Trabzonspor tarihin önemli stoperlerinden Osman Özköylü: Trabzonspor bize kimlik verdi
82 puan toplayarak adını tarihe altın harflerle yazdıran 1995-1996 sezonundaki unutulmaz Trabzonspor takımının önemli isimlerinde A Milli futbol takımımın EURO 2000 kadrosunda yer alan tek Trabzonsporlu futbolcu olan, TFF 2.Lig Beyaz grubunun lider takımı Pendikspor’un teknik direktörü, Trabzonlu olmayan Trabzonspor efsanelerinden Osman Özköylü, Pendikspor tesislerinin kapılarını TAKA’ya açarak Furkan Uzun’un sorularını yanıtladı.
TAKA: Futbolcu olarak Trabzonspor ve Milli takım formaları altında unutulmaz zaferlerde yer aldınız. Teknik direktör olarak şampiyonluklar yaşadınız. Bu başarıları bir yana bırakırsak futbol adamı Osman Özköylü’nün hayali, hedef nedir? Geçen yıl verdiğiniz bir röportajda ‘’hedefi, planı olmayan bir takımda çalışmam’’ şeklinde bir ifade kullanmıştınız.
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Hedefi olan, gelecek adına bir şeyler üretmek isteyen bir insan olarak hayalimi gerçekleştirmek için benimle aynı düşüncede olan, aynı paralelde istekleri bulunan yerlerde çalışmak benim için çok önemli. Bu yüzden zaman zaman bu tür teklifler gelse de kabul etmek istemedim. Genel anlamda baktığımız zaman Türkiye’de bu işi yapmak kolay değil. İstediğimiz her şeyi kulüplerde bulmak mümkün değil. Kulüplerin yönetim şekli, ekonomik şartları vs. maalesef beklediğimiz düzeyde değil. Kulüplerin şartları sizin hedeflerinize katkı yapacak, sizi ileriye taşıyacak seviyede olmadığı için zaman zaman bazı noktalarda fedakarlıklar yapmak zorunda kalıyorsunuz. Ama işimizi seviyoruz ve bulunduğumuz yerde bir şekilde, şartlar ne olursa olsun kendi hedeflerimizi gerçekleştirmek için yoğun bir şekilde çalışıyoruz.
TAKA: Antrenörlük hayatınızın ilk yıllarında bu mesleğe Trabzonspor teknik direktörü olmak için başladığınızı söylemiştiniz. Trabzonspor formasını 9 yıl terlettiniz. Trabzon şehrinin ve Trabzonspor’un Osman Özköylü’ye verdiği en önemli şey nedir?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Trabzonspor bana bir kimlik verdi. Bütün ülkede ve belki ülke dışında da Trabzonspor’u, Milli Takımımızı takip eden insanlar tarafından tanınmamıza sebep oldu. Ben Aydınlıyım. Orada doğdum ama herkes beni Trabzonsporlu, Trabzonlu olarak biliyor. Trabzonspor’un bana kattığı en önemli olayın bu olduğunu düşünüyorum. Trabzonspor’un ve Trabzon’un benim ve ailemin hayatında bambaşka bir yeri olmuştur. Ben aynı zamanda Trabzonspor kongre üyesiyim. Aidatını ödeyen bir Trabzonspor taraftarıyım. İnsanın, sonradan gittiği bir yer tarafından sanki oralıymış gibi değer görmesi çok önemli, Trabzonspor’un bana kattığı kimlik çok önemli. Bizim Trabzon şehrine, Trabzon insanına karşı olan sevgimiz, Trabzonspor’a karşı olan sadakatimiz insanlar tarafından takdir gördü. İnsanlar bizi sevdi. Bu nedenle Trabzonsporlu Osman olarak tanındık. Bu benim için belki hayatımdaki en büyük gurur vesilesi olacak şeylerden bir tanesi.
‘’TRABZONSPORLU OLMAK ÇOK BÜYÜK BİR AYRICALIK.’’
TAKA: Trabzonlu olmayan Trabzonspor efsanelerinden birisiniz. Trabzonspor, size özel olduğunuzu hissettirdi mi?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Kesinlikle! Zaten bu anlattığım durumlar bunu bana çok hissettirdi. Gittiğim her yerde, tanıştığım her insanla hep o ilgiyi, saygıyı, sevgiyi gördüm. Birçok yerde önümüze hiç düşünmediğimiz kapılar açıldı. Trabzonsporlu olmak, Trabzonspor’da forma giymek bu ülke sınırları içerisinde çok büyük bir ayrıcalık. Ben bunu yaşayan birisi olarak çok iyi biliyorum. Futbolcu kardeşlerime de, genç kardeşlerimize de söylüyorum. Bu ayrıcalığa sahip olabilmeleri her zaman hedeflerini büyütmeliler. Özellikle Trabzonspor veya diğer büyük takımlarda oynayabilecek potansiyeli bir şekilde kendilerinde oluşturmaları gerektiğini, o zirveyi, o ayrıcalığı yakalamaları gerektiğini onlara hep anlatıyorum.
