İki yıl geçti.. İki yüz yıl geçse ne olacak. Acılar diner mi? Kaybettiklerimiz geri döner mi? Ocaklara düşen ateş söner mi?

Yaşanan kıyamete asrın felaketine tanık olmuş biri olarak ne yazacağımı bilmiyorum.

Hatay'da Kahramanmaraş'ta  Adıyaman’da tam 11 ilde.

Yer yarıldı gök gürledi çığlıklar her tarafı sardı..

Binlerce kalp bir gecede durdu..

Yüzbinlerce insan perişan düştü.

Sesimi duyan var mı? diyenler elleri ile kazdı molozları.

Dört bir tarafa sarıldı ÇARESİZLİK.

Söz bitiyor ...

Deprem bölgesinde her ile gittim.

O kadar çok hikaye birikti ki..

Hangisini anlatsam..

Hangisini paylaşsam.

Hatay'da deprem enkazından çıkan bir doktor ile gözyaşı döktük saatlerce birlikte.

2 evladını ve eşini kaybetmişti..

Gözlerime baktı "ben nasıl yaşayacağım bir akıl  bir cevap ver"  dedi..

Ne diyebilirdim ki?

Nasıl bir cevap versem  ne konuşsam ne anlatsam.

Kızı 17 oğlu 8 yaşında...

Hayatım boyunca unutmayacağım duyguları yaşadım deprem bölgesinde.

Saatlerce günlerce ağladım ama neye yarar.

Elbistan'da 600 kişiyi aynı anda toprağa verirken Allah'a yalvardım..

Geride kalanlara sabır ver onlar nasıl yaşayacak diye..

Bugün de aynı şeyleri diyorum.

Ne söylesek ne yazsak boş..

Allah geride kalanlara yaşama tutunma ayakta kalma umudu ve sabrı versin.

İnşallah en yakın zamanda deprem bölgesindeki tüm illerde acılar sarılır herkes ev iş aş ekmek sahibi olur.

6 Şubat depreminde ülke olarak ASRIN FELAKETİNE karşı dayanışma içinde  büyük bir iyilik ve sevgi içinde olduk.

Devletimiz ve toplum olarak seferberlik içinde olduk.

Lütfen bu dayanışma devam etsin..

Çünkü hala acılar çok  taze hala yaraların sarılmasını bekleyen  binlerce insan var.