1537 yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyetini kurmasıyla, ibadet yasaklanmış, sona erdirilmiş manastırın faaliyeti.
Öylece kendi haline bırakılmış yıllarca.
Tam 88 yıl sonra, 2010 yılında izin çıkınca yeniden başlıyor manastırda faaliyetler.
Kesintisiz 7 yıl sürüyor ayinler.
Sonrasında -kaya kopma- tehlikesine karşın 5 yıl önce Sümela tadilata girince tekrar durduruluyor manastırda ibadetler.
Derken aradan 5 yıl geçiyor ve Sümela’nın tadilatı bitiyor.
Dolayısıylada ilk ayin için gün sayılıyor ve 15 Ağustos günü seçiliyor. O gün koronadan dolayı Yunanistan, Rusya ve Gürcistan’dan kısıtlı sayıda gelen misafirlerle de olsa ayin yapılıyor.
Çıkan haberlere göre, Yunan istihbaratında ne kadar önemli isim var ise ayindeymiş.
Pek tabi inanmak istemiyor insan. Fakat ayini Yunan Devlet Televizyonu’nun naklen yayınladığını ve Yunanistan da gündemin ilk sırasına yerleştiği haberlerinide duyunca ister istemez derin manalar arıyor oluyorsunuz.
Olay gerçekten inançlara yönelik dini bir ibadet olsa elbette tepkim olmaz.
Lakin...
Tüm bu yaşanılanların Kamuflaj görüntülü Pontus Propagandası olduğunu hepimizin biliyoruz. Evet, biliyoruz ama ne yazık ki bu duruma tepki verenimiz yok.
Üstelik ayin tarihinin ne tesadüf ki, 15 Ağustos’a yani Fatih Sultan Mehmet tarafından Trabzon’un fethinin 15 Ağustos 1461 tarihinde olduğunun bilinmesine rağmen...
Kısacası, Trabzon üzerinden oynanan kirli oyunlara insanlar seyirci!
Ayin adı altında yapılan propagandaya herkes seyirci.
Seçim döneminde milli duyguları kabarıp Trabzonlulara Pontus iftirası atan sayın yönetici seyirci!
Hatta tüm yöneticiler seyirci.
Ayasofya cami olunca iki rekat şükür namazı kılmak için yollara dökülenler, burunlarının ucunda dönen dolaba seyirci.
Basın seyirci.
Partiler seyirci.
Araştırdım da, bir tek İyi Parti Belediye Meclis Grup Başkanı Davut Çakıroğlu duruma seyirci kalmayıp tepki vermiş. Konu ile ilgili, “ Daha hassas olunması ve bilinçli şekilde yapılan bu hesaplara mahal verilmemesi gerektiğini “ söyleyen Sayın Çakıroğlu’na böylesi derin mesaj yüklü bir olaya susmayıp tepki verdiği için teşekkür ediyorum.
Sayılarının artması ümidiyle...
Yukarıda da yazdığım gibi, bu ayin gerçekten inançlara yönelik saf, masum bir ibadet olsa elbette yaklaşımım bu yönde olmazdı. Fakat Yunanistan ve Kıbrıs’ta okul çağında ki çocuklara öğretilen “ En iyi Türk ölü Türk’tür.” öğretisini ve duyulan kini iyi bildiğimden olsa gerek şüpheyle yaklaşarak sorguluyorum.
Bir de...
“Biz maciriz. 1920’lerde gelmişler bizimkiler mübadele ile ananemin annesi sağken Kavala’da Yunan askerlerinin yaptıklarını anlatırdı. Erkekleri kara ormana götürüp öldürürler, kadınlar el örgüsü yapıp para kazanmasın diye dipçiklerinden parmaklarını kırarlarmış. Hamile kadınlar yada doğum yapmışlar emzirmesin diye göğüs uçlarını keserlermiş. 7-8 yaşındayken anlatırdı ananem.”
“İki yıl işgal etmişler bizim şehri. Ananem 10 yaşındaymış geldiklerinde. Önceleri iyi davranmışlar ama yenilip gideceklerini anladıklarında akla hayale gelmeyen en kötü işkenceleri yapmışlar yerli halka. Arkadaşımın annesinin dedesini ayaklarından başlayıp, santim santim kesmişler!”
“Ağva’ya bağlı Çanaklı Köyü’nün karınlarını bir araya toplayıp anadan doğma kalana kadar soydular. Çırılçıplak halde kocalarının katledişini izlemeye zorlanan kadınlar, sonrasında topluca tecavüze uğradılar. Küpelerini almak için kulaklarını, bileziklerini almak için bilekleri, yüzükleri alınmak için parmakları kesildi; acıyla kıvranarak can verdiler.”
“Karamandıra Köyü’nde yağmaya direnen Hacı Mustafa’yı kurşuna dizip karısının ve kızının ırzına geçtiler. Irzına geçtikleri kızı, yaraladıkları bir ata bağladılar, at can havliyle oradan oraya koştukça kız parçalara ayrıldı.”
“İzmir rıhtımında eşlerinden veya oğullarından haber bekleyen karınların çarşaflarını yırttılar, hakaret ederek yerlerde sürüklediler.”
“ Çınarcık’ta erkek çocukları, annelerine tecavüz etmeye zorladılar. Yaptıramayınca hepsini süngülediler. Karınların karınlarını yarıp, kundaktaki bebekleri yardıkları karınlarına gömdüler.”
Ne feci değil mi!!!
Okuduğum kitaplardan, belgelerden, bilgisellerden ve Hakimiyeti Milliye gazetesinden öğrendiklerimden minik anektodları paylaştım.
Velhasıl, bir de güzel vatanımız uğruna yaşanılan bu acı ötesi gerçekler var.
Asla unutulmaması gereken...
Çok Okunanlar

Trabzonspor’da Parlıyor, Milli Takım Sinyali Veriyor, Montella'ya Mesaj Veriyor

Trabzonspor, transfer çalışmalarına hız verdi: İspanyol yıldız, yeniden Türkiye’ye dönebilir
Trabzonspor’un Yeni Yıldızı Parlıyor; Fatih Tekke'nin jokeri oldu

Trabzonspor’un Hakkı Yine Yendi! VAR Skandalı Papara Park’ta Sahne Aldı

Çaykur Rizespor’da Teknik Direktör Bilmecesi: Sergen Yalçın İsmi Gündemde!

Trabzon’a Yeni Nefes: Mağmat’ta 498 Konutluk Dev Proje Yükseliyor