TAKA: Hakkınızda araştırma yaparken şöyle bir paylaşıma denk geldim ‘’Osman hoca alt liglerde görev yaptığı takımlarla hep bir şeyler başardı. Bu adamın hakkı verilmiyor. Sanırım asi bir karakter olmasından kaybediyor. Aklından geçeni direk dışarı vurduğu için, net olduğu için.’’ Bu görüşe katılıyor musunuz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Çok güzel anlatmış! Maalesef bizim ülkemizde bu tür net insanların bildiği doğruyu söyleyen insanlara hak ettiği değer verilmiyor. Yanış gördüğü bir olaya itiraz eden, dik duran insanlar değer görmüyor! Evet alt liglerde ciddi başarılar yakaladık. Birçok takımın şampiyon olmasında katkımız, emeğimiz var. Kendimiz şampiyonluklar yaşadık. Ama maalesef hala daha istediğimiz lig seviyesinde bir takım çalıştırma konusunda sıkıntılar yaşıyoruz. En son cümlede söylendiği gibi insanlara karşı olan duruşumuz, doğru bildiğimizi söyleyişimiz buna neden oluyor. Bizim ülkemizde doğru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar. Biz de bunları hep yaşıyoruz!
’HAK ETTİĞİMİZ DEĞERİ GÖREMEDİK’
TAKA: Pek çok takımın süper lige çıkmasında direkt olarak katkınız oldu. Fakat Osman Özköylü’yü henüz süper ligde bir takımın başında göremedik. Bu bir tercih meselesi mi yoksa günün şartlarımı bunu gerektirdi? Süper lig takımlarından teklif almış mıydınız?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Gerçekçi olmak lazım süper lig takımlarından herhangi bir teklif hiçbir zaman gelmedi. Neden gelmediği de belli. Biraz önce bahsettiğim olaylar bu konuda çok önemli engeller yarattı. Ben hırsımdan, doğru olanı konuşmaktan dolayı hep problemli bir insan gözüyle bakıldım. Hiç kimsenin benim hocalığımla, ekibimle, sahada yaptıklarımızla alakalı söyleyecek bir şeyi yok. Ama hep ‘’Osman Özköylü zor adamdır. Osman Özköylü’yü idare etmek zordur. Agresiftir, sinirlidir’’ deniliyor. Ben agresif ve sinirli değilim hırslı bir insanım. Hırslı bir insan olduğum için de bazı şeylerin kendi istediğim gibi olmasını istiyorum. Kendi istediklerim olmadığı zaman da tavır koyuyorum. Bundan dolayı da kamuoyunda problemli bir insan olduğuma dair algı oluşturuldu. Belki zaman zaman biz de hata yapmış olabiliriz. İnsan olarak verdiğimiz tepkiler, cevaplar belki insanları rahatsız etmiş de olabilir. Dediğim gibi doğru söylediğiniz zaman insanlar rahatsız oluyorlar. Maalesef ben ve ekibim bu ülke de hak ettiğimiz değeri göremedik.
‘MUSTAFA DENİZLİ’YE KIRGINIM EMEĞİM ELİMDEN ALINDI’
TAKA: Geçen sezon Altay’ın süper lige yükselmesinde çok büyük bir emeğiniz vardı. EURO 2000’de Mustafa Denizli milli takımın başındayken sizde onunla beraber o şampiyonada forma şansı buldunuz. Mustafa Denizli ile daha önce çalışmış bir isim olarak kendisi Altay spor kulübü ile şampiyonluk kutlamalarında size ve sizden önce Altay’da görev almış olan Yücel İldiz’e de teşekkür etmedi. Kendisine kırgın mısınız?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Altay kulübüne ve camiasına asla bir kırgınlığım olamaz. Orası çok büyük bir kulüp. Ben orada çalıştıktan sonra oranın ne kadar büyük bir takım olduğunu gördüm. Ama ben Mustafa Denizli ve Altay başkanına kırgınım! Orada benim emeğim elimden alındı. Şampiyon olacak bir takımın hocasıyken bir anda maçtan bir gün önce maç kampında benim görevime son verildi. Mustafa Denizli göreve getirildi. Olabilir bu bir tercihtir. Ama bu takımın şampiyon olmasında ben ve ekibim 11 maçlık bir süreçte yer almışız, takımın en kaotik günlerinde göreve gelmişiz, en zor maçların olduğu seride görev alarak 2.0 puan ortalaması yakalamıştı, takımın Play-Off’a kalmasını sağlamışız ve bunlardan sonra Mustafa hoca göreve gelmiş. Benden önce Yücel hoca var. Yücel hoca Altay’da 35 puan topladı, ben ve ekibim 22 puan topladık. Mustafa hoca ise 6 puan topladı! Evet bu takımın şampiyonluğunda mutlaka Mustafa hoca ve ekibinin emeği vardır. Ama burada insan bir takdir görmek istiyor. Biz taraftarlardan ve Altay camiasından bunu gördük. İnsanlar bu şampiyonluğun bizim emeğimiz olduğunu da söylediler. Ama ben bu başarıyı sadece kendime ve ekibime mal etmek istemiyorum. Burada Yücel hoca ve ekibinin de büyük bir emeği var. Bizim de var. Bunu en azından söylemiş olsalar. Bizim ekibimizin ve Yücel hocanın ismini ansalar çok daha şık ve etik olurdu. Mustafa Denizli gibi büyük bir antrenöre, futbol efsanesine yakışan bu olurdu. Bu yüzden kırgınım. Yaşanılan bu durum nedeniyle de canım çok sıkkın!
