Bordomavi Balık markasının kurucusu Erşan Yılmaz, kapılarını TAKA Gazetesi Haber Muhabiri Tuğba Öztürk ve Editörü Şevval Küçük’e açtı. Yılmaz, Bordomavi Balık’ın dününü, bugününü ve yolculuk serüvenini anlattı. Trabzon’dan Dubai’ye uzanan bu ilham verici hikayenin öyküsünü paylaşan Erşan Yılmaz, gelecek planları arasında İstanbul ve Londra'ya açılma hedefinin de bulunduğunu belirtti.
Kendisine bir harita belirlediğinin altını çizen Erşan Yılmaz, “Nasip olursa önce İstanbul daha sonra ise Londra’ya açılma planım var” dedi.
İşte o röportajdan kesitler:
EKONOMİSİ İYİ OLMAYAN BİR AİLEYDİK
TAKA: Kendinizden bahseder misiniz, bu yola nasıl baş koydunuz?
ERŞAN YILMAZ: Biz normal bir aileydik, ekonomisi iyi olmayan bir ailenin çocuklarıydık. Babamız inşaat ustası, 2 gün çalışıp 3 gün iş bulamadığında o parayla geçinen insanlardık. Lise birinci ya da ikinci sınıftaydım. Okul harçlığı nedir bilen biri değildik. İmkanımız yoktu.
Dayımlar ve teyzemizin kocası balıkçılık işini yapıyordu. Hafta sonları gelin bize yardım edersiniz, harçlığınızı çıkarırsınız dediler. Bende başladım okuldan arta kalan zamanlarda orada çalışmaya.
EL ARABASIYLA BALIK SATIYORDUK
Trabzon moloz mevkiini biliyorsunuz, balığın pazarının olduğu yerdir. Benden 2 yaş büyük bir abim var. Liseyi bitirmiş el arabasıyla balık satıyordu.
Ben de onun yanına gittim yardım ettim gelen müşteriye poşet açtım. Çok keyifli geçti benim için. İş bittikten sonra harçlık verdi bana, çocuğa para verirsen zehirlersin dediler bizi de zehirlediler. Sonra o para baya bir tatlı geldi bana, ki ben bundan sonra hafta sonları hiç abim demeden direkt yanına gitmeye başladım.
ÜNİVERSİTE HARCIMI SERMAYE YAPTIM
Lise bitti, Üniversite sınavına gireceğim, babam okuyun diye baskı yapıyordu. Bende o zamanlar sınav için bankalara harçlar yatırılıyor. Babamdan banka harç parasını aldım ama parayı bankaya yatırmadım. Sınava girmedim, o parayı sermaye kullandım. Sonra ticarete başladık işte seyyar satıcılığa başladık ama o zamanlarda tadı başka ve güzelliği başkaydı tabi para kazanıyorduk, çalışıyorduk. Bir süre sonra o dönem artık belediye sıkıştırmaya başlamıştı. Seyyarlar artık şehir merkezinden kaldıracaklarını söylediler. Ne yapmamız gerekiyor, ne yapabiliriz, neye çeviririz diye düşünüyorum.
ÖNCE KÜÇÜK BİR DÜKKAN AÇTIM
Artık ya bir pazar ya da bir yer bulup çalışacağız. Ben o zaman düşündüm ya bu işi düzgün yapacağım ya da bu işi bırakacaktım. Düzgün nasıl yapılır küçük bir dükkan açarak başlayabilirdik dedik ama tabi belki umduğumuzu da bulamayacaktık. İşte dükkan açmaya karar verdik. Artık seyyar değil de hani bir esnaf olalım dedik. 3-5 masalı bir dükkan açtık. Oradan bugün buraya hem Trabzon’da hem Dubai’de sevilen bir lezzet olmayı başardık.
DUBAİ FİKRİ PANDEMİDE ÇIKTI
TAKA: Trabzon'dan dünya çapında bir markaya dönüşmek nasıl bir süreçti?
ERŞAN YILMAZ: Aslında şöyle, ortaya çıktı o fikir de… Pandemi döneminde tüm restoranlar kapalıydı.
