Kültür Ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera Ve Balesi Genel Müdür Yardımcısı Arzu Sugüneş Taka’ya konuştu:
 
Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcısı Arzu Sugüneş, sana büyük önem ve katkı sağladığını söylediği Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’e övgüler yağdırdı. Sugüneş, “Sanat için fark yarattı” dedi.


 
Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün bahar etkinlikleri kapsamında şehrimizde gerçekleştirdiği 2. Trabzon Opera ve Bale Günleri şehirde tam bir bahar havası estirdi. Trabzonlu sanatseverlerle ikinci kez buluşmanın heyecanını yaşadı. Trabzon Valiliği ve Ortahisar Belediyesinin Katkılarıyla düzenlenen etkinliklerde iki konser, bir müzikal, bir modern dans ve çocuk müzikali yer aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür Yardımcısı Arzu Sugüneş ile Opera ve Balenin yanı sıra Trabzon’u, Ortahisar’ı sanatı, sanatçıyı, kadın yönetici olmayı ve yeni projelerini konuştuk. Su gibi berrak, güneş kadar sıcak sohbetimizde yeni projeleri de sizlerle paylaştık.
 
İşte o röportaj:
 
TAKA: Kısaca sizi tanıyabilir miyim?
 
SUGÜNEŞ: 1966 yılında Ankara’da doğdum. İlköğretimden sonra 1977 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’nın Viyolonsel bölümüne başladım. 1987 yılında Yüksek Bölümden mezun oldum ve Ankara Devlet Opera ve Balesi Orkestrasında sanatçı olarak çalışmaya başladım. Bu süre zarfında yurt içinde ve yurt dışında birçok yerde kurumumu onurla temsil ettim. Görevimin yanı sıra 2016 Kasım ayından beri de DOB (Devlet Opera ve Balesi) Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışmaktayım. Trabzon’da DOB olarak birçok etkinlik ve turneler gerçekleştirdik ancak benim şahsen “Trabzon Opera Bale Günleri” olarak Trabzon’daki bu ikinci programım.


 
Trabzon’a Pervaneli Uçakla Geldim
 
SUGÜNEŞ: Trabzon’a başka sebeple 1992 yılında pervaneli uçak ile gelmiştim. Hem uçak hem de Trabzon Havaalanı beni çok etkilemişti. Daha sonra 2006 yılında Ayder Yaylası’nda gerçekleştireceğimiz konser için yine Trabzon’dan Rize’ye geçmiştik. Turne sonrası Sümela Manastırı’nı gezip öyle Ankara’ya döndük. O zaman manastırın içine kadar görme imkânımız olmuştu. 2016 da Uzungöl’e gittim ancak çok üzüldüm o zaman doğal ortam çok bozulmuştu, maalesef yine öyle. Geçen sene ve bu sene  “Trabzon Opera Bale Günleri” nin bizzat organizasyonunu üstlenerek tekrar güzel Trabzon’a geldik. Bu sene de Kadıralak Yaylası’na gittim ve Yıldız Çiçeklerini gördüm. Muhteşemdi.
 
Uzungöl’den Daha İyi Bir Yer
 
SUGÜNEŞ: Trabzon deyince hep aklıma hamsi, horon, kemençe, Temel, İdris, Dursun ve Fadime gelirdi ve fıkralar gelirdi. Geldikten sonra ise önce Karadeniz insanının samimiyeti, güler yüzü, dost canlılığı, kuymağı, kayganası, meşhur ve süper lezzetli pideleri, Akçaabat köftesi… Bu arada sadece “DURSUN” isimli bir kişi ile tanıştım. Diğer isimlerden bir tanışıklığım olmadı. Kadıralak Yaylası muhteşemdi ve bence bu haliyle Uzungöl’den daha güzel bir yer.