‘’FENERBAHÇE BENİ İSTEDİ!’
TAKA: Fenerbahçe’den teklif aldım dediniz. Bu teklif karşısında tavrınız ne oldu?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Ben almadım. Kulübümüze böyle bir teklif geldi. O yıl Alpay Özalan Fenerbahçe’den Aston Villa takımına transfer olmuştu. Fenerbahçe teknik direktörü Mustafa Denizli de beni tanıdığı için Alpay’ın yerine beni transfer etmek istemiş. Ben olayı sonradan öğrendim. Tercih yapma şansım kalmamıştı. İyi ki de böyle olmuş. Kulübümde mutluydum.
‘’TRABZONSPOR’UN LİGDE KALMASINDA HAMİ MANDIRALI İLE BENİM ÇOK BÜYÜK EMEĞİM VAR!’’
TAKA: 2002 yılında Özkan Sümer başkanlığındaki Trabzonspor’dan ayrılarak Samsunspor’a transfer oldunuz. Trabzonspor’dan ayrılışınız sizin bir tercihiniz miydi? yoksa Trabzonspor kulübünün o günkü yönetimi mi sizi buna itti? Bir kırgınlığınız var mı?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Biz Hami Mandıralı abi ile beraber Trabzonspor’dan aynı sezon ayrıldık. Takım kötü bir durumdaydı ligde kalma mücadelesi vermişti. Bu bizim sorunumuz değildi! Yönetimin problemiydi, kurulan kadronun yetersiz olmasının sonucuydu. Ama ayrılış sebebimiz de şöyle gösterildi. Biz Hami abi ile beraber antrenörlük kursuna başvurduk. İkimize de kurs çıktı ve kurslara katıldık. A Lisans diploması almak için TFF’nin açtığı kurslara katıldık. Bu kurslar sırasında lig devam ediyordu. Biz rahmetli başkan Özkan Sümer’den bu kurslara katılmak için izin de almıştık. İzinsiz hiçbir şey yapmadık. Gittiğimiz kurslarda Pazartesi- Salı- Çarşamba orada kalıyorduk Perşembe geri dönüyorduk. Diğer kursiyerler eğitimlerine devam ederken, iki gün daha eğitim almamız gerekirken biz Trabzon’a gelip takımla antrenmanlara katılıyorduk ve o takım ligde kaldıysa Hami abi ve benim çok büyük bir emeğim vardır! Rizespor’u yendiğimiz maçta Hami abi asist yapmış ben de gol atmıştım. Biz belki de o goller sayesinde takımın ligde kalmasını sağlamıştık! Ama bu hep önümüze bir bahane olarak sunuldu. Trabzonspor’dan ayrılmış olmak beni tabi çok üzdü. Yine de futbol hayatımızı bir şekilde devam ettirdik ve sonrasında da antrenörlük kariyerimiz başladı.
‘’KAÇAN ŞAMPİYONLUK TRABZONSPOR’UN 20 SENESİNİN KAYBOLMASINA NEDEN OLDU!’’
