Abdullah Avcı’nın görevden ayrılmasından ardından Trabzonspor’un başına getirilen ve 6 ay görev yapan Bordo-Mavili takımın efsanevi kaptanı ve futbolcusu Şenol Güneş, eşofmanları çıkarıp, bir üst görev sportif direktörlüğe getirildi. Şenol Güneş’in yerine de Trabzonspor'un takım kaptanı Fatih Tekke'ye görev verildi.

Hatay maçı sonrası yönetimle görüşerek teknik direktörlük görevini bırakabileceğini ifade eden Şenol Güneş'in bu teklifi de Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetim kurulu üyeleri tarafından olumlu bulunarak, Fatih Tekke takımın başına Teknik Direktör olarak getirildi. Şenol Güneş’in teknik direktörlüğü bırakma teklifi, Başkan Ertuğrul Doğan’ın da Şenol Güneş'e sportif direktörlüğü bırakmaması yönündeki teklifi ve ısrarı çok yerinde bir karardır.

Şenol Güneş'in Trabzonspor'a gelişindeki açıklamaları da, "Trabzonspor'un gelecek 10 yılını planlamak gibi bir projeyi yürütmeyi Başkan Ertuğrul Doğan’la konuştuk." yönündeydi. Bu karar Trabzonspor'un efsanesi Şenol Güneş'i de rencide etmeyecek, aksine taltif edecek doğru bir karar olarak tarihe geçecektir. Aksi bir durumu düşünmek dahi istemiyorum. Çünkü çok yanlış olurdu. Bu bize VEFA'nın İstanbul'da bir semt ismi olmadığını gösterdi. Başkan ve yönetimin aldığı karar ile Şenol hoca, teknik direktörlük görevini Papara Park'ta yapılan imza töreninde aynı zamanda eski futbolcusu olan Teknik Direktör Fatih Tekke'ye bıraktı. Bunu yaparken de Fatih Tekke'nin Trabzonspor'da oynadığı forması bulunup, getirildi ve çiçeği burnunda yeni teknik direktöre hediye edildi. Burada en büyük Vefa’yı ise Başkan Ertuğrul Doğan gösterdi. Başkan Doğan Vefa’nın İstanbul’da bir semt adının olmadığını gösterdi. Şairin Vefa için yazdığı şiirinin güzel bir dörtlüğü ile yazıya giriş yapmak isterim.. Vefa İstanbul’da bir semtin adı, Günümüzde insanlarda kalmadı, Dost bildiklerim sırtımdan vurdu, Vefa İstanbul’da bir semtin adı.. 

Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan ve yönetimi, Trabzonspor'un 2 büyük değerini kırmadan dökmeden, incitmeden ve mutsuz etmeden bu geçiş sürecini başarıyla geçtiler. Hem Şenol Güneş'in sportif direktörlüğü hem de Fatih Tekke'nin teknik direktörlüğü Trabzonspor'a ve camiaya hayırlı olsun. Birlik ve beraberlik Trabzonspor’un geleceği anlamında çok önemli bir mihenk taşı. Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Yeni teknik direktör ve sportif direktör adımı da doğru bir şekilde yapılmış oldu. Ortaya böyle güzel ve muhteşem tablo çıktı. Teşekkürler büyük başkan.. İnşallah bu değişiklikle de Trabzonspor taraftarının gönlü olur ve bununla da tribünler dolar ve bu atılan adımlar da Trabzonspor'u özlenen başarıya götürür.

BİTMEYEN SAKATLIK ÇİLESİ

Trabzonspor’da yıllardır süregelen bir problem var: müzmin sakatlar! Yönetim tıkır tıkır maaşları ödüyor, taraftar kombinesini, formasını alıyor ama sahada sürekli eksik bir kadro izliyoruz. Sezon başında alınan oyunculara bir bakıyoruz, birkaç hafta sonra sakat, ardından bir süre oynuyor, sonra yine sakat. Bunun adı şanssızlık olamaz!

Nwakaeme ülkesine giderek dört ay futboldan uzak kalacak. Diğeri ise Saviç futbolculuğuna kariyerine bir şey demem, ülkesinde uzun bir süre tedavi oldu sağlam Trabzon’a döndü. Ama Hatay maçının ikinci yarısında sakatlığı nüksedince oyundan çıktı. Ya transfer edilen oyuncuların sağlık kontrolleri doğru yapılmıyor, ya antrenman programlarında ciddi hatalar var ya da mevcut sağlık ekibi yetersiz. Avrupa’daki takımlarda bu kadar sık ve uzun süreli sakatlık yaşanmazken, Trabzonspor’da bu artık kronikleşmiş bir sorun haline geldi. Başkan futbolculara hak ettikleri ödemeleri zamanında yapıyor ama karşılığında sahada tam kadro bir Trabzonspor izleyemiyoruz. Sakatlık sorunu çözülmezse, bu sezon da “eksik kadro” bahaneleriyle geçecek gibi görünüyor. Yönetimin bu konuyla ilgili ciddi bir inceleme yapması şart!