 
Trabzon Kültür Ve Sanat Şehri

SUGÜNEŞ: Geçen yıl DOB Genel Müdürlüğü olarak birkaç yerde düzenlemeye karar verdiğimiz “Opera Bale Günleri” Trabzon’da da yapılacağı için çok heyecanlandım. Çünkü Trabzon metre karesine en çok sanatçı düşen ilimizdi ve birde yerleşik Devlet Tiyatrosu vardı. Dolayısıyla bizi çok iyi karşılayacaklarından emindim. Yine de biraz tedirginliğim vardı. Ancak Festival süresince biletlerimizin günler öncesinden bitmesi ve sonrasında da hem yerel yönetimden hem de seyircilerden gelen memnuniyet ne kadar doğru bir iş yaptığımızı gösterdi. Ortahisar Belediyesi ile gerçekleştirdiğimiz  “1.Opera Bale Günleri’nin böylece geleneksel olarak devam ettirilmesi kararı verildi. Bu sene de “2.Opera Bale Günleri’ni Akçaabat Belediyesi ve yine Ortahisar Belediyesi’nin katkılarıyla 1-7 Nisan tarihlerinde başarıyla gerçekleştirdik. Trabzon halkı opera ve baleyi ne kadar sevdiğini yine boş koltuk kalmayacak kadar doldurarak gösterdi.
 
Donanımlı Bir İnsanla Karşılaştık
 
SUGÜNEŞ:“2.Opera Bale Günleri’ni bu sene Karadeniz Rapsodisi Konseri, Kanlı Nigar Opereti, Sihirli Dünya Çocuk Oyunu ve Güldestan Modern Bale eserleri ile gerçekleştirdik. Her bir eserin biletleri oyunlardan bir iki gün önce bitmişti. Oyunların sonunda Trabzon seyircisi sanatçılarımızı dakikalarca ayakta alkışladılar. Bundan dolayı da beklentilere cevap verdik diye düşünüyorum. Hatta Ortahisar Belediye Başkanımız Ahmet Metin Genç açılış konuşmalarında Trabzon’a bir opera sahnesi yapmaları gerektiğini söyledi. Başkan Genç ufku çok geniş bir insan, bilgili, donanımlı. Kendisiyle çok görüşme imkanımız oldu. Bu süreçte Ortahisar Belediyesi olarak yaptıkları bazı etkinliklere de katıldım. Sanata ve sanatçıya bu kadar destek olan ve başarılı organizasyonlar yapan başkanımızın Trabzon halkı için büyük şans olduğunu düşünüyorum.


 
Çalışmaları Yakından İzledim     
 
SUGÜNEŞ:İki senedir yaklaşık onar gün kaldığım Trabzon’da bir Ankaralı olarak Ortahisar Belediyesi’nin yoğun çalışmalarını da yakından izleme fırsatım oldu. Çevresel değişimin bile ne kadar hassas ve tarihine uygun yapılmaya çalışıldığını gördüm. Müzelerini ziyaret ettim. Ekoparkta yürüyüş yaptım. Sahil boyunca yeşil alanların düzeni ve bakımı beni çok etkiledi. Bütün bu çalışmaların tam bir belediyecilik anlayışı ve sevgiyle yapıldığı anlaşılıyordu. Yaşadığımız bu çağda Ortahisar Belediyesi’nin halka hizmet anlayışının çağdaş bir seviyeye taşınmış olduğunu görmek beni çok mutlu etti. Eminim birkaç ilimizle beraber Trabzon da diğer şehirlerimize ışık tutacaktır.
 
Beste Yarışması Mükemmeldi
 
SUGÜNEŞ: Karadeniz Müziklerini severek dinlerim hatta bu türkülerden meydana gelen “Karadeniz Rapsodisi”nin bestelenmesinde benim de katkım olmuştur. Bu sene ilk defa Ortahisar Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu “Karadeniz Türküleri Yarışması”nda dinlediğim gençler de çok yetenekli ve başarıydılar.
 
Bujor Hoinic Hazırladı
 

TAKA: Karadeniz rapsodisi nasıl hazırlandı?
 
