Ülkem geneli Allah'ın varlığıyla ilgili birkaç görüş vardır. Şimdi bunları sizlerin izanlarınıza sunacağım.

Öncelikle bu kardeşiniz her insanın inanıp inanmama hakkının olduğuna inananlardanım. Bir kişi inanıp inanmama da  serbesttir. Önemli olan bu ülkede vatana millete faydalı olunması. Farklılıklarımız zenginliktir.

Ateizm; Bu inanç grubunda olan insanlar bir yaratıcıya inanmamaktalar. Yani yaratıcı yoktur. Herşey tesadüfü olarak vardır.

Kurana ve sünnete baktığımız zaman bu inanç sıkıntılı gibi durmaktadır. Çünkü bir şeyin kendiliğinden var olması akıl kabul etmez. Bakınız bir örnek vereceğim konu daha iyi anlaşılacaktır. Bir resim bile kendiliğinden olamıyorsa bir ressama ihtiyacı varsa bu kadar mükemmel var olan bir yapının kendiliğinden var olması akıl ve izan kabul etmez.

Geçen haftaki televizyon programında bu konuyu izleyicilerle işledim. Oradada anlattım ki bu kadar mükemmel bir yapı kendiliğinden olması akıl dışıdır. Akaid yani inançla ilgili konularda yazılmış kitaplarımızda Allahın varlığıyla ilgili olarak birkaç delilden bahsedilmektedir. Şimdi bunları sizlerin izanlarınıza sunmak isterim.

Gaye ve nizam delili; Bu delile göre evrende her şey yerli yerinde. Bir nokta dahil asla fazla yada eksik diyemiyoruz. Bakınız Yağmur bulutları üç yüz bin ton su içerisinde bulundurmaktadır. Bu bulutlar bir şehrin üzerine geldiğinde tuhaflık bu ya içerisinde ki suyu damla damla bırakmaktadır. Bir irade olmasa bu bulutlar içerisinde ki suyu toptan  bırakacaktır. Bu durumda sonuç ne olur büyük bir yıkım. Ama öyle olmaz değil mi?! Allah azze ve celle o yağmur bulutlarına suyu damla damla indirmesini talim buyurduğundan o damlalar yeryüzü için bir rahmet olur.O yağmurdan toprak insanlar hayvanlar sebzeler ve meyveler faydalanır.Az düşünseniz sizlerde bu konuda fikir sahibi olacaksınız.Yağmur bulutları bunu hangi akılla yapmaktadır?! Bunu ona öğreten bir irade vardır. Bu iradede Allah azze ve celledir.

Fazla uzağa gitmeyelim. İnsanın varlığı bile yaratıcıyı haykırmaktadır. Yüz elli gramlık bir beyin tüm vücudu hareket ettirmektedir. O beyne o bilgiyi hangi irade vermektedir?! Allah değil mi?!

Ekmeli varlık delili; Bu yaşlı dünyamızda hangi çağa giderseniz gidin bir Allah inancı vardır. Ama doğru ama yanlış. Fakat vardır. On bin sene öncede Allah inancı vardı beş bin sene önce de Allah inancı var şimdide var yarında olacak. Ama doğru ama yanlış. Fakat var. Bugün yeryüzünün tüm coğrafyalarında bir Allah inancı görürsünüz. Buradan anlıyoruz ki Yaratıcı biz insan kullarının kodlarına yüce bir varlığa inanma duygusunu koymuştur. Yani yüce bir varlığa inanma doğuştan gelen kabiliyetlerimiz arasındadır.

Bakınız sizleri asrımızdan beş bin sene önce Antik Yunana getirmek isterim. Bakınız ilim dünyada üç merkezden yayıldı. Antik Yunan mezopotamya ve Anadolu. Antik Yunanda akli ilimlerin hepsinin okulu vardır. Çağlarını aşmış Aristo Platon Eflatun ve Sokrates çağlara ışık tutan ilimlerle uğraşmaktaydılar. Burada şunuda yazmak isterim Antik Yunan Politeizm yani çok tanrılı dinin yaşandığı çağdır. O çağda felsefenin mucidi Aristo bakınız kitabında ne diyor; " Bu evrende o kadar bir mükemmellik var ki bu kendiliğinden olamaz. Bu mutlaka İslam peygamberlerinin dediği Allah tarafından yaratılmıştır. Fakat bu kadar mükemmel bir yapıyı yarattığına göre yorulmuştur ve dinlenmeye çekilmiştir." Yorulmuştur ve dinlenmeye çekilmiştir sözünün yanlış olduğunu herhal anlıyorsunuz. Çünkü Allahımızın yaratma sıfatı var. O yorulmaz. O bir şeyi murat ettiğinde ona ol der o şeyde olur.

Buradan anlıyoruz ki Allah vardır.

Deizm; Bu gruptakilere göre Allah var fakat dünyaya ve hayatımıza karışmasın.

Aslına bakarsanız bu gruptaki insanlar sonuç itibariyle Allah yok diyemezlerde Allah'ın yetkilerini ve Allah'a karşı sorumlu olduğumuzu reddederler.

Kurana ve sünnet göre Allah evreni yaratmış ve karışmaktadır. Kutsal kitaplarıyla ki en son Kuranı Kerimi indirmiştir  ve Peygamberleriyle ki en son Peygamberimiz Hz . Muhammettir. Onlar vasıtasıyla hayatımıza karışır.

İnsan başıboş yaratılmamıştır. Yaratıcıya karşı sorumludur. Kutsal kitap ve Peygamberin gönderilmesi insan denilen varlığı dünya ve ahiret mutluluğu içindir. Allah kutsal kitabıyla ve Peygamberiyle nasıl bir hayat yaşamamızı bizlere öğretmektedir. Bundan anlıyoruz ki bir insan evlenmesinden ticaretine çocuk yetiştirilmesinden ekonomisine devlet işlerinden aile hayatına kadar nasıl bir hayat yaşamamızı bizlere öğretmektedir. Ki mutluluk orada.Eğer insan bir yaratıcıyı ve Ona karşı sorumluluğu kabul etmiyorsa nefsine tabi olacak ve sonuçta da helak olacak. Çünkü nefis her daim kötülüğü emrettiği ayetle sabit. Allah nefse kötülükleri güzel gösterme emri vermiş. Kişi insan yaratıcıyı tanımazsa nefsine uyacak ve oda toplumda sonuçta helak olacak. O yüzden bugün ülkem geneli ekonomi bozuk ahlak bozuldu  ve aile dağılma noktasına geldi. İnanca hiç girmek istemiyorum.

Ey insan sen başıboş yaratılmadın. Mutluluğun için yaratıcının emirlerini dinleyip yasaklarından kaçınman lazım gelmektedir...