Ruh sağlığı, fiziksel sağlığımız kadar önemli olsa da ne yazık ki toplumda hâlâ yeterince anlaşılamayan ve kimi zaman önyargıyla yaklaşılan bir konu. Ruhsal hastalıklarla mücadele eden bireyler, yalnızca hastalıklarıyla değil, aynı zamanda toplumun yargılayıcı bakışlarıyla da mücadele etmek zorunda kalabiliyor.

Taka Gazetesi Muhabiri: Ruhsal hastalıkların toplumda nasıl bir algı yarattığına dair düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Psikolog Merve Ak: Ruhsal hastalıklar, fiziksel hastalıklar gibi somut bir şekilde gözlemlenemediği için toplumda genellikle yanlış anlaşılabiliyor. Birçok kişi, ruhsal rahatsızlıkları zayıflık, tembellik ya da kişisel başarısızlık olarak görme eğiliminde. Bu durum, kişilerin tedavi almasını engelleyebilir, çünkü tedaviye başvurmak toplum tarafından "zayıflık" olarak algılanabilir. Bu tür algılar, ruhsal hastalıkları yaşayan bireyleri derin bir yalnızlığa itebilir ve toplumsal dışlanma riskini artırabilir.

Taka Gazetesi Muhabiri: Ruhsal hastalıklarla mücadele eden kişilerin toplumdan gördüğü baskılar, onların iyileşme süreçlerini nasıl etkiler?

Psikolog Merve Ak: Toplum baskısı, genellikle kişilerin kendilerini ifade etmelerini zorlaştırır. Birçok kişi, ruhsal hastalıkları hakkında açıkça konuşmaktan çekinir, çünkü toplumun olumsuz yargılarına maruz kalmaktan korkar. Bu, tedavi sürecini zorlaştırabilir çünkü birey, sorunu gizlemeye çalışarak profesyonel yardım almakta gecikebilir. Ayrıca, toplumda bu tür hastalıklarla ilgili yeterli farkındalık ve anlayış eksikliği, kişilerin kendilerini suçlu hissetmelerine neden olabilir. Bu da depresyon, kaygı gibi rahatsızlıkların daha da derinleşmesine yol açabilir. Toplumsal baskı, hem iyileşme sürecini engeller hem de kişinin ruhsal sağlığını daha da zayıflatabilir.

Taka Gazetesi Muhabiri: Bireylerin toplumsal baskılar nedeniyle tedavi almaktan çekinmelerini engellemek için neler yapılabilir?

Psikolog Merve Ak: Toplumda ruhsal hastalıklarla ilgili farkındalık yaratmak çok önemli. İnsanlar, ruhsal hastalıkların tıpkı fiziksel hastalıklar gibi tedavi edilebilir olduğunu anlamalı. Bunun için medya, eğitim kurumları ve çeşitli sosyal platformlar önemli bir rol oynayabilir. Bireylerin ruhsal sağlık konusundaki ön yargıları kırabilmesi için psikolojik destek almak da normalleştirilmelidir. Toplum olarak, bu konuda empati ve anlayış geliştirmek, insanları yargılamadan önce onların yaşadıkları zorlukları anlamaya çalışmak gerekir. İnsanların bu süreçte destek almaktan çekinmemeleri için, ruhsal hastalıkların tabu olmaktan çıkması şart.

Taka Gazetesi Muhabiri: Ruhsal hastalıkların toplumda "görünür" bir hale gelmesi için psikologlar ve sağlık profesyonelleri ne gibi adımlar atabilir?

Psikolog Merve Ak: Psikologlar, ruhsal hastalıklar konusunda toplumda daha fazla eğitim ve farkındalık çalışmaları yapmalıdır. Herkesin ruhsal sağlığını koruma hakkı olduğunu vurgulayan bir yaklaşım geliştirmeliyiz. Ayrıca, psikoterapi ve danışmanlık hizmetlerinin gizliliği ve profesyonelliği konusunda toplumu bilgilendirmek de önemli. İnsanlar, terapiye başvurduklarında dışlanma veya yargılanma korkusu taşımamalı. Diğer sağlık alanlarında olduğu gibi, ruhsal sağlık da herkesin hakkıdır ve bu alanda daha çok destek ve açık iletişim gereklidir.

Taka Gazetesi Muhabiri: Peki, toplumsal baskılara karşı bireylerin kendilerini nasıl koruyabileceğini düşünüyorsunuz? Onlara ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?

Psikolog Merve Ak: Öncelikle, bireylerin kendilerine değer vermeyi öğrenmeleri çok önemli. Ruhsal hastalıklar, bir kişinin değerini ve kimliğini tanımlamaz. Kişinin yaşadığı bu zorlukları kabullenmesi, iyileşme yolunda önemli bir adımdır. Ayrıca, destek grupları veya bir terapist ile çalışmak, yalnızlık hissini azaltabilir. Kendilerini yargılamadan, toplumdan gelen olumsuz yorumları filtrelemeyi öğrenmeleri gerekir. Kendi içsel kaynaklarını keşfetmeleri, duygusal iyileşmeye katkı sağlar. Son olarak, toplumda bu konuda empati geliştirebilmek için, insanların ruhsal hastalıklarla mücadele edenlere karşı daha dikkatli ve nazik olmalarını öneririm.

Taka Gazetesi Muhabiri: Son olarak, toplum olarak ruhsal hastalıklar konusunda daha sağlıklı bir bakış açısına sahip olmak için ne gibi adımlar atmalıyız?

Psikolog Merve Ak:Toplum olarak daha empatik ve anlayışlı olmamız gerekiyor. İnsanların zayıf değil, güçsüz değil, ama yalnızca zorluklarla karşılaşan bireyler olduğunu unutmamalıyız. Ruhsal hastalıklar, tedavi edilebilen ve yönetilebilen durumlar. Bu nedenle, toplumsal algıyı değiştirmek için, medya, eğitim ve sosyal platformları etkin kullanarak bu konuda farkındalık yaratabiliriz. İnsanlar arasında daha çok açıklık, şeffaflık ve empati geliştikçe, toplumda ruhsal hastalıklarla mücadele edenlerin karşılaştığı baskılar da azalır.

Taka Gazetesi Muhabiri:Verdiğiniz değerli bilgiler için çok teşekkür ederiz, Merve Hanım. Bu konunun toplumda daha fazla konuşulması gerektiğini düşünüyorum. İleriye dönük umut verici bir bakış açısı oluşturmak için hep birlikte çalışmalıyız.

Psikolog Merve Ak: Ben teşekkür ederim. Gerçekten ruhsal hastalıklarla mücadele eden kişilerin yaşadığı zorlukları anlamak ve bu konuda daha sağlıklı bir toplum oluşturmak adına daha fazla konuşmamız gerektiği kesin. Empati, anlayış ve destekle bu süreçlerin çok daha kolay aşılabileceğine inanıyorum.