"KÖTÜ OYNADIN, İKİ PENALTINI VERMİYORUM’’ DİYE BİR KURAL MI VAR?

Futbol Federasyonu'yla, MYK’sıyla, hakemleriyle uğraşmaktan, eleştiri yapmaktan, insanlara yol gösteren düşüncelerimizi ortaya koyamadık, belli ki bunu da başaramayacağız! Tertemiz, eleştirilerden uzak bir sezon yaşamadık, üstelik de iyiye, güzele ülkede sürekli kalkınan ve gelişen futbola hasret kaldık!!! Bahsettiğimiz lig de ülkemizin en üst ligi Süper Lig, keza sübyan ligi değil. Trabzonspor, Hatay karşısında göze hoş gelen, rakibi oynatmayan, sürekli rakibin oyununu baskıyla bozan ve yürekleri ağızlara getiren bir futbol oynamadı. Burası tamam. Zaten giden hoca büyük bir enkaz bırakmış, futbolu unutmuş, yaşı geçmiş, temaslı futbolu beceremeyen bir enkaz bırakmış. Sonra da parasını alıp, çekip gitmiş! Ama Trabzonspor iyi futbol oynamamasına rağmen iki bariz penaltısı önce verilmesine rağmen sonra VAR baskısıyla iptal edildi. Orya hakem görerek kararlı bir şekilde vermesine rağmen, VAR'a izlemeye davet edilince o kararlı duruşunu ve özgüvenini yitirerek geri dönüp, 2 penaltıya da iptal ediyor. Şimdi bunu nasıl izah edebiliriz? Gel de çık işin içinden! Boşa koyuyoruz dolmuyor, doluya koyuyoruz almıyor! O zaman tek seçenek kalıyor, o da birileri çok yoğun bir şekilde Trabzonspor'a operasyon çekiyor! Trabzonspor'un bu sezon hakem kararlarıyla kaybettiği puan sayısı 20'yi buldu. Şu anda da 32 puanı var, üstüne koydun mu 20 puanı, etti mi size 52 puan.

Kaçıncı sırada oluyor o zaman Trabzonspor? Üçüncü sırada! Peki o zaman Trabzonspor taraftarının Başkan Ertuğrul Doğan, yönetim ve Şenol Güneş'e haksız eleştirisi ve hatta çoğu hakaret içeren sosyal medya yazıları ne oluyor? Sahadaki hakem çok kötü, VAR’daki yabancı hakem ise ondan daha kötü. Orta hakem Alper Akarsu sahada gözüyle açık bir şekilde görerek verdiği iki penaltıdan VAR baskısıyla cayıyor ve kendi kararı ardında duramıyor. Peki VAR olmadığını düşünelim bir an, kupa maçlarında olduğu gibi, 2 penaltı Banza'dan 2 net gol ve durum 3-2 Trabzonspor'un lehine bitmeyecek miydi? O zaman biz daha neyi tartışıyoruz? Tamam, takım iyi oynamadı ama bu futbol, iyi oynamadığın zaman da kazanabilirsin. Yoksa "iyi oynamadın, o nedenle ben senin iki penaltını iptal ediyorum" diye bir kural mı var, ya da böyle bir kural mı icat ettiler? Trabzonspor'un iki penaltısını iptal ederek koskoca bir şehre karalar bağlatmak, kimin hakkı olabilir ve kimin haddine? Trabzon şehrini orta hakem Alper Akarsu'nun allak bullak etmeye hakkı var mı? Hatay maçında Alper Akarsu Trabzonspor’u resmen katletti. Trafik polisi misali o düdüğü iki kez ağzına getirip çalışıyorsun direk penaltı noktasını gösteriyorsun, ama maalesef verdiğin doğru kararın arkasında da duramıyorsun! O zaman sen nasıl bir hakemsin? Bundan sonra nasıl sahalara çıkıp da düdük çalabileceksin? Maçı izleyen milyonlarca insan ilk penaltıda Hataylı futbolcunun kolu vücudundan açık ve eli yerde değilken dirseğine çarptığını gördü. Sen de hakem olarak gördün ve düdüğü çalarak penaltıyı kararlı bir şekilde verdin. Peki, VAR seni çağırdı ise neden kararından vazgeçiyorsun? Ayrıca ikinci penaltıda Banza ceza sahası içinde topa hakim bir şekilde şut atarken, ayağına rakip tarafından vurulduğu da açık penaltı. Senin de kararın böyle. Cesaret ve özgüvenle de kararlarını verdin Irak asıllı Danimarka devşirmeli hakemin ağzına bakıp ta niye VAR’a gidiyorsun? Hadi gittin, neden kararında ısrar etmiyorsun? Cesaretin yoksa yürüyemeyeceğin yola çıkıyorsun? Bu maçtaki bu buz gibi iki penaltıyı önce verip de sonra VAR'ın baskısıyla kararından cayıyorsan, sen o düdüğü as ve hakemliği bırak! Yazıklar olsun sizin bu hakemliğinize ve bu kararlarınıza, Türk hakemliği böyle kararlarla bitirdiniz.