SUGÜNEŞ: Ankara DOB Müdürlüğü olarak 2006 yılında Rize Ayder Yaylasında bir konser organize etmiştik. O zaman da ben Orkestra Müdürlüğü yapıyordum. Bu organizasyonda da Kurumumuza Karadenizliler Federasyonu destek vermişti ve Karadeniz’e özel bir beste siparişinde bulundular.Ben de onları değerli bestecimiz Bujor HOINIC ile tanıştırdım. Bunun sonucunda da Bestecimiz BujorHoinic birçok Karadeniz türkülerinden derlediği bu esere  “Karadeniz Rapsodisi” adını verdi.
 
Çocuklarımızın Sanatla Buluşması…
 
TAKA: Opera ve Balede çocuklara ayrı bir önem veriyorsunuz…
 
SUGÜNEŞ: Kurumumuz gençlerin ve çocukların sanatla buluşturulmasına azami gayret göstermekte, eğitici konu ve karakterleri, görsel, işitsel algılarının geliştirilmesine yönelik şarkılar, danslar, renkli kostümlerle eğlenceli bir şekilde sahnelemekte, gençlerimizin ve çocuklarımızın geleceğin seyircisi olacağı bilinciyle hareket etmektedir.
 
Yeter Ki İmkan Verilsin Bir Zorluğu Yok
 

TAKA: Çalışma hayatında kadın olmak…
 
SUGÜNEŞ: Aslında bence bir zorluğu yok, yeter ki imkân verilsin. Bildiğiniz gibi biz kadınlar on parmağında on marifet olan kişileriz. Evimizi, ailemizi, işimizi ve sosyal hayatımızı çok güzel bir şekilde planlama yeteneğine sahibiz. Kurum ve kuruşlarda çalışan kadın idarecilerin veya çalışanların o yerler için ne kadar isabetli olduğu ortaya çıkartılan işlerden anlaşılabilir.
 
Hayat Herkese Eşit Davranmıyor
 
TAKA: Bir kadın ve anne olarak Türkiye’de kadın profilini nasıl çiziyorsunuz?
 
SUGÜNEŞ: Ben bir kadın olarak önce çalıştığım kurum, sonra çocuklarım ve bana her zaman destek olan eşim Tonguç SUGÜNEŞ’den yana çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Maalesef dünyada bazı kadınlar için hayat yine de zor. Bazen hayat herkese eşit davranmıyor. Ancak ben ve benim gibiler bu profili çalışmalarımızla daha iyi yerlere getirmekle yükümlüyüz diye düşünüyor ve bu bilinçle hareket etmeliyiz diyorum. Tacizler, tecavüzler ve kadın hakları… Taciz ve tecavüz kabul edilemez bir durum. Bunu yapan kişilerin zayıflığını ve yetersizliğini gösteriyor. Devletimiz bu konuda en büyük cezaları vermeli. Bunun hiçbir şekilde affedilir bir tarafı olamaz zaten.
 
Hep Ayakla Alkışladılar
 
TAKA: Türkiye’de sanat ve özellikle opera ve baleye yaklaşım bölgesel anlamda farklılık gösteriyor mu?
 
SUGÜNEŞ: Ben viyolonsel sanatçısı olarak Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün çatısı altında birçok turne ve festivalde görev aldım. Trabzon, Adıyaman,Gaziantep,Mardin,Urfa,Diyarbakır ve Muş gibi birçok ilimizde gerçekleştirdiğimiz bu turnelerde ben bölgesel anlamda hiçbir farklılık hissetmedim.Nereye gitsek hep ilgi ve alakayla karşılandık. Aralık ayında “Kanlı Nigar” eseri ile Muş Alparslan Üniversitesi’ne yaptığımız turnede bir anket yaptırdık. Anket sonucunda seyircimiz ki çoğunluğunu üniversitenin öğrencileri oluşturmuştu, bir bale eserini izlemeyi ve bir konser dinlemeyi çok istediklerini yazmışlardı.
 