Sokağa çıkma yasağı var. Bizim ev de yakın buraya. Evden gelip buraya televizyon açıp film seyrediyoruz. Sosyal medyada bakınıyoruz gündeme ne var diye. Bir tane video gördüm işte, Dubai'de Türk girişimci restoran açıyor diye. Merak ettim yani hiç İngilizcem bile yoktu. Sadece balık restoranlarını gezmek için Dubai'ye gittim. 5 günlüğüne gittim, 4. gün sıkıldım döndüm. İlk gittiğimde bakayım dedim ne var ne yok, Dubai’de insanlar nasıl çalışıyor, neler yapıyor, nasıl oluyor bu işler falan… Sonra balıkları bir gördüm şaşırdım. İnanılmaz güzel balıklar var, çeşit çeşit.
DUBAİ’DE BORDOMAVİ BALIK RÜZGARI
Daha sonra en yüksek not alan restoranları ziyaret ettim. Dedim ki kendime bizim fazlamız var eksiğimiz yok, benim kendime has bir tarzım var bu işte.. Araştırdım bu işin detaylarını gelen çokta teklifler vardı. Bu sırada pandemi süreci sona erince Dubai olayını8 unuttum akışına bıraktım çok üstünde durmadım. Bir firma hiç bırakmadı sürekli projeler sundu. Buraya gelmek istediler, buyurun gelin dedim. Bir şekilde ikna olmuş oldum.
Dubai’de restoranımızı açmış olduk. Adını da tabi ki Bordomavi koyduk.
TÜRK MUTFAĞINI SERGİLİYORUZ
TAKA: Bordo Mavi Balık, Trabzon'un en meşhur lezzetlerinden biri. Dubai'de de bu lezzeti sunuyorsunuz. Dubai'deki pazar hakkında ne düşünüyorsunuz?
ERŞAN YILMAZ: Dubai’nin iyi yönleri var. Trabzon’un iyi yönleri var. Şimdi müşteri portföyleri farklı, yemek kültürleri farklı, biz aslında orada insanlara bizim mutfağımızı öğretmeye çalışıyoruz. Yani şöyle bizim mutfağımız çok zengin bir mutfak, lezzetli bir mutfak ama insanlara bunu öğretmek lazım. Yani aldım koydum masaya bunu müşteri hemen alıp yemez veya satamazsın. Bunu öğretmeniz lazım. Şimdi Türklerin de orada nüfusu artışta bununda faydası var, çünkü etraflarında çevresindeki insanları artık size getiriyor, yabancıda olsa gel bak şurada bir Türk mutfağı var, Türk restoranı var, bizim balıkçılığımız böyle diye çevreye dağılmış oluyor.
DUBAİ PAZAR ÜST DÜZEY
Türkiye'de böyle çok büyük bir balık markası yok, yani yurtdışına açılmış veya duyulmuş bir marka yok, herhalde ben ilkimdir diye düşünüyorum. Bilmiyorum yani tam araştırmadım ama ilk olduğumu biliyorum. Dubai pazarı çok üst düzey ve zor bir pazar. Ege mutfağı vardır tahminim Ege tarafından yurtdışın açılan. Ama oranın balık mutfağı bizimkinden biraz daha farklı biz Karadeniz olarak daha farklı yapıyoruz balığı ve şu ana kadar aldığımız geri dönüşlerde hep olumlu. Tabi burada da sadece Karadeniz balığı ile beraber bu konumda değiliz. Orada bizde Asya mutfağından bazı ürünler var. Avrupa mutfağından bazı ürünler var. Çünkü müşterilerin yarıdan fazlası Türk değil zaten. Avrupalı turist ve Rus, Ukraynalı turist şu anda çok fazla var, Türk’te var tabi ki de…
YÖRESEL ÜRÜNLERİMİZİ DE SATIYORUZ
TAKA: Bordo Mavi Balık’ın Dubai'deki restoranlarıyla, Trabzon'daki şubeleri arasında farklar var mı?
