“Şu olsaydı, bu olsaydı” diyerek kendimizi avutmanın bir anlamı yok. Sorulması gereken gerçek soru şu: Ceza sahası etrafında bekleyen Talisca neden bu kadar boş kaldı? Sahada mücadele etmesi gereken Mendy ve Pedro’nun hayal kırıklığına dönüşmesi neden bu kadar kolay oldu?
Ortada tartışmasız bir gerçek var: İki takım arasında kadro kalitesi uçurumu var.
Rakibin oyuna soktuğu isimler Talisca, İrfan Can, Çağlar ve Oğuz…
Senin umut bağladığın isimler ise Ozan, Cihan, Serdar ve artık jübile dönemine girmiş Nwakaeme ile Visca…
Bu fark, skor tabelasına değil, saha içindeki özgüvene bile yansıyor. Bu nedenle kimsenin moralini daha fazla bozmadan, bu maç defteri burada kapatılmalı ve önümüzdeki süreç için doğru adımlar atılmalı.
Yol U19’dan Geçiyor
Trabzonspor’un yüzünü güldüren ender başlıklardan biri, UEFA Gençlik Ligi’nde tarih yazan U19 takımı. Özellikle Salih Malkoçoğlu gibi oyuncular A takıma kazandırılmalı. Artık “Trabzonspor’un oyuncusu olmayacak” isimlere forma verilerek zaman kaybedilmemeli. Çünkü bu forma, taşıyana aidiyet duygusu yükler, taşıyamayana da yük olur.
Yanlış Transferin Bedelini Kim Ödeyecek?
Yönetim cephesinde ise özeleştiri zamanı geldi geçiyor. Baniya’yı üstüne para vererek gönderen, Benkovic’i beğenmeyip yollayan ve yerlerine daha düşük performans gösteren ama daha yüksek maaşlı stoperleri getirenlerin, bırakın transfer planlamasına karışmasını, kulübün 100 metre yakınına bile yaklaşmaması gerekir.
Çünkü bu isimler sadece kulübün kasasını boşaltmakla kalmadı, aynı zamanda taraftarın umudunu da köreltti.
Trabzonspor yeniden ayağa kalkacaksa; bu, hatalardan ders alarak, kendi evlatlarına güvenerek ve artık yanlışlara göz yummayarak olacak. Aksi takdirde her maç sonrası diz dövmeye, her sezon sonunda hayal kırıklığına alışmak zorunda kalacağız.