Opera Sanatının Bugünlere Gelmesi…
 
TAKA: Sizce dünyadaki ve ülkemizdeki en iyi ‘opera’ sanatçıları kimler
 
SUGÜNEŞ: Pavorotti, Carreras ve Domingo benim ilklerim. Leyla Gencer, Ayhan Baran, Ömer Yılmaz ve Sevda Aydan’ı da  çok severim. Bu soru çok göreceli bence. Zevkler ve renkler tartışılmaz denir ya bence de sanatta beğeni kişinin kendisine göre değişmektedir. Bazen sizin beğendiğinizi ben benim beğenmediğimi siz beğenmeyebilirsiniz. Çok klasik olacak belki ama bir zamanlar ayrı ayrı ünlü olan ve 1990 yılında “3 Tenor” adı altında bu haklı ünlerini bir de beraber verdikleri konserle perçinleyen Pavarotti, Carreras ve Domingo benim ilklerim. Ülkemizde de bildiğiniz gibi yurt içinde ve yurt dışında bizleri başarıyla temsil eden birçok sanatçımız var. Rahmetle andığımız Opera Sanatçılarından başta  Leyla Gencer olmak üzere Ayhan Baran, Ömer Yılmaz ki kendisi de Karadenizlidir, Suna Korat  ve çok yeni yitirdiğimiz bizim neslimizin ‘Kaynanalar’ dizisinden tanıdığı aynı zamanda da bir çok öğrenci yetiştirmiş olan  değerli hocamız Sevda Aydan. Bu kişiler Türkiye’de opera sanatını sevdirmiş ve bugünlere gelmesinde büyük emekleri olmuştur. Bu sancılarımızın yanı sıra birçok yetenekli genç sanatçımızı da zevkle ve hayranlıkla dinliyorum.
 
Eğitim Konserlerine Çok Önem Veriyorum
 
SUGÜNEŞ:Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü olarak Türk Opera ve Bale sanatını yurtça sevilen,dünyaca kabul gören seviyeye taşımak bizim öncelikli görevimiz. Birçok yeni proje üstünde de çalışıyoruz. En önemli projelerimizden birisi olarak gördüğüm “Eğitim Konserleri” altı ilimizin bulunduğu Müdürlüklerimizce her hafta düzenli bir şekilde yürütülürken o illerimize komşu çevre illere de imkânlar el verdiğince gidilmeye çalışılıyor. Ayrıca “Opera Bale Günleri”nin de amacına ulaştığını görüyor ve bunun da imkânlar doğrultusunda devam etmesinin önemini vurgulamak istiyorum. Şan Yarışmaları, Bale Yarışmaları da bu sanatı  yaymak ve yaygınlaştırmak adına çok olumlu çalışmalardır.
 
O Sahneler De Her Türlü Organizasyonu Yapmak…
 
TAKA: Türkiye de temsillerinizi yaparken ne tür sorunlarla karşılaşıyorsunuz, salon gibi, kendinizi anlatabilme gibi…
 
SUGÜNEŞ: Trabzon halkının da artık benimsediği opera ve bale temsilleri sizlerin de gördüğü gibi çok büyük organizasyon gerektirmektedir. Mesela bir masa ve bir sandalye ile her yerde tiyatro sanatını icra edebilirsiniz ancak opera ve bale öyle değil. Bildiğiniz gibi opera ve bale; müzik ve sahne sanatlarının bir araya gelmesinden meydana gelmektedir. Öncelikle bu sanatları geçekleştirmek için en az 60 kişilik bir orkestranız olması lazım. Bunun için de çok özel tasarlanmış sahneler, özel ışık tasarımları, dekorlar için büyük giriş ve çıkışlar, bale için özel yer zemini, Orkestranın oturabileceği bir alan gibi yerlerin olması şart.
 
Genel Müdürlüğümüze bağlı  “Devlet Opera ve Balesi Müdürlükleri’nin teknik imkânları zor şartlarda bile bu sanatı uygulatabilme imkânına sahip ancak ben diyorum ki; eğer şehrinizin kongre merkezleri, konferans salonları, kültür merkezleri kısaca sahne dediğimiz bu tür yerlerde orkestra eşliğiyle beraber bir opera veya bale temsili yapıla biliniyorsa o sahnede her türlü organizasyonu yapmak mümkündür.
CANAN KALAYCI