Bir bakan, Bir milletvekili, Bir siyasetçi, Bir baba, Bir insan, 7 yıl boyunca bu ülkede İçişleri Bakanlığı yaptı.

Görev yaptığı süre içinde terörle olan mücadelesinden uyuşturucu baronlarına kadar verdiği mücadeleyi anlatacak değilim.

Günde sadece 3 saat uyudu.

Her hafta sonu Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesine gitti.

Şehit ailelerine ve gazilere 24 saat kapısını açık tuttu.

Onlarla ağladı!

Kızdı kırıldı öfkelendi güldü güldürdü…

Düşmanları belliydi ama.

Hiç bu kadar içerden satılacak kadar da hak etmediği bir dönem de yaşamadı.

Hele şu son süreçte akıl-almaz şeyler oluyor.

Sırtından değil tam kalbinin ortasından vuruluyor.

Ama hiç diz çökmüyor hiç baş eğmiyor.

Üzerine bir de meydan okuyor.

Düşünsenize son bir yılda hakkında-aleyhinde  11 bin 500 TV, bin 454 gazete, 628 makale, 218 bin internet/sosyal medya haberi yapılmış.

Sosyete züppelerin bile iç çatışmasına malzeme olacak kadar adı karalanmış.

Önüne gelen istediği yerden vurmaya çalışmış.

Klavye başına geçen “bugün ne yaz sam da Soylu’yu yerden yere vursam” hesabı yapmış.

Bu kadar yalan bu kadar iftira karşısında.

Konuşması gerekenler susmuş.

Düzeltme yapması gerekenler yapmamış.

Yazması gerekenler yazmamış.

Anlayacağınız herkes klasik üç maymunu oynamış.

Bu işler hep böyle değil midir?

Güç kimdeyse o güce tapmayı onun yanında olmayı adamlıktan sayarız.

Menfaatimiz ve çıkarlarımız neyi gerektirirse onu yaparız.

Soylu bakan olduğu zamanda yeri-göğü inletenler şimdilerde kafalarını kuma gömmüşler.

Çakallar!

Alçak sürünmeye devam edin bakalım.

Ben buradan bütün Soylu düşmanlarına özellikle de elimde belge-bilgi var diyerek ortalığı ayağa kaldıranlara sesleniyorum.

İşte size altın fırsat Soylu’nun dokunulmazlığı kendi isteği ile kalkacak.

Bunda kararlı.

Sizde gidin tek-tek dava açın.

Elinizde-avucunuzda ne varsa ortaya koyun.

İddialarınızı tek-tek ispatlayın.

Adalet bu kalkıp Soylu’yu kollayacak değil ya!

Yüce Divana kadar yolu var.

Evladından rahmetli annesine kadar etmediğiniz kötülük demediğiniz küfür-hakaret kalmadı zaten.

Çıkın işte aha size er meydanı.

İster gazeteci ister siyasetçi ister bürokrat ister iş insanı…

Hangi pozisyonda olursa olursanız olun çıkın korkmayın.

Son sözüm şu olsun.

İnsanların namusuna şerefine haysiyetine saldırmayı marifet bilenlere;

Dedikodu iftira ve hasetlikten beslenmeyi adamlıktan sayanlara.

Diyorum ki;

Bu dünyadan gitmeden kendinize bir iyilik yapın.

Bir günlüğüne de olsa,

Onurlu ve omurgalı olmayı deneyin!