TRT SPOR VE YILDIZ U19 TAKIMINI GÖRMEZDEN GELMEYE DEVAM ET

Türk futbolunun altyapıdan gelen yeteneklere ne kadar değer verdiğini (!) bir kez daha gördük… Trabzonspor U19 takımı uzun süredir ülkenin en iyi altyapılarından biri olmasına, bu sezon Avrupa’da en başarılı Türk takımı olmasına rağmen, medya ve futbol kamuoyu tarafından yeterince gündeme getirilmiyor… U19 takımı ligde fırtına gibi esip, yetenekli oyuncular yetiştirirken, ne ulusal basında ne de TRT gibi devlet kanallarında hak ettiği ilgiyi göremiyor..

TRT’nin Şifreli Yayın Politikası. U19 maçlarını yayınlayan TRT, bu karşılaşmaları şifreli kanala koyarak büyük bir yanlış yapıyor. TRT’nin şifreli yayın politikası kendi gençlerine neden duvar örüyor?  Genç oyuncuların vitrine çıkması, izlenmesi, gelişimlerinin takip edilmesi gerekirken, bu çocukların maçlarını izlemek için ek ücret ödemek zorunda bırakılıyoruz.! Oysa bu oyuncular geleceğin yıldız adaylarız. Avrupa’da benzeri olmayan bir uygulamayla ülkenin en yetenekli gençleri izleyiciyle buluşturulmuyor..!! Şifresiz yayınlarla, acilen bu duruma müdahale edilmesi ve futbolseverlerin genç yetenekleri rahatlıkla takip etmeleri sağlanmalı.

Daha da ilginç olanı, Trabzonspor U19 takımı başarılı olmasına rağmen (Geçen sezonun şampiyonu, bu sezonun eksik maçlarına rağmen lideri) U19 Milli Takımı’na uzun süre yalnızca 2 oyuncu davet edilmesi… Şimdi ne değişti de bir anda 5 oyuncu çağırıldı? Trabzonspor’un gençleri sahada kalitelerini ortaya koydukça, görmezden gelinemeyecek hale mi geldiler?? Futbolu yönetenler yetenekleri zamanında fark edemedikleri için mi, yoksa kamuoyu baskısıyla mı bu adımı attılar? Trabzonspor’un altyapısı yıllardır Türk futboluna önemli isimler kazandırdı.

GÜNGÖR ŞAHİNKAY’NIN VİZYONER HAMLESİ

Trabzonspor altyapı organizasyonunda köklü bir dönüşümün eşiğinde. Altyapı Koordinatörü Güngör Şahinkaya’nın öncülüğünde başlatılan yeni proje, kulübün geleceğine yapılacak en önemli yatırımlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu proje kapsamında Trabzon’un tüm ilçelerinde birer gönüllü antrenör görevlendirilerek yetenekli gençlerin keşfedilmesi ve doğru yönlendirilmesi sağlanacak.

Bu vizyoner hamle Trabzonspor’un sadece merkezde değil, tüm İLÇE genelinde bir futbol ekolü oluşturma hedefini gözler önüne seriyor. Şehrin dört bir yanındaki yeteneklere ulaşmak, futbolu her noktada daha sistemli bir hale getirmek ve oyuncu havuzunu genişletmek açısından büyük bir kazanım sağlayacak. Üstelik gönüllü antrenörlerin yerel dinamikleri ve futbol kültürünü yakından tanıyor olmaları oyuncu seçimi ve gelişimi konusunda büyük bir avantaj sağlayacak. Bu tür projeler Avrupa’daki köklü futbol akademilerinin izlediği sistemleri hatırlatıyor.

Ajax ve Benfica gibi kulüplerin “Yetenek avcılığı” modeliyle benzerlik taşıyan bu yapı Trabzonspor’un altyapısına sadece daha fazla oyuncu kazandırmakla kalmayacak aynı zamanda bölgesel futbol kültürünü de güçlendirecek. Güngör Şahinkaya’nın bu hamlesi Trabzonspor’un geleceğine yapılan uzun vadeli bir yatırım olarak değerlendirilmelidir. Başarıya ulaşması durumunda Trabzonspor’un her ilçesinden futbolcu yetiştiren, kendi kaynağıyla beslenen ve sürdürülebilir bir altyapı sistemine sahip bir kulüp haline gelmesi mümkün olacaktır. Bu nedenle bu projeyi gönülden desteklemek ve hayata geçirilme sürecinde gerekli katkıyı sağlamak Trabzonspor’a gönül veren herkesin ortak sorumluluğu olmalıdır. Trabzonspor’un efsanevi altyapı geleneğini daha da ileriye taşıyacak bu vizyoner projede emeği geçen herkesi tebrik ediyor, Güngör hocamıza ve ekibine başarılar diliyoruz.