TAKA: 1995-1996 sezonu Trabzonspor kulüp tarihinin en önemli sezonlarından biri olarak tarihte yer alıyor. Sizde o kadronun önemli bir ismiydiniz. Orhan Kaynak ile yaptığımız röportajda Orhan Kaynak, ‘’2-3 transfer yapabilseydik 95 yılında UEFA Kupası şampiyonu bile olabilirdik’’ demişti. Siz 95 ve 96 yıllarında kaçan şampiyonluğu neye bağlıyorsunuz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Kader diyelim… 82 puan toplamış bir takım eğer şampiyon olamıyorsa bu tamamen kaderin bir cilvesidir. O dönem çok farklı şeyler döndü. Yaralanmalar, başka olaylar… Fenerbahçe işin boyutunu farklı bir duruma getirdi! Tabi bizin eksiklerimiz olmuştur. En önemlisi iç sahada kaybettiğimiz Vanspor maçı. O maçı kaybederek avantajımızı da kaybettik. Çok iyi oynadığımız belki 20-1 gibi bir skorla bitebilecek bir Vanspor maçını deplasmanda 5-0 kazanmamıza rağmen iç sahada kaybettik. İç sahada kaybettiğimiz iki maç bizi şampiyonluktan etti. Belki Fenerbahçe bile şampiyonluktan umudunu kesmişti! Bir anda belki bizim hatalarımızdan belki talihsizliğimizden böyle bir sonuç yaşandı. Orhan’ın dediği gibi birkaç transfer yapılabilir kadro daha üst seviye bir duruma getirilebilirdi. O dönem ilk defa Şampiyonlar Ligi kurulmuştu. Şampiyon olabilseydik oradaki gelirler Trabzonspor için çok önemliydi belki çok daha iyi transferler yapılacaktı. O kaçan şampiyonluk Trabzonspor’un belki 20 senesinin kaybolmasına neden oldu!
TAKA: Orhan Çıkrıkçı bir röportajında 96 yılındaki Fenerbahçe maçından bahsederken şöyle bir ifade kullanmıştı ‘’Osman Özköylü’ye Aykut’un golünde neden hamle yapmadın?’’ diye sorduğumuz zaman ‘’cevabı, Ayağımı uzatsam top bana çarpıp bizim kaleye gider diye düşündüm. Gol olsa ben suçlanacaktım olmuştu’’ Bu maç özelinde takımın psikolojik olarak şampiyonluğa hazır olmadığını düşünüyor muydunuz, takımın psikolojik durumu nasıldı?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Çok iyiydi. Mükemmel bir maç oynadık. Çok sayıda gol kaçırdık. Fenerbahçe 1.5 pozisyonla iki gol attı. Ben o golde Aykut Kocaman abiyi net göremedim. Topa ayağımı uzatsaydım vuruş açısında da değildim. En azından top paralel gider diye müdahele etmek istemedim. Ama arka tarafta Aykut abi varmış. Belki topa dokunsaydım o gol olmayacaktı! Ama bilemiyorsunuz. O anda her şey o kadar çabuk gelişiyor ki hiç olmayacak anda bir pozisyon oldu. Pozisyonları bile yokken bize gol attılar. Rüştü o maçta inanılmaz bir performans sergilemişti. Neler kaçtı neler!
‘’FENERBAHÇE CAMİASI DUYGU SÖMÜRÜSÜ YAPTI!’’
TAKA: 1996'daki Fenerbahçe karşılaşması hakkında dışarıdan yan etkenlerinde olduğunu okuduk. Ali Şen’in ‘’bir taşla şampiyonluğu aldım’’ açıklaması buna örnek… Maç öncesi, maç sırası ve sonrasında neler oldu. Futbol hayatınızın önemli bir kırılma anı bu maç sanırım?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Trabzon’daki Fenerbahçe maçlarında gerginliğin, takımın ve taraftarın motivasyonunun ne olabileceğini herkes çok iyi biliyor. Dünya bir tarafa Fenerbahçe maçları bir tarafa! O yüzden çok özel, önemli ve çekişmeli maçlar olduğu için Fenerbahçe camiasıyla da hep bir rekabet olduğu için bizim insanımız genel olarak Fenerbahçe’yi yenelim gerekirse küme düşelim diye düşünüyor! Bu gerginlik oyuncu, yönetim ve şehir üzerinde negatif etki yaratıyor. Bu etkiler de sahada ters dönüşlere neden olabiliyor. Bizim bu aşırı motivasyonumuzu Fenerbahçe o dönem bence akıllıca bir planla kullandı. Atılan taşı bahane ettiler, duygu sömürüsü yaptılar. Sanki orada büyük bir meydan muharebesine uğramış gibi, bir savaşın içerisine düşmüş de mağdur olmuş gibi bir havanın içine kendilerini soktular. Böyle bir oyun planladılar. Hepsi rol yaptı! Tabi bunun onlara getirisi oldu. Onlar o sezon şampiyon olduğu için bu planın onlara bir getirisi de olmuştur.
‘MAÇI KAZANMAK ZORUNDA OLDUĞUMUZU HİSSETTİK!’
