Yılsonu yaklaşınca herkes zam beklentisi içerisine girer.
İşçi, memur, emekli aklınıza kim gelirse.
Özellikle pandemi sürecinde “Onlar çok daha fazlasını hak ediyor” dediğimiz ancak iki yıldır hiçbir iyileştirme yapılmayan sağlık çalışanları arasındaki ayrımcılık ne yazık ki bu beklentiyi hayal kırıklığına uğrattı.
Hükümetin uzman hekim maaşını 5 bin, pratisyen hekim maaşını 2 bin 500 lira artırırken sağlığın tamamlayıcısı olan yani sağlığın diğer ayağını oluşturan aslında birbirlerini tamamlayan hemşire, ebe, sağlık memuru, hasta bakıcı, teknisyen sağlıkla alakalı aklınıza kimler geliyorsa kapsam dışı tutulmasına vicdanen rahatsız oldum.
Haklı olarak da birçok kesimden tepkiler büyüyor.
Haklılar da
Ek gösterge zammının hekimlerle sınırlı kalmasına tepki gösterilmesi iki günlük iş bırakma eyleminde bulunulmaları, meydanlara çıkıp haklarını aramaları kadar doğal bir şey yoktur.
Bakın Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Süleyman Türedi ile Fatih Devlet Hastanesi Başhekimi İsmail Ulusal’ın sağlık çalışanlarının eylemiyle birlikte ameliyatların aksadığını, devam etmesi durumunda hastanelerde sadece acil hizmeti verebileceklerini açıklaması sağlıkta beklenen bir tehlike olarak algılanmalı.
Demek ki doktor sadece tek başına veya hemşire, ebe, hasta bakıcı, ameliyat teknisyeni sadece tek başına hizmet veremiyor. Birbirlerinin yarısıdır.
Neşteri vuran doktora zam verilirken, o neşteri ona uzatan, açılan yarayı saran hemşireyi ayrı tutmak ayrımcılık değil de nedir?
Ekip olarak hizmet veren sağlık çalışanları arasındaki iş huzurunu bozacak ayrıştırmanın, ötekileştirmenin içine girilmesinin mantığını anlamak da gerçekten güç.
Ek gösterge ile yapılan yeni düzenleme her ne kadar sadece doktor kesimini kısmı olarak memnun etmişse de ücret düzenlemesinde hekim ve hekim dışı olarak ayırmaya tamamlayıcı sağlık çalışanları arasında huzursuzluğu getirmenin mantığını anlamış değilim.
Yapılan bu adaletsizlik, hekimden hemşiresine, ebesinden teknisyenine, işçisinden memuruna kadar tüm sağlıkçıların çalışma huzurunu bozmuştur.
Sağlık çalışanlarının talebi anormal şeyler değildir.
Alım gücü yüzde 70 oranında düşen sağlıkçılarının maaşları son on yılda neredeyse asgari ücrete dayanmış.
Onlar ne istedi. Bin liralık bir iyileştirme.
Bırakın bin lirayı bugünün şartlarında 5 bin lira bile zam verilse yüzde 45’lik gerçek enflasyon karşısında ne işe yarar.
Cebe girmeden eriyor.
Haksızlık, adaletsizlik, ayrımcılık yapmayın.
Dünyayı kasıp kavuran korona virüs ortaya çıkınca ilk önce öne kimler atıldı.
Sağlık çalışanları oldu.
Sağlığın akıncıları oldu.
Aylar önce kaleme aldığım bir makalemde sağlık çalışanlarının top yekûn ödüllendirilmesinin gerektiğini, her birinin bir üst kademeye terfi ettirmesi, maaşlarının artırılması, hatta performans ödülleriyle morallerinin artırılması gerektiğini yazmıştım.
Hakkı teslim etmek lazım.
Düşünsenize korona virüse yakalanan bir sağlık çalışanının günlerce yavrusuna sarılamadığını, karantina odasının camından diğer taraftaki yavrusuna sarılamadığını.
Düşünsenize kozmonot giyimli kıyafetlerle evlerine gidip çocuklarına sarılamadığını,
Düşünsenize ev ev, kapı kapı, çay bahçelerini dolaşıp hastaların imdadına yetişmeye çalıştıklarını.
Korona virüsünü yendiysek onların gayretiyle ve sayesiyle oldu.
Virüsle biz değil onlar mücadele etti.
Doktoru etti, hemşiresi etti, sağlık çalışanı etti.
Ki koronayla mücadeleyi sürdürürken diğer sağlık hizmetlerini de aksatmadan yürüttüler.
Ne kadar verirseniz azdır.
Ayrımcılık yapmayın
Yapmayın
Haksızlık yapmayın
Adaletsizlik yapmayın
Misyonunu adalet ve kalkınma üzerine kuran iktidarın adaletsizlik yapma lüksü yoktur.
Başka yerden kısın onlara verin,
Hortumları kesin onlara verin.
Unutmayın sağlık çalışanına elini esirgeyerek zam verenler, sizin sağlığınız için yine bu insanlar koşacak.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her defasında sağlık çalışanlarının fedakârlıklarını dile getirdiler, o zaman esirgemeyin, verin.
Sağlık çalışanının canı pahasına, hastasının yardımına koşarken hayatını kaybetmesiyle, cephede vatanı için şehit olan askerle arasında ne fark var.
Biri sağlık şehidi, diğeri vatan, toprak şehidi.
Uzun lafın kısası, sağlık çalışanları arasındaki haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği bozmayın eşitliği sağlayın.
Sağlıklı günler dilerim.