Tamamen doğal ve organik ürünlerle İstanbullulara farklı bir damak tadının sunulduğu Flamingo Köy’de insanlar şehir stresini atarken Metin Atasoy da çiftliğinde emekliliğin tadını çıkartıyor. Muhteşem manzarada Atasoy ile Trabzonspor’u konuştuk.
İşte Atasoy’un açıklamaları…
TAKA: Herkes sizi hem spor dünyasından tanıyor hem de tekstilci iş adamı olduğunuzu biliyor. Buraya geldiğim zaman çok farklı bir manzarayla karşı karşıya kaldım. Öncelikle neden böyle bir şeyi tercih ettiniz?

TAKA: Trabzonspor ilk yarıda kötü bir performans sergiledi, ikinci yarıda iyi görünüyor. Neler düşünüyorsunuz?
METİN ATASOY: Trabzonspor ikinci yarıda daha başarılı bir performans sergiledi. İlk yarıda sezon başı yapılan yanlış transferlerin ilk yarıya yansımasıdır. Ben bu olayı böyle kabul ediyorum. Yönetimsel anlamda ciddi problemleri olduklarını düşünüyorum, yönetimsel anlamın ekonomik ayağında ama sayın başkan bir şekilde bu zamana kadar getirdi. Ben normal kongreye kadar sayın başkanın da devam edebileceğini düşünüyorum. İyi plan yapıp kadrosunu öyle değiştirmesi gerekiyor. Sayın başkan yönetimsel anlamda ve kulübün temsili anlamında en azından bir önceki döneme göre çok daha başarılı. İşin sosyal boyutunu doğru okuduğunu düşünmüyorum. Trabzon’a ve Trabzonspor’a dokunurken daha sosyal içerikli bir kimlik ortaya koymalı, daha yumuşak verilerle dokunabilmeli etrafa. Sportif anlamda ikinci devrede başarılı olduğunu ekonomik anlamda da kısmen başarılı olduğunu kabul ediyorum, kutluyorum ama Trabzonspor bir ego tatmin yeri değil. Sayın başkan biraz daha egosunu aşağıya çekmelidir. Benim kişisel düşüncem bu yönde. İkinci devrede yapılan transferleri kim yapmışsa doğru transferler yapmış. Aldıkları iki tane bek fevkalade katkı üretti. Trabzonspor yavaş yavaş bir takım oldu.
TAKA: Gelecek sene takıma ne kadar takviye yapılmalıdır?

Mehmet’te Zarar Edilmedi Olcay Bedava Verildi
TAKA: Trabzonspor yönetimi Mehmet Ekici’den 2 milyon Euro alacakken istediği yere gitmedi diye Mehmet Ekici’yi takımda bıraktı, sene sonunda ücretsiz gönderecek. Diğer taraftan da Yusuf’a şans verdi ve Yusuf belki de ondan çok daha değerli bir sporcu oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
METİN ATASOY: Ben orada tam sizinle aynı fikirde değilim. Trabzonspor’un kaybolan 2 milyon euro’sunu Beşiktaş ödedi. Olcay Şahan’ı bedava vererek ödedi. Olcay’ı bonservissiz verdiler. Orada kamuoyuna açıklanmayan gizli anlaşmayla verildi. Benim düz mantığım bunu söylüyor, bu bir eleştiri değildir yapanları kutlarım. Yapılan tüm olaylar Trabzonspor menfaati açısından doğrudur. Bunu düşünenleri de ortaya koyanları da sonuna kadar tebrik ederim. Nitekim Yusuf Yazıcı gibi bir değer kazandık. Şu anda kime sorsanız ‘Mehmet Ekici mi, Yusuf Yazıcı mı?’ Yusuf Yazıcı’yı tercih ederler. Keşke Yusuf’lar çoğalsa. Hami Mandıralı kardeşimizin de Yusuf Yazıcı’nın üstündeki emeğini kimse görmezden gelmemeli.
TAKA: Trabzonspor Beşiktaş’a 4-3 yenildi, ama üzülmedik. Ya da böyle oynayın canımızı yiyin gibi değerlendirmeler yaparak Trabzonspor’un Beşiktaş’a yenilmesi sanki kanıksandı gibi ortaya çıktı. Bu da bazı kesimler tarafından eleştiri aldı. Siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?