TAKA: Orhan Çıkrıkçı ile yaptığımız röportajda Fenerbahçe maçından bahsederken ‘’Şenol Hoca bizden skoru korumamızı, sakin olmamızı istedi ancak biz bize sadece galibiyet yarıyormuş gibi hareket ettik. Hata yaptık. Biz orada süreci iyi yönetemedik’’ demişti siz ne düşünüyorsunuz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Yüzde yüz doğru söylüyor! Kelimesi kelimesine her şeyine katılıyorum. Sahadaki oyuncu grubunun bu konudaki tavrı önemli. Bir teknik ekip var. Biz onların söylediklerini uygulamakla yükümlüyüz. Ama her zaman seyirci sizi tetikler! Sizi inanılmaz bir noktaya ulaştırır. Biz o maçı gerçekten sanki kazanmak zorundaymışız gibi hissettik! Son yedi dakikada ikinci golü yedik. Oyunu tutabilsek, biraz daha sakin olabilsek, oyunu yavaşlatabilsek belki her şey bizim lehimize olacaktı. Ama taraftarın ‘’yenelim, fark atalım, eze eze şampiyon olalım’’ düşüncesi belki de bize hata yaptırdı..
’EN BÜYÜK HEDEFİM TRABZONSPOR’U ŞAMPİYON YAPMAK!’
TAKA: Hami Mandıralı ile yaptığımız röportajda Hami hoca bir gün 1996’daki takımdan bir futbolcunun Trabzonspor’u şampiyon yapacağını söylemişti. Siz ne düşünüyorsunuz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Buna ben de inanıyorum! Ben olmak istiyorum. Bana nasip olursa inşallah ben olmak istiyorum veya bir arkadaşım olsun. Çünkü o kadrodaki arkadaşlarımızla aile gibiyiz. Hala birbirimizle görüşür, konuşuruz, Birbirimize çok yakınız. Keşke öyle bir şey olsa! Bu, büyük bir onur olur. Bu formayı giymiş, bu formayı terletmiş bir insanın bu takımı şampiyon yapması kadar önemli bir şey olabilir mi? Geçmişte Trabzonspor’da futbol oynamış bir eski futbolcu, bir teknik direktör olarak böyle bir şansı yakalarsam bu, hayatta yakalayabileceğim belki de en büyük hedef olur!
‘’ÜNAL KARAMAN İLE DEVAM EDİLSEYDİ TRABZONSPOR ŞAMPİYON OLABİLİRDİ!’’
TAKA: Ünal Karaman, 1996’daki efsane takımın kaptanıydı ve 2019-2020 sezonunda Ünal Karaman ile devam edilseydi Trabzonspor, sezonu şampiyon olarak tamamlayabilirdi. Siz ne düşünüyorsunuz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Katılıyorum. Olabilirdi neden olmasın? Ondan sonraki süreçte pandemi dönemi yaşandı ve Hüseyin Cimşir görev aldı. Pandemi dönemindeki süreç tamamen Trabzonspor’un aleyhine gelişti. Ayağına kadar gelen şampiyonluk şansı elinden gitti. Tabi lider bir karakter olduğu Ünal hocanın duruşu, karizması, oyuncular üzerindeki etkisi, takım içerisinde yarattığı hava bambaşkaydı. Hüseyin de bizim kardeşimiz. O da Trabzonspor için önemli bir değer. Ama Ünal Karaman’ın olduğu yerde onun ağırlığı, onun liderlik vasfı, onun insanlara verdiği izlenim çok bambaşkaydı. Bu teknik direktör ağırlığı Trabzonspor üzerinde fazlasıyla hissediliyordu. Ondan sonraki süreç Hüseyin içinde başarılı gelişti ama maalesef pandemi sonrasındaki oynanan maçlar talihsiz sonuçlar doğurdu. Trabzonspor bir nevi şampiyonluğu kendi elleriyle Başakşehir’e verdi.
‘’TRABZONSPOR İÇİN BU SENE O SENE!’’
TAKA: Trabzonspor’un bu sezonki şampiyonluk şansını nasıl değerlendiriyorsunuz? 1995-96 sezonundan bu yana en iyi başlangıç yapıldı.
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Her geçen maç Trabzonspor’un şampiyonluk şansını yukarılara çıkartıyor. Alınan her iyi sonuç, devam eden bu galibiyet serisi çok önemli. Geçen sezon Abdullah Avcı’nın göreve getirilmesiyle beraber yakalanan ivme takımı ileriye götürdü. Bu seneki başarının en büyük anahtar noktalarından bir tanesi Trabzonspor’un bu sezon transferlerini kampa yetiştirmesi ve doğru kadro mühendisliğidir. Bu senenin planlarının geçen seneden itibaren yapılmaya başlanması bu başarıyı getirdi. Doğru ve kaliteli oyuncuların transfer edilmesi bu başarıdaki en büyük etkenlerden bir tanesi. Bazı oyunculardan istenilen verim de alınamadı, sakatlıklar da yaşandı. Bu yüzden takıma mutlaka takviye de yapılacaktır. Doğru takviyeler ile beraber Trabzonspor’un bu sezonki şampiyonluk şansının çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Belki de o sene bu sene diyebiliriz! Trabzonspor formasını giyen herkes o kulüp için çok değerlidir. Şampiyonluk maçına Trabzonspor’da forma giyen tüm futbolcuların davet edilebilir.
