Son zamanlarda bazıları sıcak koltuklarında oturup, ellerini taşın altına bile koymadan, isim vermeden Trabzonspor’da Asbaşkan Ertuğrul Doğan’ı çaktırmadan eleştirmeye çalışıyor, kaba tabirle sallıyorlar. Oturulan yerden sallayıp eleştirmek kolay. Cesaretleri, yeterlilikleri ve yürekleri varsa paralarını pullarını Sayın Doğan gibi, geçen sezon şampiyonluğu getiren yolda olduğu gibi Trabzonspor’a harcasınlar bakalım!

Yapabileceklerini sanmam. Zaten de yapamıyorlar, yapamadılar. Elleri ceplerine gitmedi. Az da olsa giderken de titreyip durdu. Yapmazlar, yapamazlar. Ailelerinden tepki alır, fırça yerler. Yani Ertuğrul Doğan gibi Trabzonspor’u çoluk çocuğundan ayırmadan yapamazlar. Yapmamalarını, yapamamalarını bir kenara koyduk, üstüne üstlük bir de cambazlık peşinde koşmaları yok mu? Dahası arkasından kuyu kazmaya çalışmaktan da geri durmuyorlar. Oysa Ertuğrul Doğan, söz konusu Trabzonspor’a gelebilecek küçük bir darbe, zarar ufukta bile göründüğünde, hiç tereddüt etmiyor, eli titremiyor, kılı bile kıpırdamadan gerekeni yerine getiriyor. Ama işleri kuyu kazmak olanlar, eften, püften gerekçeler bularak Sayın Doğan’ı eleştirmeye, hatta toplumun önüne bile atmaya çalışıyorlar.

Oysa geçen sezon Trabzonspor’un şampiyon olması için elini taşın altına koyup istenilen futbolcuları sezon başı kampına yetiştiren Ertuğrul Doğan değil mi idi? Trabzonspor’da çalışan personelin on gün geciken maaşlarını kendi cebinden hesaplara yatıran Ertuğrul Doğan'dan başkası mı idi? Hangi baba yiğit bunu yapabilecek güce sahip... Şimdi etkili ve yetkili olanlar da dahil kuyu kazmayı meslek edinmiş bazıları fındık kabuğunu bile doldurmayacak küçük işler, eksikleri bahane edip, acil kurtarıcı diye tarif edilebilecek Ertuğrul Doğan’ı neden hedef tahtası yapmaya, eleştirmeye kalkıyorlar?

Oysa eleştirmeye kalktıkları kişinin de insan olduğunu, kendileri gibi devasa değil, ufak tefek hatalar yapabileceğini kabul etmeleri gerekmiyor mu? Ayıptır ayıp! Ertuğrul Doğan’da etten kemikten yaratıldı. Onun da her insan gibi zaman zaman eksikleri, yanlışları olabilir. Ama yanlışlarının karşısındaki doğruları, artılarının devasa büyüklükte olduğunu görmeleri gerekmiyor mu?

Trabzonspor için gecesini gündüzüne katarak bir yandan özlenen şampiyonluğun gelmesi için çırpınırken diğer yandan İsviçre’deki CAS davasına katılabilmek için Havalimanı banklarında saatlerce uyuyup uçağın kalkış saatini bekleyip ve bu yorgunlukla deplasman maçlarına giderek çok sevdiği Trabzonspor'u yalnız bırakmayan bir asbaşkandır o. Bu özveriye, katlanmaya bile başka bir kılıf buldular. O bu söylemlerin hepsine kulaklarını tıkayarak, ataları gibi “İt ürür, kervan yürür.” dedi.

Ertuğrul Doğan’ın hayali de her Trabzonlu gibi Trabzonspor formasını giymekti. Evleri de Ziya Bey sahasına yakın idi. İki adım attı mı soluğu Trabzon’un küçük futbol mabedi olan bu sahasında alıyordu. Dayıları Trabzonspor’da oynuyordu. O da bordo mavili takımın alt yapısında meşin yuvarlak peşinde koşuyordu. İdmanlar çıktı. Trabzonspor alt yapısında fazla oynamadan dayısı efsanevi futbolcu 6 şampiyonlukta imzası bulunan Güngör Şahinkaya elinden tuttuğu gibi O’nu İdmanocağı’nın alt yapısını çalıştıran çocukluk arkadaşı, kapı komşusu rahmetli Turgut Özdemir’e teslim etti.

