. Trabzon’u her eleştirdiğimde takipçi kaybediyoruz. Ben biraz olayı abartarak geldim Trabzon’a. Ben Trabzonsporluyum Trabzon’a geldiğim zaman henüz kalacak yerim yoktu ama kombinem vardı.  Kombinemi aldım ilk maça gittim daha sonra ev bulabildim.

Öğrenci Gibi Değil Trabzonlu Gibi Yaşadım

TAKA: Neden Trabzonspor?

ÖZGE ŞABO: Benim babam da bir futbolcuydu. Almanya’da oyuncuydu. Kesin dönüş yaptıktan sonra Türkiye’de koyu bir Galatasaray taraftarı. Trabzon’a o zamanlar hiç ilgim olmamasına rağmen her maçtan sonra ben Anadolu takımı tutacağım diye bir konuşmamız vardı. Tercihlerimi yaparken Trabzon’un gelmesi imkânsızdı. Ben şehrin siyasetinin, sporunun, sosyal yaşantısının içine girdim. Her anlamda burada bir öğrenci gibi değil de buralı birisi gibi yaşadım.  Bir işin içine girdiğimde yorum yapma söz hakkı buldum kendime. İşin içine girdiğinde bir yorum yapma,  bir taraf olma oluyor. Çünkü taraf olmadan yoksunuz. İyi kötü her anlamda eleştiri yaptım.

O Ses Türkiye’ye İlk Elemelerde Katıldım

TAKA: Müziği bilen bir insan olarak O Ses Türkiye’ye neden katılmadınız?

ÖZGE ŞABO; Şuan Türkiye’de şöyle bir durum oldu sanki müzik yapan herkesin yolu bir şekilde O ses Türkiye’den geçmeli.  Çünkü bir açıdan da haklılar. Ekran da siz bir yere getirebilecek ya da popüler olmanızı sağlayacak en revaçta ki program. O Ses Türkiye’ye aslında ilk elemelerde katıldım. Ama bir sözleşme durumu vardı o zaman.

Bu benim kendi işlerimi engelleyecek durumdaydı o yüzden devam etmedim. Daha sonra Gökhan Türkmen ile kısa bir çalışma olayımız oldu. Onun ricası ile farklı bir yarışma programına katıldı. Geçen sene katıldım FOX TV’de. O yarışma kısa bir süre de bitmek zorunda kaldı. Yarışmalarda böyle bir anımız var. Ama yarışmalara katılayım da belki buradan bir şey olur düşüncesi yoktu. Tamamen Gökhan Türkmen ile ortak çalıştığım için gittim. Bana şu ters geliyor çok yakın arkadaşlarım katıldı bu yarışmalara. Böyle durumlarda iş biraz olayın medya boyutuna gidiyor. Benim hayran kaldığım bir arkadaşım geçen haftalarda elendi. Olay siyasi bir yerden yürüdü. Rap yaptı, dini boyut siyasi boyut bir şeyler yaptı çocuk. Bende ilk müziğe başladığım zamanlarda rap yapıyordum.

Ben de piyasanın içinden geldim ve hepsi neredeyse arkadaşım. Ama farklı kulvarlarda farklı inanların birbirine bu şekilde çarpıtılması bana doğru gelmiyor. Birçok arkadaşım da bu konuda çok ciddi psikolojik problemler yaşadı yarışmadan sonra. Çünkü düşünsenize yirmi yılınızı vermişsiniz ve mükemmel işler yapmışsınız ve bir çok profesyonel sanatçıya ses koçluğu yapmışsınız. Dün müziğe başlayan bir çocuk ki ses açısından da sizden çok daha kötü durumda olan çocuk çıkıp milleti iki ağlatıyor duygusal parça ile bunu götürüyor.

Ses Yarıştırma Boyutunda Olduklarına İnanmıyorum

TAKA: Bu yarışmalar gerçeği yansıtamıyor mu? Şu olamaz mı bütün yarışmalardan alınan puanlarla gidilmesi gerekmez mi?

ÖZGE ŞABO: Şunu düşünüyorum orda bile mutlaka farklı şeyler dönecektir. Hani insan şöyle bekliyor; biz bu ortamlarda bulunduğumuz için biliyoruz bu da çok büyük bir eleştiridir. Bir şekilde torpil yeni adı ile girişimde bulunmak. Şimdi biz piyasanın içinde olduğumuz için biliyoruz. Ne yazık ki piyasanın içinde bulunan arkadaşlarım biz bunu biliyoruz o onun tanıdığı, o onun arkadaşı diye. Kendi yarışmamdan Sesi Çok güzelden O Ses Türkiye’ye sonradan nakledilmiş araya jüri üyelerinin aracı olduğu seni şu tura kadar getireceğim diyen insanları bile biliyorum ne yazık ki.