‘’HÜSEYİN AVNİ AKER İSMİ YAŞATILMALI’’
TAKA: Türk futbol tarihi için önemli bir yerde olan Avni Aker stadı yıkıldı ve yerine ‘’millet bahçesi’’ adı verilen bir bahçe yapıldı. Sizce Trabzonspor, Avni Aker de kalmalı mıydı? Ve yeni stadyuma ‘’Şenol Güneş” isminin verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Hüseyin Avni Aker isminin verilmesi gerektiğini düşünenler de çoğunluktaydı.
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Eski stadyum yetersiz olmaya başlamıştı. Şehrin içinde kalması, otopark problemi, trafik problemi, güvenlik problemi ciddi anlamda sorun yaratıyordu. Artık stadyumların modern bir şekilde kapasitesi orantısıyla çok daha uygun yerlerde olması gerekiyor. Bence yeni stadyumun bulunduğu spor kompleksi harikulade. Yapanlardan, yaptıranlardan, emeği geçenlerden Allah razı olsun. Bence Trabzonspor çok büyük ve önemli bir stadyum kazandı. Trabzon şehri daha rahat ve kaliteli şartlarda maç izleme şartlarına sahip oldu. Şenol hoca ülke futbolu ve Trabzonspor camiası için çok değerli bir insan. Böyle insanların mutlaka değer görmesi gerekir. Ama ben yeni stadyumda da Hüseyin Avni Aker isminin kullanılmasını isterdim. Avni Aker büyük bir efsanedir: Yıllardır Trabzonspor dendiği zaman insanların aklına Hüseyin Avni Aker stadyumu gelirdi. Bu sürekliliğin devamı için yine bu isim kullanılabilirdi. Tabi devlet ya da Trabzonspor’un büyükleri böyle bir karar almışla. Bize de saygı duymak düşer
TAKA: Osman Özköylü bugün futbolcu olsaydı dolu tribünler önünde olması şartıyla Hüseyin Avni Aker stadyumunda son kez oynamayı mı isterdi, yoksa Medical Park stadyumunda oynamayı mı isterdi?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Biz eski stadyumun havasını biliyoruz. Orası bambaşkaydı. Oranın havasını daha çok hissediyoruz. Yeni stadyum tabi çok kaliteli, çok mükemmel ve teknolojik. Ancak Avni Aker stadyumunun havası ve ambiyansı bizim için çok daha bambaşka. Ben bir kere daha Avni Aker’de oynamak isterdim. O heyecanı yaşamak isterdim. Özellikle de maraton tribünün insanın üzerine gelecekmiş gibi sahip olduğu hareketlilik, çok başka bir atmosfer yaratıyordu.
TAKA: Hami Mandıralı, Fatih Tekke, Gökdeniz Karadeniz, Milli formayı pek çok isimden daha fazla hak etmiş olmalarına rağmen çok az sayıda milli oldular. Siz de Trabzonspor’da 9 sezon oynamış, döneminin önemli bir stoperiydiniz. 15 kez A milli takıma seçilebildiniz. Milli takımda negatif ayrımcılığa uğradığınızı düşünüyor musunuz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Bunun tamamen tercih meselesi olduğunu düşünüyorum. Kimsenin kimseye önyargı ile yaklaştığını düşünmüyorum. Trabzonspor takımından 7 oyuncu milli takıma gidiyorduk. Ben EURO 1996 Milli takım kadrosunda yer alan bir futbolcuydum. Ama burnum kırıldığı için şampiyona öncesinde ameliyat olmuştum. Bu ameliyat nedeniyle 1996’daki Avrupa Şampiyonası’na giden Milli takım kadrosunda yer alamadım. 4 yıl sonraki 2000 Avrupa Şampiyonasına giden Milli takım kadrosunda ise yer aldım. Orada forma giydim. Futbol hayatımda unutamayacağım anlardan, gurur duyduğum anlardan biriydi. Dediğim gibi o dönem ki teknik adamın düşüncesi, sizin performans durumunuz, sakatlık durumunuz mutlaka etkendir. Ön yargı gibi bir durum olsaydı Fatih hoca beni Milli takıma almazdı! Beni Ümit milli takıma seçen de kendisi, A milli takıma seçen de kendisi. Yine beni 2000 Avrupa Şampiyonası’na seçen de Mustafa Denizli hoca. Bizim iyi olduğumuzu düşünmüşler ki bizi seçmişler. Hepsinden Allah razı olsun.
