Trabzonspor savunması evlere şenlikti. Fernandez-Denswil ikilisi çok acemice işler yaptılar. Yani bu güne kadar Mendy savunmada oynuyordu ve çokta iyi oynuyordu. Fenerbahçe maçında neden böyle bir radikal değişiklik yapıldı anlamış değilim.
Trabzonspor’un ilk yarıda yediği iki golde de savunmanın büyük hataları vardı. Fred’in attığı gollere baktığınızda ne demek istediğim çok daha iyi anlaşılacaktır. Uğurcan Çakır’ın yediği gollere de tabi ki eleştirimiz var. Daha iyi yer tutabilirdi.
İsmail Kartal, Trabzonspor’u cidden iyi çözmüş, baskılı oynadı ve rakibinin de hızını kesti. Orta sahada da üstünlüğü eline aldı. Tek başına Mendy orta saha da ne yapsın değil mi? Yanındaki Berat Özdemir oyunda var mıydı, yok muydu inanın hiç belli bile değildi.
Trezequet ve Visca’nın çıkış alanları kapatılınca Fenerbahçe elini kolunu sallaya sallaya Trabzonspor’u kontrolü altına aldı. Pepe’de ayakta duramıyordu, Enis Destan’ın titrek hali devam ediyor. Böylesine büyük maçlarda sahneye çıkması gerekirdi, değil mi?
Gelelim asıl konuya. Bu maç Abdullah Avcı’ya yazar. Bahsettiğim gibi Fernandez-Denswil ikilisi olmazdı. İkinci yarı yanlışını anlamış olmalı ki Abdullah hoca, Fernandes’i oyundan aldı, Denswil-Mendy ikilisini oynattı. Bardhi’de oyuna dahil edilince Berat ile orta sahaya yerleştirildi. Yani Fenerbahçe maçında takım düzeniyle böylesine ilginç bir şekilde oynanırsa olacağı budur.
Hal böyle olunca, Trabzonspor takım performansının iyice kötüye gittiğine tanık olan bordo-mavili taraftarlar, resmen devreye girdi ve sahaya sürekli bir şeyler atıp durdu, hakem oyunu durdurdu. Stadyum hoparlöründen uyarılarda bulunuldu. Dediğimiz anda Bardhi’in kullandığı harika serbest atış gol oldu, top kaleci Livakoviç ile birlikte fillerle buluştu. Yani Trabzonspor taraftarları 2-0’i kabullenmek istemedi ve refleks gösterdi. Hani derler ya ölüyü dirilttiler!…
Maç 2-1’e gelince, Trabzonsporlu futbolcularda nihayet uyandılar ve belki beraberlik elde edebiliriz diye pürdikkat oynamaya başladılar. Fenerbahçe’nin havasını tribünler bozdu.
Bu sırada Abdullah hoca da son hamlelerini yaptı. Maçtan hiçbir şey yapamayan Enis Destan’ın yerine Umut Bozok’u aldı. Yani artık bu saatten sonra kaybedecek hiçbir şeyim kalmamış moduna geçilmiş oldu.
Pepe’nin kaçırdığına takıldım. Akıl karı değildi. Yani Pepe gibi yüksek kariyerli bir oyuncunun o golü atması gerekiyordu. Bir dakika sonra Djiku, Denswil’e ceza sahası içerisinde penaltı yaptı. Hakem Halil Umut Meler’de tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. Topun başına Trezequet geçti ve maç bir anda 2-2’ye geldi ve bu kaotik ortamda beraberlik geldi.
Maçın sonlarına doğru Trabzonspor üçüncü golü yedi. Öncesinde Umut Bozok’a yapılan faul es geçildi. Eren Elmalı’nın da hatasından kaynaklı Trabzonspor 3’üncü golünü yedi ve sahadan 3-2 mağlup ayrıldı.