İdmanocağı o yıllarda İskenderpaşa ilkokulunun bahçesinde idmanlarını yapardı. Gel zaman, git zaman Ertuğrul Doğan iyi futbolcu olamadı ama iyi bir Trabzonsporlu oldu. Güngör dayısının Avni Aker’de maçlarını izlemeye giderdi. Bordo-Mavili takım şampiyon olduğu yıllarda dayısının omuzlarında şampiyonluk turu atardı.

Sonrasında Ertuğrul Doğan kendini Türkiye’nin hatırı sayılır bir iş insanı ve de sevdalısı olduğu Trabzonspor’un yöneticisi, Asbaşkanı koltuğunda buldu. Koltuktan güç almadı, koltuğa güç verdi. Bordo-Mavili takımın en güçlü ismi, Trabzonspor’un imdadına hızır gibi yetişen can simidi haline geldi. Birileri gibi lâf değil, iş üreterek kendinden söz ettirdi, ettiriyor. Onun için de O’na “Az konuşan, çok iş yapan.” Deniliyor.

SİYAH BEYAZ NOSTAJİ

Yıl 1978 İzmir'de bir otelin önü. Efsane bir foto görüldüğü gibi Şampiyon hoca Ahmet Suat  Özyazıcı merdivende oturuyor. (Bugün hangi antrenör Ahmet Suat Özyazıcı gibi merdivende oturur) Rahmetli Mustafa Gedik, rahmetli Hayrettin Şiranlı eski futbolcularımızdan sonradan Galatasaray'a giden Ahmet Ceyhan ve Beşiktaş'a transfer olan Mehmet Ekşi, İzmir’de kamp yapılan otelin önünde o zamanların meşhur sokak gösterisi olan "Ayı oynatıcısını" izliyorlar. İşte efsanevi olmak böyle bir şey.. Bugün Trabzonspor futbolcuları evlerinden tesislere, burada idmanını yapan doğruca evin yolunu tut. Nerede bu eski güzel nostalji anılar, Bordo-Mavili futbolcuları veya Teknik heyeti Trabzon sokaklarında veya kahvehanelerde görmek mucize gibi bir şey.

BERKAY'A UĞURCAN DENDİMİ GÖZLERİ DOLUYOR

Uzun yıllar Gümüşhane ilimizde Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan ve bu sene Ordu'nun Ünye ilçesine tayini çıkan hemşerimiz Birinci Sınıf Emniyet Müdürümüz Celal Sarısoy, aslen Trabzon Maçkalı olan ve Samsun’da oturun 16 yaşındaki Berkay ve babası Burak Güler ile geçen hafta sonu bir araya geldi. Lise ikinci sınıfta okuyan başarılı öğrenci Berkay'a Trabzonspor kaptanı ve milli takım kalecisi Uğurcan Çakır'ın formalarını kendi elleriyle hediye etti.

Genç kardeşimiz Emniyet Müdürümüz Celal Sarısoy'un elinden kaptan Uğurcan'ın giydiği formaları alırken heyecanı gözlerinden okunuyordu. Tecrübeli kaleci Uğurcan'ın ismini duyduğu anda gözleri kocaman bir şekilde açılan Berkay, adeta deli divane oluyor. Berkay'ın yanında Uğurcan dendiği anda gözleri doluyor. Genç kardeşimiz Uğurcan'a hayranlığını her yerde söylüyor. Biz de Taka Gazetesi olarak Trabzonspor takım kaptanı Uğurcan Çakır'a buradan seslenerek “Yolun Samsun’a düştüğünde bu kardeşimizle bir araya gelip onunla bir hatıra fotoğrafı çektirmeni diliyoruz.”