’KAYSERİSPOR’A TRANSFER OLMAMI HALUK ULUSOY RİCA ETTİ’’
TAKA: Az önce de dediğimiz gibi döneminizin en iyi savunma oyuncularından biri olarak gösteriliyorsunuz. Trabzonspor günlerinizde Avrupa’dan teklif almış mıydınız?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Zaten çok önemli ve büyük bir kulüpte oynadığım için Avrupa’da oynamak gibi bir beklentim olmadı. Trabzonspor, huzurumun ve rahatımın iyi olduğu, sevdiğim ve sevildiğim bir yer. Öyle bir maceraya girme durumum olmadı. Yanılmıyorsam Samsunspor’dan sonraki süreçte Hollanda ligi takımlarından NEC Nijmegen takımıyla görüşmüştük. Hatta imza atmak için Hollanda’ya gideceğim günlerde dönemin TFF Başkanı Haluk Ulusoy beni aradı ve beni Kayseri şehrine davet ederek Kayserispor’a imza atmamı rica etti. Haluk başkan o dönem bir takım açılışları gerçekleştirmek için Kayseri’ye gelmişti. Haluk Ulusoy bizim için çok değerli olan bir büyüğümüz. O böyle bir talepte bulununca ben Kayserispor’a imza atmak zorunda kaldım ve böylece Avrupa defterim hiç başlamadan bitmiş oldu.
’ŞENOL GÜNEŞ’E HAKSIZLIK YAPILDI!’’
TAKA: Milli takımımız Hollanda yenilgisi sonrasında Şenol Güneş ile yollarını ayırdı. Sizde o günlerde yaptığınız bir paylaşımla Şenol Güneş’e destek olunması gerektiğini ifade ettiniz. Şenol hocanın haksızlığa uğradığını düşünüyor musunuz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Evet düşünüyorum! Ülke futbolu için milli takım için bu kadar emek harcamış, Milli takımın 2002 Dünya Kupasında başarılı olmasında emeği olan, daha sonraki süreçte Avrupa Şampiyonasına katılan takımda görev almış son Dünya Kupası şampiyonu Fransa’yı yenmiş ve Milli takımın başında çıktığı maçlarda birçok başarılı sonuçlar almış bir teknik adama son dönemde yapılan saldırılar maalesef çok haksızdı. Şenol Güneş’in yerinde başka birisi olsa ve o da bu tarz saldırılara uğrasa ona da destek olur, ona yapılan bu saldırılara da yine aynı şekilde tepki gösterirdim. Tabi Şenol Güneş bizim için çok daha farklı bir değer, önemli bir insan. Ailece görüştüğümüz bir insan. Trabzonsporlu olarak bizdeki yeri ayrı. Bizim hocalığımızı yapmış, bizim için hem hoca, hem abi hem büyüğümüz olan her zaman saygı duyulması gereken bir isim. Şenol hoca böyle bir haksızlığa uğrayınca üzüldüm. Kendimi onun yerine koydum ve bu konuda bir açıklama yapma gereği duydum.
TAKA: Milli takımın EURO 2000 kadrosunda olan şanslı isimlerinden birisiniz. Fakat iki yıl sonraki 2002 Dünya Kupası Kadrosunda yer alamadınız. Trabzonspor’dan takım Arkadaşınız Ogün Temizkanoğlu, o turnuvaya çağrılmadığı için Şenol Güneş’e kırgın olduğunu açıklamıştı. Sizin böyle bir kırgınlığınız oldu mu? Orada olmayı bekliyor muydunuz
OSMAN ÖZKÖYLÜ: 2002 Dünya Kupası grup maçlarının ilk ikisinde ben kadrodaydım. Ondan sonraki süreçte Şenol hoca farklı isimlere yöneldi. Farklı isimleri tercih etti. Bizi kadroya almadı. Onun tercihidir. Orada olmayı ister miydim? Tabi isterdim. Bundan büyük bir gurur duyardım. Ama dediğim gibi belki o dönem bizden daha iyi performans gösteren oyuncular olmuş olabilir ve hoca da bu isimleri tercih etmiş olabilir. Kırgınlığım yok. Ogün’ün durumu daha farklı. O grup eleme maçlarının belki de tamamında oynamıştı. Böyle bir durumla karşılaşması kendisinde büyük bir hayal kırıklığı yaratmış olabilir. Bu da çok doğal. Onun yerinde ben de olsam belki ben de bu hayal kırıklığını yaşayabilirdim.
