Ak Parti Trabzon Milletvekili Aday Adayı Cevat Birinci Taka Gazetesi’nin sorularını cevapladı
 
Ak Parti Trabzon Milletvekili aday adayı Cevat Birinci Akçaabatlıdır. İlahiyat mezunu Cevat Birinci, bir süre diyanette imam olarak görev yaptıktan sonra  2 Dönem Akçaabat Dörtyol Belediye Başkanlığı yaptı. Belde Belediyelerinin kapanmasının ardından Cevat Birinci Akçaabat Belediyesi Başkan yardımcılığı görevinde getirildi. Bu süre zarfında da Akçaabat Belediyesi adına yurt içi ve yurt dışı temsil görevlerini yürüttü. Çeşitli etkinliklere katıldı.
 
Bu arada özellikle Akçaabat ve Düzköy yöresinde hemen herkesin, iyi/ kötü günlerinde, Düğün/Cenazelerinde bulunmayı hiç ihmal etmedi. "Benim amacım Allah rızasına talip olmaktır. Maddi anlamda hiç bir beklentim olmadı olmayacaktır. Evet, bu kutlu yola çıkıyorum. Şayet benden daha faydalı bir dost vekil olacaksa Allah bu görevi bana değil,  ona nasip etsin"  Deme erdemini göstermektedir.

İşte Cevat Birinci ile yaptığımız söyleşi.


 
İnsan Sevgisini Esas Aldım
 
TAKA : Millet Vekili adayı olarak "Ben de varım" dediniz. Hayırlı olsun'
Gerçi Trabzon sizi iyi tanıyor ama illa da Akçaabat çok iyi tanıyor.
Bize kendinizden ve bu kararınızın amacından bahseder misiniz?
 
BİRİNCİ:  İlahiyat mezunuyum. Yıllarca din hizmetlerinde bulunduktan sonra 2 dönem Belediye Başkanlığı yaptım. Belde Belediyelerinin lav edilmesi nedeniyle Sayın Akçaabat Belediye Başkanımız birlikte çalışmayı teklif etti. Aslında hiçbir zaman ikbal ve istikbal beşinden koşmadım. Allah'ımın bana takdir buyurduğu yolda yürümekteyim. Gerisi hep onun takdiri olmuştur.


 
Bu erken seçim kararıyla ve halkımızın aşırı teşvikleriyle, hatta siz değerli basın mensuplarımızın da görüşlerini alarak görevimden ayrılarak yola çıktım. Ben her daim insan sevgisini esas aldım. İnsanlarımızın yanında oldum. Onlardan yaşam sevincimi devşirdim. Enerji aldım. Onlara hizmet etmekten mutlu oldum. Yorulmadım.Tüm arzum Allah'ın rızasını almak olmuştur. Evet, onlar beni cenazelerinden tanırlar. Düğünlerinden tanırlar. Hasta ziyaretlerimden tanırlar. Din hizmetlerimden tanırlar. Samimiyetimden tanırlar. Çıkarsız umarsız hizmetlerimden tanırlar. Çünkü biz yaratılanı severiz yaradantan ötürü... Dedim ya, hiç bir zaman menfaatlerime yatırım yapmadım. Ama bol bol dualarını aldım hemşerilerimin... Bu arada şunu da belirtmeliyim ki, her zaman görevimin bana verdiği sorumlulukla hizmet yaptım.Seçmenlerimiz arasında ayrım yapmadım. Parti kimliğimle hareket etmedim.Her zaman herkes bize ulaşmıştır.Her zaman elimizden geleni esirgemediğimizi göstermişizdir.
 