TAKA: Trabzonspor’u tekrardan düşünüyor musunuz?
METİN ATASOY: Hayır düşünmüyorum. Bir insanın en verimli yaşı 40-55 yaş arasıdır, ben 60 yaşını geçtim. Dolayısıyla yeni neslin bu ülke Trabzon şehri iki lisan bilen, dünyayı iyi tanımış, teknolojiyi en son noktasına kadar kullanabilen yeni jenerasyona sahip. Bizden bir-iki kademe geri hepimiz bu ufku geniş çocukların önünü açaraktan, onlara ağabeylik yaparak, tecrübelerimizden sunarak onların önünü açıp başarılı olmaları için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Ben Trabzonspor’un divan üyesiyim, eski yöneticisiyim, eski başkan adayıyım. Her türlü sevgim, saygım devam ediyor. Yapabileceğim her şeyi yine yaparım.
TFF Üyeliğini Düşünüyorum
TAKA: Yönetimden başkan size teklif etse ‘Sizi de aramızda görmek istiyoruz’ dese böyle bir teklifi kabul eder misiniz?

TAKA: Trabzonspor’un borçlarını azaltma konusunda bir öneriniz var mı?
METİN ATASOY: Trabzonspor’un zor bir ekonomik süreci var ama tabii ki çözülebilir. Ben ekonomistim, bunun çözüm yolu ise öncelikli olarak doğru bütçe yapacaksınız. Trabzonspor’un yıllık gelirlerini, yıllık giderlerinden az olduğu müddetçe borç ödenmez. Bunun için de kaynak yaratmamız lazım. Bizim kaynağımız ne var? Benim de yönetici olduğum dönemde aldığımız Kartal Tesisleri var. Burası bir şekilde ekonomik hayata geçirilirse gerçi genel kurul buna izin vermedi. Doğru kimliklerin oluşturduğu genel kurul o izni alır. Bu yönetim doğru kimliklerden oluşmuyor anlamında söylemiyorum. İçinde spekülatif zihniyet bir şekilde yansıdığı zaman o tepkiyi verdi. Umarım yönetim yeniden dizayn olur. Gelecek yönetim yeniden olağanüstü kongreye gider mi, gitmez mi onu bilmiyorum. Bana gelen duyumlara göre sayın başkan ekibini yenileyecekmiş.

METİN ATASOY: Dünyada satılmayacak tesis yoktur ama Trabzonspor orada şunu yapması gerekir. Akyazı’da dominant hale gelmesi lazım. En büyük partner olması lazım. Akyazı’nın sisteminin bir şekilde paydaşlarından olması gerekiyor, sadece kiralayan olmamalı. Nasıl ki biz orayı alırken birilerinin engellemelerine çalışmalarına rağmen o günkü başkan zannedersem Albayraklardı, adam o işte ciddi bir uğraş verdi. Nuri Albayrak’ın Faruk beyin, tüm engellemelere rağmen verdiği ve o işi başardıysa bugün de hep birlikte orayı Trabzonspor’a nasıl kazandığıdır. Galatasaray, Fenerbahçe’nin ki, Beşiktaş’ınki böyle gelirlerini değil sistemin detaylarındaki varyasyonu da o şekilde kurgulamışlar. Sistemi bu hale getirildiği zaman ortada çok ciddi bir gelir var. Trabzonspor hepimizin malı, hepimiz katkı üretmeliyiz ama doğru planlama yapmalıyız. Planlamayı başaramazsanız, başarısızlığı planlarsınız. Doğru planlama yapsınlar biz hiçbir başkanı kucağımıza almayız, hiçbir başkanı da itmeyiz. Biz Trabzonspor’a kazandırdıkları başarılarla alkışlarız, yaptığı yanlışlarla da eleştiririz. Her Trabzonlu gibi benimde bakışım budur. İkinci devrede yapılanları teknik heyetten başkanına kadar alkışlarım, birinci dönemde yapılan hataları ikinci dönemde yapmadıkları için kutlarım.
RÖPORTAJ: ZEKİ SANCAK