TAKA: Özkan Sümer, Şenol Güneş, Fatih Terim, Ahmet Suat Özyazıcı gibi Türk futbolunda büyük izler bırakan isimlerle çalıştınız. Sizi hangi antrenör daha çok etkiledi? Futbol adamı Osman Özköylü, bu isimler dahil hangi teknik direktörün tarzını örnek alıyor?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Şenol Güneş ile daha fazla çalıştım. Fatih hoca ile Milli takımda çalıştım. Yakınlıktan ziyade hepsinden bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Kendimi geliştirmeye gayret gösterdim. Mutlaka hepsi bana bir şeyler katmıştır. Hepsi çok kıymetli, değerli isimler. Birine bağlı kalarak sadece tek bir kişiden etkilenmek bence doğru değil. Genel anlamda birçok yerden bir şeyler öğrenmeye kendimi geliştirmeye çalışıyorum.
‘’YABANCI SINIRI SERBEST OLMALI’’
TAKA: Son 20 yılda 11 kez değişen Yabancı kuralı hakkında neler düşünüyorsunuz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Gerçekten komik bir durum! Canınız istediği zaman birileri istediği için veya farklı amaçlar için bu işi oyuncak haline getirilmemeli. Ülkede bir standart olmalı ve bunun sınırları olmalı. Ben hep serbest olması gerektiğini ama kriter olması gerektiğini savunuyorum. Mesela İngiltere’deki gibi kriterler olabilir. Ülkemize daha kaliteli oyuncular, genç oyuncular transfer edilmeli. Genç oyuncu alınsın ama mesela bu oyuncu alt yaş milli takımlarında en az 15 defa oynamış olsun. Bu tip oyuncuları getirin veya A Milli takım ölçeğinde bir kriter getirin. Transfer edilecek oyuncu en az 10 defa A Milli takımda forma giymiş olsun. Büyük paralar veriyoruz. Ülkemizin parası boşa gidiyor. Verdiğimiz para karşılığını bulsun. Zaten bu paralara insanlar bu ülkeye gelmek için can atıyor. Bu yüzden daha kaliteli oyuncular transfer etmeliyiz. Yasaklayarak bir şey kazanamazsınız! Tam tersi ligin değeri düşer. Biz kendi oyuncumuzun değerini ederinden fazlasına yükselmesine neden oluyoruz ve bu oyuncu bize katkı vermiyor! Yabancı sınırın kalktığı dönemde Milli takım en başarılı dönemlerinden birini yaşadı. Demek ki sorun yabancı sayısında değilmiş. Bunu doğru planlamak gerekiyor. Biz kendi içimizde kendi altyapı sorunumuzu, üretme sorunumuzu gidermezsek maalesef bu gibi durumlarda sürekli karşı karşıya kalacağız. Bir oyuncuya yatırım yapıyorsanız bunun karşılığını almanız lazım. Ben çok değerli bir oyuncu alıyorum ama yabancı kontenjanı nedeniyle oynatamıyorum, param boşa gidiyor! O zaman 8 yabancı kuralı getirin ve bu 8 yabancının tamamı 11’de oynamak zorunda olsun.
TAKA: Türkiye’deki futbol iklimini nasıl tanımlarsınız? Size göre Nelerde eksiğiz? Çalışma ahlakı mı, yetenek sıkıntısı mı, altyapı sistemi mi? Milli takım eski antrenörü Piontek’in Türk futbolcuları kastederek ‘’sizin tek probleminiz var o da çalışmamak’’ şeklinde bir açıklaması var
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Doğru söylüyor! Her sektörde aynı. Biz, çalışmadan antrenman yapmadan başarılı olmak istiyoruz. Tembellik yapıyoruz. Kendimizi geliştirmek için uğraşmıyoruz. O yüzden bizim altyapı sorunumuz birinci sırada, iş ahlakımız ikinci sırada. İnsan kalitesi ve kültürel seviye olarak istediğimiz düzeylerde değiliz. Bu tip sorunları çözecek, o iletişimleri kuracak durumda değiliz. Ortak bir noktada buluşup bunları insanlara kabul ettiremiyoruz!
‘’TRABZONSPOR’UN ŞAMPİYON OLMASI İÇİN DUA EDİYORUZ’’
TAKA: Hocam bizi ağırladığınız için çok teşekkür ederiz. Son olarak neler söylemek istersiniz?
OSMAN ÖZKÖYLÜ: Ben teşekkür ederim. Sizin aracılığınızla tüm Trabzonspor taraftarlarına sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. İnşallah bu sezon Abdullah Avcı yönetiminde Trabzonspor’un şampiyonluğunu bekliyoruz, destekliyoruz, dua ediyoruz. Allah yar ve yardımcıları olsun.
RÖPORTAJ: FURKAN UZUN