Davamız Ben Değil, Biz Olmak Davasıdır
 
TAKA :Temayül yaptınız, halkın ilgisi nasıldı? Sanki "Cumhurbaşkanlığında Tayyip Beye oy vereceğiz; Ancak milletvekilliğinde ise, Ak  partiye oy vermeyeceğiz"  Şeklinde bir değerlendirmeye tanık oldunuz mu? Öte yandan Ak partiye aday adaylığı konusunda yine büyük bir hücum var. sanırın 59 aday adayı oldu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


 
BİRİNCİ:  Bizim davamız halka hizmet davasıdır. Bizim davamız, ekmeği büyütme, insanların refahını arttırma davasıdır. Bizim davamız sevgi/barış ve kardeşlik davasıdır. Bizim davamız yıkım projelerine "Dur!" demek davasıdır. Bu eksende ben önemli değilim. Biz hep beraber önemliyiz...
Çünkü bir ulursak, Biz oluruz. İri ve diri oluruz... Hatta Rabbimden isteğim odur ki, görevi ehline nasip eyle. Benden daha faydalı olabilecek kardeşlerim var ise, görevi  bana değil ona veya onlara nasip eyle. Dedim ya; davamız ben değil, biz olmak davasıdır.
Benim için en büyük makam halkın sevgisidir.Halkın kalbidir. Yüzüme gülen elimi sıkan insanların yüreğidir. Bana bu yeter...


 
Bizim Yolumuz  Sevgi Yoludur
 
Çok samimi olarak belirtmeliyim ki, bizim yolumuz sevgi yoludur. Dostluk yoludur.
Hayatım boyunca kavgacı olmadım. Kavgacıları barıştırdım, yatıştırdım dualarını aldım.
Siyasette de usulüm ve üslubum böyle olacaktır. Zira birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Dışarıda zaten fazlasıyla düşmanımız var... Elbette ki farklılıklarımız olacaktır. Elbette ki o farklılıklarda gelişmeleri değerlendireceğiz.  Ama kavgasız dostça ve yok etmeksizin. Karşımızdakini olduğu gibi kabullenerek, Saygı duyarak… Halkım teveccüh ederse, Ankara ile Trabzon arasında adeta bir köprü olacağım.  Trabzon'umuzun ihtiyaç ve taleplerinin karşılanmasına var gücümle çalışacağım.
 
En katlanılmaz olanlardan biri de işsizliktir. Bunun için istihdama yönelik her fırsatı değerlendireceğim. Memleketimize yatırımcıların gelmesine önayak olacağım.
Türkiye'mizin kırsaldaki insanları hızla köylerden kentlere akın etmektedir. Öyle ki asgari ücretle çalışabilmek için var gücüyle çare aramaktadır. O zaman burada sorunlar var demektir.
 

Köylü köyünde geleceğini görememektedir. Oysa köylüsü toprağına küsmüş bir milletin tarım hayatı sona ermiş, açlık kapıda demektir.
 
Gençlerimizi Koruma Altına Almalıyız
 
Mesela Şinikte 350 dönümlük bir arazi kamulaştırılarak ilave 5 bin kişilik bir istihdam söz konusudur.
 
Buna ilaveten şehir hastaneleri ve 2. Üniversite; hem istihdam hem de kentimin insanlarının eğitimlerinde güneş gibi aydınlık nesiller yetiştirecektir. Son yıllarda turist akınına uğrayan ve önemli maddi girdiler elde eden Trabzon'umuzda turistlere sevgi ve saygılı olmak ticari ve insani menfaatimizedir. İlk fırsatta Trabzon'umuzun Büyük şehir Belediyesi olarak aldığı parasal katkı hesaplaması aleyhimize sonuç veriyor. Bakınız Erzurum Trabzon ile aynı nüfusa sahip. Ancak ilimiz yol ağı olarak Türkiye'nin en uzun yola ağına sahibiz. Ama buna rağmen bu hesap kriteri ile Trabzon Büyük şehir Belediyesi olarak aldığımız para 5 yılda 6 yüz milyon lira daha azdır. Yani eski para ile 600 trilyon bu para Trabzon'u uçurur. İşte bunun düzeltilmesi ilk hedefimizdir.
 
Gençlerimizi koruma altına almalıyız. Uyuşturucu baronları onlara yöneldi. Bu sadece polisliye tedbirlerle önlenemez. Daha komplike çalışmalar yapmalıyız. Okul/aile iş birliği aksatılmadan sürdürülmeli. Ahlaki değerler konusunda da ciddi endişelerim var. Derhal bir şeyler yapmalıyız. Yoksa geleceğimizi kaybedeceğiz. Ne yazık ki, son yıllarda dini bilgisi kifayetsiz, ya da maksatlı; sözde din adına ama din dışı ifadeler; gençlerimizi dini değerlerden soğutacak hale gelmektedir.
 