O RUHU GERİ ÇAĞIRALIM

Hoca: Öncelikle tüm Türkiye'mize geçmiş olsun. Yaralılara acil şifalar, aramızdan ayrılanlara Allah'tan rahmet diliyorum. Trabzonspor; açık ara şampiyonluk yaşadığı efsanevi sezonu geride bıraktıktan sonra, 2022-23 sezonunda şampiyonlar ligi play-off turunda elendi, ligde ise çıktığı 22 maçta 11 galibiyet ile 6. sırada bulunuyor. Trabzonspor, yaz transfer döneminde A takımda oynayan 12 oyuncusuyla yollarını ayırırken, 15 oyuncuyu kadrosuna kattı. Şampiyon olduğu sezonun hemen arkasından şampiyonlukta en çok pay sahibi olan Nwakaeme ve Cornelius gibi, inişli çıkışlı performansına rağmen zaman zaman form tutan Berat Özdemir ve Gervinho gibi oyuncular ile yollarını ayıran Trabzonspor'da net bir omurga değişimi söz konusuydu. Bu transfer döneminde hem zarar etmeden, hem kadroyu bir nebze gençleştirerek hem de genişleterek iyi bir transfer sezonu geçirmiş gibi görünüyordu. Yeni sezona beklenen futbol sahada olmasa da iki galibiyetle başlayan Trabzonspor, İstanbulspor'a da, Hatayspor'a da topu bırakarak oynamıştı. Hemen ardından kaybedilen Kopenhag maçında Trabzonspor %64 topa sahip olurken, 4 gün sonra ligde 5-2 kaybettiği Antalyaspor maçında %54 topla daha fazla oynayan taraftı. O esnada anlaşılması gerekiyordu ki, Trabzonspor topla üretemiyordu. İleri zamanlarda 5-0 kaybedilen Alanyaspor maçında %68, 4-1'lik Karagümrük maçında %69 topa sahip olmuştu.

Bunun nedeni, Trabzonspor'un tutucu oyun planıydı. Sakatlıklarla beraber genel omurgasını 4-1-4-1 üzerine oturtmak isteyen Abdullah Avcı, savunmanın önünde Siopis, onun önünde ise iki 10 numara Bakasetas ve Abdülkadir Ömür'ü görevlendirdi. Bu sistem orta sahanın yumuşak kalmasına, ikili mücadele kazanma oranın düşmesine, hatlar arası boşluk çok oluştuğundan üretme problemine yol açtı. Bakasetas hiç olmadığı kadar top çalsa da, savunma yapsa da yetmedi. Trabzonspor sete oturduğu ve topa sahip olmayı istediği zaman stoperler tek başına oyun kurmakta zorlanıyor, bu yüzden sağ ya da sol bek stopere yakın kalıyor ve bu kanatlardan Trabzonspor'un çoğalmasını engelliyordu. İstatistiklere ve analizlerime göre bence yapılması gereken, Trabzonspor'un kısa paslarla oyun kurmaktan vazgeçmesi, uzun toplarla çıkması. Bunu sağlamanın en iyi yolu; bekleri ileri merkeze, kanat oyuncularını santrfora yaklaştırmak. Forvet arkası oyuncuları ikili set halinde seken topları almak için, ön liberoyu onların arkasına düşecek topları almak için görevlendirerek, uzun top isabet bulmasa bile 5-6 saniyeliğine yapılacak baskıyla topu kazanmak. Trabzonspor'un ileri hatta da orta sahada da yüksek baskı yapabilecek, mücadeleye girecek oyuncuları var. Eğer amaç topa sahip olmak olacaksa bunu pas hatası yapmadan değil, yüksek riskli paslar ile çok top kaybedip çok top kazanmak ile bunu sağlamak mümkün. Abdullah Avcı'nın transfer politikasını ve çalışmalarını bu çizgide yürüttüğü bir taktirde başarı geleceğini düşünüyorum. Sol beke yapılacak bir takviye, Maxi Gomez'in sırtı dönük yaptığı servislere karşılık verecek bir kanat oyuncusuna ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Hepimizi derinden etkileyen felaketin bir etkisi olarak, ligden çekilen takımların yabancı oyuncuları ile ilgili düzenleme yapıldığı bildirildi. Ligden çekilen takımların yabancı oyuncuları A takım yabancı sınırı dikkate alınmaksızın kadroya katılabiliyor ve maçlarda 8 yabancıya ilaveten 9. yabancı olarak kullanabiliyor. Lobjanidze'nin isabetli olabileceğini düşünüyorum. (MUSTAFA AKBULUT)

SEBAT'IN UNUTULMAZ GENEL KAPTANI ATALAY ARMUTCU

Atalay Armutcu unutulur mu hiç... Tabii ki unutulmaz. Bir dönem Trabzonspor'da da yöneticilik yaptı. İşlerinden dolayı o da çok sevdiği memleketi Trabzon'un Akçaabat ilçesinden ayrılarak ekmeği için soluğu büyükşehir olan Ankara'da aldı. Ama hiç bir zaman Trabzon'u ve Akçaabat'ı unutmadı. Boş zamanlarında memleketine gelip, yakın arkadaş ve dostlarıyla hasret gideriyor.

