AYKURT NUHOĞLU; 1959 yılında Of’ta dünyaya geldi. Lise eğitimini Fenerbahçe Lisesi'nde sürdürdükten sonra, 1984 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Gençlik yıllarından bu yana sosyal demokrasinin ilkelerini benimsemiş olan Nuhoğlu, siyasette süreklilik ve değişimin büyük önem taşıdığını söylüyor… Nuhoğlu Taka Gazetesi’nin sorularını cevapladı.
İşte o röportaj:
TAKA: Önce sizi tanıyabilir miyiz? Ne zaman siyasete başladınız?
AYKURT NUHOĞLU; İstanbul Teknik Üniversitesi İnşat Mühendisliği bölümü mezunuyum. 1991-1992 yılında SHP Kadıköy İlçe başkanlığı yaptım. CHP İl Yöneticiliği yaptım. İnsanların siyaseti bir meslek haline dönüştürmemesi lazım. Siyaset bir meslek değil bir kamu görevidir.TAKA: Burada çok fazla Karadeniz nüfusu var mı? Bu bölgeden mi destek alıyorsunuz? Yoksa genel anlamda mı destek alıyorsunuz?
AYKURT NUHOĞLU; Kadıköy İstanbul’da ki en eski yerleşim yerlerinden biri. Burada kent kültürü çok yüksek. Yani insanlar Anadolu’nun hangi kentinden gelirse gelsinler Kadıköylü kimliğini öne alırlar. Kadıköy’de insanlar uyumlu bir şekilde yaşıyor. Burası tiyatrosu, sineması, yaşam alanları, eğitimi ile modern bir kent. “Deresi ile denizi ile” derler ya bizde her şeyi ile mutlu insanların yaşadığı bir yer.
“Kadıköy’de Kimsenin Sesi Kısılmaz”
TAKA: Spor ile ilginiz var mı?
AYKURT NUHOĞLU; Bir seyirci olarak az ilgili olmama rağmen sporu her alanda destekliyoruz. Şu anda kapalı yüzme havuzu yaptırıyoruz. Bir diğer kapalı spor salonu projemiz önümüzdeki hafta ihaleye çıkıyor. 11 tane park yaptırdık onların hepsinde spor alanları var. Halkın spor yapmasını sağlıyoruz. Parklarda spor öğretmenlerimiz var. Her yaştan Kadıköylünün spor yapmasını sağlıyoruz.
Kadıköy’deki her yaştan tüm yurttaşlarımızın ihtiyaçlarına sağlık, spor, kültür, sanat, sosyal destek ve eğitim alanlarında projeler üretiyoruz. Çocuk Sanat Merkezimiz, sağlık poliklinklerimiz, gençlik sanat merkezimiz, yuvalarımız, sosyal yaşam evimizle her yaşın ihtiyacına karşılık vermeye çalışıyoruz. Her alanda hizmetlerimiz var. Ve bu hizmetlere Kadıköylülerle birlikte karar veriyor onların talep ve istekleri doğrultusunda hayata geçiriyoruz. Kadıköy’de tek seslilik değil çok seslilik hakim. Kimsenin sesi kısılmıyor, herkes kendini özgürce ifade edebiliyor. Mahalleliyle, muhtarlarla sürekli toplantılar yapıyoruz, sorunları ve önerileri yerinden dinliyoruz.Kadıköy’ün nüfusu 460 bin ama bu nüfus haftasonları 2 milyonu aşıyor. İstanbul’un her yerinden insanlar Kadıköy’e geliyor. Çünkü burada kendilerini özgür hissediyorlar. Kültür sanat faaliyetlerine katılıyorlar, parklarımızda güzel vakitler geçiriyorlar. Bu neden tüm ülkede olmasın?
TAKA: Kadıköy’de kadınlarda lokomotif hem CHP için hem Kadıköy için. Kadınlara pozitif ayrımcılık tanıyor musunuz?