O nedenle Diyanet İşlerimiz bu konularda daha aktif olmalıdır görüşündeyim.
 
Arı Gibi Çalışmaktayız
 
TAKA : Ak Partide siyaset yapmak nasıl bir duygu?
 
BİRİNCİ: Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; Partimizin kurucusudur.
Çok çalışan, Az uyuyan;  Yaptıklarıyla unutulmaz başarılara imza atan, halkını devletiyle bütünleştiren bir lider.  Onunla, Onun kurduğu partide bir nefer olmayı onur sayıyorum...
Onunla Türk ekonomisi 3'e katlandı. İHA'lar la terörün canına ot tıkıldı.
Milli Silah Sanayimizle,  Dünya çapında devasa yatırımlarımızla, Dünyanın gözü önünde "One minute!" ve "Dünya 5'den büyüktür aforizmasıyla  Batı dünyasına, Türk'ün yükselişini göstermiştir.  Türkiye eski Türkiye değildir. Artık her istenilen bize dayatılamaz. İsyanımızı da, itirazımız da bunadır. Parti olarak eleştiri alıyoruz ama bu eleştirileri kaklı bulmuyorum. Bizde tek adam yoktur. Bizde istişare vardır. Bu bizim meşveret, kültürümüzde vardır. Bizde parti teşkilatları vardır ve uyum içerisinde arı gibi çalışmaktayız... Temennim o ki, Siyaset daha zarif olmalıdır. Daha insan odaklı ve saygı esaslı olmalıdır. Daha çok sevgi dilini kullanmalıyız...
 
Müslüman'ın Feryadını Türkiye Hariç Duyan Yoktur
 
TAKA : Arap Baharıyla yıllardır Müslümanlara yönelik operasyonlar var, bu gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz.
 
BİRİNCİ: Bu gün İslam coğrafyasında yaşananlar Batının ve özellikle Amerika'nın İsrail aşkının sonuçlarından biridir. Hiç orada İsrail denen bir devlet yokken, emrivaki olarak getirip İslam'ın ta kalbine İsrail Devletini kurdular. Odur budur o topraklarda huzur yoktur. Ölüm ve gözyaşı vardır. Zulüm ve Müslüman'ın feryadı var ama Türkiye hariç duyan hiç bir devlet ve millet yoktur.
 
Çünkü o sözde İslam ülkeleri ki; Allahın ipine değil, dünyanın şehvetine sarıldılar. İçerde paramparça, tuz buz oldular... Batının oyununa geldiler ve hala da gelmektedirler...
Bilinçlenmeye, şuurlanmaya ihtiyaçları var.
 
Hiç Bir Ticari Menfaatim Yok
 
TAKA : Son olarak neler söylemek istersiniz?
 
BİRİNCİ: Hiç bir ticari faaliyetim yok. Ticari menfaatim yok.  Hiç bir saklı/yasaklı hayatım yok. Hep halkımın içinde oldum... Dedim ya kısmet olur da Milletvekilliği nasip olursa, bir belediyeci olarak, Belediyelerimizin Ankara'daki, Meclisteki temsilcisi olacağım. Cumhurbaşkanımızın o ağır yüküne omuz vermenin iç huzurunu yaşayacağım. Ülkemin bölünmez bütünlüğüne tüm bedenim ve ruhumla katkı vereceğim. Tüm bunları yaparken de Siyaset üstü bir duruş sergileyeceğim. Bu güne kadar beni ben yapan değerlerden asla uzaklaşmayacağım... Son olarak bu vatan uğruna toprağa düşmüş silahlı kuvvet mensuplarımıza rahmet yakınlarına sabır diliyorum. Ve halkımıza sağlıklı ve mutlu bir Türkiye için var gücümle çalışacağımı vaat ediyorum...