Sebat Gençlik'in efsanevi Genel Kaptanı Atalay Armutcu. Rahmetli Temel Barutçu"nun sırdaşı. El ele, kafa kafaya verip Sebat Gençlik için ter döken isimlerdi onlar. Biri teknik direktör, diğeri ise efsane yönetici. Türk futbolunda belki de en iyi anlaşan iki isimdi. 

Temel ağabeyimiz erken yaşta bu dünyadan göç etti. Allah mekanını cennet eylesin. Atalay Armutçu ağabeyimize Allah uzun ömür versin. Atalay Armutcu, Akçaabat’ın yetiştirdiği çok değerli bir insan. Bu sezon BAL liginde şampiyonluk mücadelesi veren ve şu anda lider durumda olan Sebat Gençlik'in tekrar eski günlerine dönmesi için çaba sarf ediyor. Atalay Armutçu Kırmızı-Beyazlı takımın tüm maçlarını yakından takip ediyor.

Cumhuriyet'le yaşıt olan Sebat Gençlik'in bu sezon 3.Lige çıkması için maddi ve manevi imkanlarını seferber ediyor. Bunu yaparken de herhangi bir beklentisi yok. Tek arzusu Cumhuriyet ile yaşıt Sebat Gençlik'i yeniden eski başarılı günlerine geri dönmesini sağlamak. Akçaabat dışında yaşayan diğerli iş insanları da Atalay Armutcu gibi ellerini taşın altına koymalılar. Bu nedenle Atalay Armutçu ağabeyimizi canı gönülden yürekten kutluyorum.

OTELDEKİ ODASINI BULAMADI LOBİDE UYUDU

Faroz'un renkli simalarından Kamış Orhan'da anılar bitmez. Batum'dan başlamışken yine Batum’la devam edelim. Sarp sınır kapısındaki Firişoptan sorumlu olan Atilla her fırsatta Kamış Orhan'ı Batum’a davet edip dururdu. Bir gün Kamış Orhan, Batum’a gitmeye kara verir. Atilla'yı arayıp geleceğini söyler. Orhan sonunda Batum’a ayak basar, Atilla onu merkezde bulunan Word Palas’ta konuk eder. Kamış Orhan'ı, Atilla akşam yemeği için otelin restorantında ağırlar. Oturup yemek yerler, sohbet ederler.

Kamış Orhan 10 dakikada üç bi...'yı bitirir. Yemek sonrası Kamış Orhan Disco'ya iner. Kafası biraz çakır olan Kamış Orhan tuvalete gider. Tuvalet çıkışı Kamış Orhan Disco yerine otel dışına çıkar. Güvenlik Kamış Orhan'ı Disco'dan içeri almaz. Dışarıdan gelen tartışmalar üzerine, Kamış Orhan'ın güvenlikçilerle tartıştığını  gören Atilla güvenlikçilerle konuşarak onu tekrar Disco'dan içeri aldırır. Çakır keyif olduğunu anlayan Atilla, Kamış Orhan'ı odasına çıkartır. Kamış Orhan'ı odasına bıraktı. Kapısına güvenlik diktirdi. Atilla güvenliğe Kamış Orhan dışarıya çıkmasın diye tembih etti. Daha sonra ilerleyen saatlerde Kamış Orhan tuvaleti için kalkınca güvenliğin kapının önünden ayrıldığını görür ve Atilla’yı otel içerisinde aramaya başlar. Fakat kendine gelemeyen Kamış Orhan, Atilla'yı bulamaz. Tekrar odasına geri dönmek ister. Oda numarasını hatırlamadığından lobiye iner. Gürcücesi olmadığından derdini kimseye anlatamaz. Lobideki koltukların boş olduğunu görünce orda yatmaya karar verir. Geceyi Beş Yıldızlı otelin odasında değil lobisinde koltukların üzerinde uyuyarak geçirir.