AYKURT NUHOĞLU; Kadıköy Belediyesi’nin yüzde 50’sinden fazlası kadın, kadınlar zaten burada önde. Burada kadınlar önde olması Türkiye için iyi bir şey. Bu enerjinin Türkiye’nin her tarafına yayılmasını isteriz. Kadıköy’de bu kadar başarılı oluyorsak bunun temel nedeni kadınların önde olması.
TAKA: Özellikle Fikirtepe’de başlayan bir kentsel dönüşüm var. Kadıköy değişiyor. Kadıköy kentsel dönüşümün ne kadarını yapabildi?
AYKURT NUHOĞLU; Kadıköy’de kentsel dönüşüm yok. Kentsel yenileme var. Yani Kadıköy’de kentsel dönüşüm değil binaların yenilenmesi yapılıyor. Kentsel dönüşümde insanların esas alındığı
bir düzenleme yapılır. Oysa şu anda yapılan binaların yenilenmesi. Kentsel yenileme ile birlikte anormal derecede bir nüfus yoğunluğu ortaya çıkıyor. Plansız bir şekilde uygulanmasını çok doğru bulmuyorum. Fikirtepe’de binalar bittikten sonra çok büyük yoğunluk Peki, bu ne kazandıracak? Orada yaşayan, mahalle kültürü içerisinde olan, sokağı, kasabı, bakkalı olan insanlar bu mekânlardan ayrıldı. Nerede bu insanlar şimdi? Bunlar bir daha geri gelecek mi? İnsanları bütün geçmişlerinden kopardık. Ben bu sokakta doğmuştum, burada yaşamıştım, bu mahalledeydim kavramlarını öldürdük.Şimdi bunun sosyal anlamada etkisi ne olur diye bir çalışma yapıldı mı? Niye bu binaları yeniliyoruz biz? Bu insanlar için değil mi? Hükümet sadece inşaat ekonomisi ile beraber gelişmeye çalışıyor. Bu doğru bir yöntem değil. Siz üretmeseniz, kendi çocuklarınızın eğitim sistemine, geleceğine önem vermeseniz, sadece günü kurtarmayı ve kamu arazilerini satarak kaynak yapmayı düşünürseniz bu ülkeyi seviyorsunuz anlamına mı geliyor? Peki, bunlar niye satıyor her şeyimizi. Biz Kadıköy’de metrekaresi 3 bin liraya bir yer aldık aynı tarihlerde İstanbul Büyük Şehir belediyesi bir yer aldı metrekaresi 57 bin lira. Arada bu kadar fark olması doğru mu? Biz 3 bin liraya alıyoruz onlar 57 bin liraya alıyor.
Yollarda dikkat ediyorsanız her yerde ‘Evet’lerden geçilmiyor. Kim veriyor bu kampanyanın parasını. Biz niye asamıyoruz da onlar asıyor.
“Kadıköy’ün En Önemli Sorunu Referandum”
TAKA: Sizce Kadıköy’ün en önemli sorunu nedir?
AYKURT NUHOĞLU; Kadıköy’ün en önemli sorunu referandum. Kadıköylülerin şu an en büyük endişesi demokrasi. Demokrasimizi kaybetmek istemiyoruz. Parlamenter sistem içerisinde bütün
sorunlarımızı çözebiliriz. Biz göreve geldiğimizden beri dört tane seçim geçirdik, bir darbe girişimi geçirdik. Şimdi önümüzde bir referandum var. Niye bunları yaşıyoruz?Bugün iş güvenliği ile ilgili bir toplantıya gittim. Şu anda Avrupa’da iş kazalarında birinciyiz. Dünyada üçüncüyüz. Şiddetle terörden daha çok insanı iş kazasında kaybediyoruz. Geçen seneki rakam 2 bin’e yakın. Düşünün, bu ne demektir her gün 6 kişiyi kaybediyoruz.
