Okurlar, okumazlar ama 30 yıldır hangi Lider ve Devlet Başkanımız Trabzon ve Karadeniz’e glirse onunla dertleşmek ve eksik giden varsa bu sütunda not düşmeye çalışırız. Bazen liderlerin etrafı öyle sarılır ki, görmezler duyamazlar.
AK Parti’nin kurulduğu yılları ve başarılarının zirve yaptığı döneme kadar olan süreci hatırlar mısınız?
AK Parti kuruluş yıllarında Kadın Kollarına türbansız isim bulmakta zorlanırdı. Ve yine emekli askerleri kadrosuna katma çabasında zorluklar çekerdi.
Eski bir merkez sağ isim bile AK parti kadrolarında yer aldığında parmakla gösterilirdi. Bşakan Tayyip Erdoğan bu katılımlardan büyü keyif alırdı.
AK Parti ANAP değildi ama onun savunduğu 4 eğilimin devamı gibi idi.
28 Şubat sürecinde ortadan ikiye bölünmüş Türkiye’yi birbirine bağlayan parti idi.
Zaman içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan kadrolarıyla çok büyük hizmetler yaptı. Bu hizmetleri yaparken yıllardır mağdur olan insanları öne çıkardı.
Garipleri fakir fukarayı asla unutmadı.
Fakat AK Partinin içine ayağına koyan ve sağlamlaştıran bir grup etkisini de giderek artırarak, parti için çalışanlar farklı isimlere ‘sende nereden geldin’ demeye başladı.
Ve siyasetteki AK Partinin kucaklayıcı tavrına zarar verdiler.
Erdoğan bunu farketti.
Siyasette fabrika ayarlarına dönülmesi gerektiği mesajı Cumhurbakanlığı Hükümet Sistemi seçimi öncesi Tayyip Erdoğan tarafından teşkilatlara yönelik yaptığı açıklama ile gündeme geldi.
Kısmen başarılı olundu.
Sayın Erdoğan yarın Trabzon'da toplam tutarı 2 milyar TL olan toplu açılışlar gerçekleştirecek. Artık hemen her hafta sonunu bir kaç ilde birden geçiriyor, seçim mesajları veriyor yatırımlara dikkat çekiyor, hatırlatıyor.
Anti parantez Erdoğan'ın Ukrayna-Rusya krizinde arabulucuk teklifi ve Rusya’nın daveti kabul etmesi başarılı bir dış politika hamlesidir.
Dünyanın gözü bir kez daha Türkiye'de olacak.
Konumuza dönersek, AK Parti ve Sağ-Muhafazakar çevrede son 5 yıla göre zayıflayan kıta sahanlığını tekrardan genişletmesi için bazı öneriler getiriliyor ki, üstünde durmaya, kafa yormaya, istişare etmeye değer diye konuşuluyor.
AK Parti'nin kurucu değerlerinden taviz vermemesi vesayet odaklarının ezilen, hor görülen unsurları olan İmam Hatiplilerin sahiplenilmesi; ancak kuşatıcılık noktasında diğer çevrelerin de kesinlikle ıskalanmaması isteniyor.
Sadece aynı dünya görüşünden sendika, STK vb. yakınlığından çok her düşünceyi, her fikri dinleme ve ortak paydayı paylaşan vakıf, dernek hangi kurum ise onlarla da daha çok zaman geçirebilmeyi yeniden başarabilmelidir AK Parti.
Sanatçı, fikir adamı, yazar, gazeteci kimse yorumu hür ama kutsal değerlere, milyonların reyini şahıslara veya hiç oy almasada halka hizmet eden makamlara böylesi hakaret etmediği sürece değer görmeli.
2023 seçim yolunda Tayyip Erdoğan büyük çaba gösteriyor. Gençlerle buluşması, farklı siyasi görüşlerden isimler görüşmeler yapması, hepsi de takdir ediliyor.
Ancak yapıması gereken belli.
AK Parti kuruluş misyonuna dönecek.
Ve geç kalmayacak.
Bakıyorum, Bürokraside olsun, Üniversitelerde olsun.
Bir makam mı var? Liyakat ikinci sıraya iniyor!
Mutlaka bir sendikanın üyesi ve referansı olan tercih ediliyor.
Emek veren, hak eden ‘bizim sendikanı üyesi değil’ deniyor ve sınıfı bir türlü geçemiyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunlara da bir mesaj vermeli. Dahası ayar çekmeli.
2023’ün yolu buradan geçiyor.