O yüzden işin gerçekten ses yarıştırmak boyutu olduğuna inanmıyorum.  Onlarda kendi çaplarında haklılar. O bir televizyon, şov. Formatta da belli bir teknik var. Orada belli bir matematik var. Aynı kalemden insanların yerine birilerini bulma boyutu var. Son üç dört yılı temel alırsak mutlaka jürilerde bir ikili var. Avrupa’da bu böyle. Mazhar-Fuat- Özkan, sonra Gökhan ve Hakan. Bunlar belli bir kalemin insanlarıydı, tarz olarakta birbirine yakın insanlardı. Belli bir kelimin üzerine yürüyen belli bir matematik var orada.

6-7 Albüm Çıkaracak Kadar Bestem Var

TAKA:Single çıkarmak istiyor musunuz?  Neler çalıyorsunuz enstrümanlardan? Hem de bu alanda üniversite okumadınız.

ÖZGE ŞABO: Bir Üniversitede Yüksek lisans ya da lisans programında müzik olarak eğitim almadım ama 3 yaşından beri ben bu işin içindeyim. Anne tarafı tamamen Hacı Baktaşi Veli’de bağlama çalan üstatlardan oluşuyor. Babam tarafı batı müziği ile ilgileniyor. Bende ortaya sentez oldum. Beni ilk müziğe yönlendiren babamdı. 6 yaşından sonra piyano başlıyor. Çocuk korosunda şan eğitimi aldım.

Gitar ve piyano dışında çok fazla enstrüman profesyonel anlamda çalmıyorum. Hepsinden biraz biraz. Hem enstrüman çalmak hem de vokal olmak. Bana şu anlamda iyi geldi diyebilirim kendi söz ve müziklerimi yaptım kendi bestelerimi yaptım beni şu anlamda geliştirdi diyebilirim. Kendi söz ve müziklerimi yaptım birçok projem var yaklaşık 100’ün üzerinde beste var.

Bu gün ben bir iş yapacağım desem 7-8 albümü kendi şarkılarım ile doldurabilecek kadar çalışmam var. Şuan günümüzde sosyal medya çok önemli.  Bir şey yapıyorsan mutlaka oradan yapıyorsun. Oradan duyurmaya çalıştık çektiğimiz klipleri güzel de ilgi gördü. Ama tabi bunlar amatör işlerdi. Proje yapma düşüncem var. İletişimde olduğum insanlar da var. Ama biraz ben şunu bekliyorum; eğitim hayatımı bitirdim şuan rahatım artık bunlarla tamamen ilgilenebilirim demeyi bekliyorum biraz.

Hatay Eski Hayat Değil

TAKA: Hatay’da yaşadınız. Hatay’da ne vardır? Trabzon’da ne yoktur? Trabzon’da ne vardır? Hatay’da yoktur?

ÖZGE ŞABO: Çok farklı din ve mezhebin bir arada bulunduğu bir şehir. İnanılmaz derecede rahat yaşanılan bir şehir. Son beş yılı baz alarak bunu söylemiyorum. Çünkü siyasi anlamda Suriyelilerin ülkeye girişi falan ortalığı karıştırdı. Ne yazık ki Hatay eski Hatay değil. Eski rahatlık ve özgürlük yok. Bu yaşıma geldim babam on ikide kızım otur diyor yarın gündüz görsen, çıksan olmaz mı diyor. Medyaya yansıtılmayan çok ciddi sıkıntılar yaşandı. Özgürlükler kısıtlandı bir şekilde.

Tacizler, laf atmalar arttı. Hatay başka bir boyut Antakya başka bir boyut. Ben Trabzon’a gelmeden önce herkes Trabzonlular çok iyi insanlar dediler. Trabzon’a geldikten sonra şunu gördüm Hatay’da tanıştığım Trabzonlular gerçekten çok güvenilir insanlardı ama Trabzon’da bunu göremedim. Trabzon insanı dışarıda inanılmaz derece bir birini tutuyor.

Ama ne yazık ki şehrin özellikle genç nesli inanılmaz bozuk. Ahlaki ve kültürel erozyonlar yaşıyor. 60 yaş üstü bir nesil de var inanılmaz kültürlü inanılmaz kendini yetiştirmiş. 20 yaş altına bakıyorum kültür, araştırma, okulla ilgi sıfır. Çok yanlış yerlere yönlendirilmiş bir zihniyet. Kültürel boyut ya topçu ya popçu olacağım diye oturmuş. Trabzon’da imkân var. İmkân dezavantaj olmuş burada. Bir Antakya aşığı olmama rağmen Trabzon’a artı verebilirim.

HARUN YAVRUOĞLU