Gazetelerde, televizyonlarda iş kazalarını hiç duymuyoruz. Niye duymuyoruz? 6 kişi Avustralya’da ölse 1 yıl konuşulur, geçen 8 Mart’ta 7 tane kadın hayatını kaybetti bir gün dahi konuşulmadı. Çünkü biz referandum konuşuyoruz. Başkanlık sistemi insanların hayatından daha değerli olabilir mi?
TAKA: Trabzon’u nasıl görüyorsunuz?
AYKURT NUHOĞLU; Geçen hafta Trabzon’a gittim. Trabzonlu hemşehrilerimizin şunu sormak lazım; “Benim çocuğum niye işsiz. Benim çocuğumun ne eksiği var da işsiz?” Ben çocuktum orada okuyordum aynı iş imkânları vardı. Sadece binaların sayısı arttı. Sadece yüksek binalar yapıldı. Trabzon’un binalara ihtiyacı yok. Trabzon’un ihtiyacı olan şey Trabzon’un eğitimi. Çocukların iş sahibi olması.
Benim babamın ilkokul diplomasında ziraat dersi vardı. Şimdi çocukların derslerinde var mı ziraat dersi. Trabzonlunun “Benim çocuğumun Finlandiyalıdan Amerikalıdan ne farkı var?” diye sorması lazım. Niye bizim cennet gibi olan memleketimizde iş imkânları yok, ekonomi güçlü değil?Neden insanlar eğitim ve iş olanakları için cennet gibi memleketlerini terk etmek zorunda kalıyorlar? Bence ilk sorgulaması gereken şey bu. Bu aslında Türkiye’nin sorgulaması gereken şey. Niye 15 milyonluk kent yapıyorsunuz İstanbul’da. Trabzon’u neden kent merkezinde şişiriyorsun? Ekonomi niye güçlendirilmiyor?
Trabzonlu hemşerilerimin sorması gereken bunlar. Uzunsokak’ta geziyorum yüzlerce genç insan dolaşıyor. Anadolu’nun aşağı yukarı her kasabası ve kenti aynı. Biz kendi geleceğimizi nasıl sağlayacağız?
Sadece inşaat, yol yaparak mı? Binlerce kilometrelik yol yapın. İnsanlar çalışmak için büyük şehirlere gelmek zorunda kalıyorsa o yollar birleştirmez. Reklama dönük projeler, yollar, köprüler yapılıyor. Bizim ihtiyacımız olan şey; eğitim, çocuklarımız iyi eğitim almak zorunda ve geleceğe hazırlanmalı.
“Futbolun Sakinleşmesi Gerekiyor”
TAKA: İstanbul’a gelme nedeniniz Okul mu?
AYKURT NUHOĞLU; İstanbul’a gelmemizin en temel nedeni eğitim ve işti. Ailemizle birlikte geldik. Orada eğitim ve iş olanakları olmayınca insanlar birbirinden görerek göç etmeye başladı. İnsanlar bölgede gelişme şansı görmüyor ki. Şimdi bölgeye bakın. Çay şu anda vatandaşı geçindiremeyecek durum da. Arazi yok, en fazla arazisi olan 2- 3 dönüm arazisi var. Nasıl geçinsin? Mecbur geleceğini başka bir kentte kurmak zorunda kalıyor. TAKA: Kadıköy’de Trabzonlu belediye başkanı olmak zor mu? Çünkü futbol’dan kaynaklı zaman zaman gerilimler oluyor
AYKURT NUHOĞLU; Hayır değil. Kadıköylüler böyle bir ayrımcık asla yapmaz. Burası özgürlüğün kentidir. Burada hiç kimse hiç kimseye hiçbir şekilde ne alt kimliği ile ne ırkı ile sorgulamaz. Bu bölgede en ufak bir gürültü duyma şansınız yok. Futbol ile ilgili şunu söyleyeyim. İsteyen herkes istediği takımın taraftarı olabilir. Ama bu onun başka bir takımın taraftarına hakaret etme ya da saldırma hakkını vermez. Bu yüzden futbolun sakinleşmesi gerekiyor. Bu ülkenin sakinleşmesi gerekiyor.
HAKAN ŞENER
