Tarihler 10 Kasım 2016 yılını gösteriyordu..
Mardin’in Derik ilçesinde göreve geldiği günden bu yana herkesin gönlünde taht kuran yaptığı başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken bir vatansever evlat için hayatın son günüydü.
Onun adı sadece Muhammet Fatih Safitürk değildi..
Ona herkes Fatih abi, Fatih amca, Fatih oğlum diye hitap ediyordu..
Duruşu yetiyordu..
Ne yazık ki alçakça bir planın kurbanı oldu.
Hainler onu makamında hedef aldı.
Masasının altına koyulan bomba sonucu şehit düştü..
Terör bir canımızı daha aramızdan kopardı.
Peki ama kimdi bu şerefsizler..
Kimdi daha hayatının baharında aslan parçasına kıyanlar..
Neden hedef alındı?
Hangi karanlık güçler devreye girdi..
O kadar çok soru o kadar çok bilinmez var ki hangisini yazacağımı şaşırıyorum
Sonuçta ateş düştüğü yeri yakıyorlar diyorlar ya..
Aynen öyle..

Acılı bir eş yetim kalan 4 yaşında bir çocuk..
İki gözü yaşlı anne-baba..
Her davada yüreğine kor saplanan ağabey ve abla..
Hiç birimiz onların yaşadığı acıyı tarif edemeyiz..
Şehit kaymakamımızın davasını iki yıldır yerinde takip eden biri olarak benim de inanılmaz bir şekilde canım yanıyor..
Mardin’de görülen dava önceki gün sonuçlandı..
Beşi tutuklu 15 sanık hakkında beraat verildi..
Sadece teki bir kişi müebbet cezası aldı..
İnsanın aklı-mantığı almıyor..
Söz bitiyor..
Bu kadar mı yani?
Yüce Türk adaletine elbet de güveneceğiz .
Ama çıksın biri bu kararın güvenilir tarafını açıklasın Allah aşkına..
Şunu da belirteyim ki elbet de bu olayı yapan-planlayan ve hayata geçirenler cezasız kalmayacak..
Katiller öyle veya böyle cezasını bulacak..
Değerli okurlarım..
Benim bir sitemim de bu davanın sahipsizliğine..
Şehit kaymakamımız Trabzon’un has evladıydı..
Çaykaralıydı..
Kendi öz evladımıza kendi şehidimize ne acıdır ki dava aşamasında gerekli sahiplenmeyi gösteremedik..
Ne demokratik kitle örgütleri, ne sivil toplum kuruluşları, ne insan hakları savunucuları ne de basın gerekli hassasiyeti göstermedi.
Siyaset ve yerel yöneticiler sınıfta kaldı.
Bu şehirde söz sahibi olduğunu iddia eden koltukseverler zahmet edipte Mardin’deki davayı bir kez olsun yerinde izlemedi.
Acılı aileye sahip çıkmadı..
Ya herşeyden vazgeçtim..
Safitürk ailesini telefondan arayan bile olmadı..
Tam 14 duruşma oldu..
Oysa bu davanın kitlesel olarak sahiplenilmesi gerekirdi.
Trabzon’da yapılan Gazi davasını hatırlayın..
Yüzlerce insan her duruşma otobüs-otobüs İstanbul’dan  Trabzon’a geliyordu..
Dayak yiyorlar, küfür işitiyorlar ama yine geliyorlardı..
Bizim şehidimize ise sahip çıkan yok..
Bu nasıl iş biri çıksın anlatsın..
Yuh diyorum yazıklar olsun ..
Dava bitti ama mücadele bitmedi elbet te..
Bu dava bir onur mücadelesi..
Bu dava ülkemizin geleceği, karanlık cinayetlerin aydınlatılması, teröristlerin yanına kar kalmama davasıdır..
Sıradan bir cinayet sıradan bir olay değildir..
Şehit Muhammet Safitürk davası çok ama çok önemlidir..
Trabzon Valimize, milletvekillerimize, Trabzon Büyükşehir Belediye başkanımıza ve bütün derneklere, siyasetçilere, sivil toplum kuruluşlarına kısaca Trabzon halkına acizane bir çağrıda bulunmak isterim..
Gelin hiç değilse 11 Kasım 2018’de şehidimizin 2.ölüm yıldönümünde Sakarya Arifiye’deki mezarının başında olalım..
İster havadan ister otobüslerle Trabzon Sakarya’ya aksın..
Orada olalım bu dava burada bitmedi mesajını verelim..
Rahmetle, minnetle, dualarla  “biz buradayız” diyelim..