ERŞAN YILMAZ: Lezzet bir kuraldır. Şöyle Dubai’de biraz daha sanatsal çalışmalar yapılıyor. Bizim yemek menümüz hemen hemen orada aynı, ama orada çeşit fazla. Dubai’de mesela ahtapotundan istakozuna kadar her şey var. Çünkü o portföy var orada, o kitle var, müşteri zaten istiyor senden bunu. Hamsi, mezgit, parametre buğulaması, bizim salatamız, sütlacımız ağırlıkta ve ezici çoğunlukta Dubai’de satıyor. Bu arada bunun yanında biz Dubai’de çay, fındık gibi yöresel ürünlerimizi de satıyoruz.
ÖNCE İSTANBUL SONRA LONDRA
TAKA: Markanızı başka ülkelere ya da illere taşıma planınız var mı?
ERŞAN YILMAZ: Önümüzdeki günlerde planımızda var. Nasip olursa önce İstanbul planım var. Daha sonra ise Londra istiyorum. Kendime bu şekilde bir harita oluşturdum. İstanbul için bir arayışımızda var. İstanbul ve Londra’yı düşünüyoruz. İstediğim şartlarda güzel bir mekan bulursam istiyorum İstanbul’da bir yer.
ZORU BAŞARDIM
TAKA: Bir iş insanı olarak en çok gurur duyduğunuz an neydi?
ERŞAN YILMAZ: Çok vardır ama ben çok doğal bir adamım. Yani öyle pek aşırı uç yaşamam. Benim için ailemin gözünde bir şeyleri başarmış olmak gurur vericidir. Babamın o bakışını görünce, kendim de gurur duymuşumdur. Ama onun haricinde şöyle söyleyebilirim; bu markayı Dubai gibi bir yerde o tabelaya ismimi yazdırıp insanların görmesini sağlamak bana gurur veriyor. Orada bir Türk'ün onu görmesi de aslında ayrıyeten gururlanıyor insanı, sonuçta bu marka Trabzon'dan çıkmış bir marka. İstanbul gibi bir şehirden dünyaya açılmak ile Trabzon’dan açılmak aynı şey değil. Zoru başardığımız için bence aslında gurur duyulacak bir iş.
DÜNYANIN EN LEZZETLİ MUTFAĞI
TAKA: Türk mutfağını dünyaya tanıtmanın zorlukları ve güzellikleri neler?
ERŞAN YILMAZ: Şöyle söyleyeyim, bizim Türk mutfağı, bence dünyanın en lezzetli mutfağı. Bunu biz tanıtamıyoruz. Niye tanıtamıyoruz? Yani şimdi özeleştirimizi yapalım. Son yıllarda da bu biraz atak yapmaya başladı. Şimdi ürünlerimiz yavaş yavaş nasıl tanıtılıyor? Bizden çok yurt dışına marka çıkmaya başlayınca o ürünleri kullanınca insanlar yemek yiyince memnun olunca ister istemez size kullandığınız ürünleri soruyorlar. Yani şimdi buradan Dubai'de tereyağından mısır ununa kadar hep Türk ürünleri, Trabzon ürünleri kullanıyoruz. Hepsi Trabzon ürünü. Peynirimiz Trabzon'dan, tereyağımız Trabzon'dan. Balığımızı Trabzon'dan gönderiyoruz. Sürekli Türk ürünü kullanıyoruz çünkü bir değişiklik olmasını istemiyorsan buradaki lezzeti oradakini ayrı tutmak istiyorsan aynı ürünü kullanmak zorundasın. Bunu da orada insanlar yiyince, bu lezzeti görünce illa ister istemez sana salatamdaki domatesi bile soracak ki nereden geliyor diye. Tereyağını bile soracak… Kültürel yemeklerimize yöneleceğiz, kültürel yemeklerimizi ön plana çıkaracağız ve bunu sevdireceğiz. Yani artık bu seviyeye ulaşmamız lazım. Tarihimiz çok eskilere dayanıyor. Yemek kültürümüz çok eskilere dayanıyor. Dünya mutfağında bilinirliğimiz var ama Türk mutfağı daha fazlasını hak ediyor.
Taka Gazetesi Haber Muhabiri Tuğba Öztürk ve ditörü Şevval Küçük Bordomavi Balık Markasının kurucusu Erşan Yılmaz ile bir araya geldi.