Sevgili okurlar, Şenol Güneş bininci maçına çıkarken gönül isterdi ki iyi bir takımın başında olsun. Oysa elindeki takım bir nevi kriz yaşayan ve o krizden çıkmak için mücadele eden bir takım durumunda.

Yine bininci maça çıkarken rakip olan Başakşehir ligin iyi futbol oynayan takımlarından biriydi. Sakatlıklar yüzünden stoperleri çakma olan takımı ile sahaya çıkmak zorunda kalan bir Şenol Güneş vardı.

Aynı Şenol Güneş’i yönetim bu sıkıntılı durumdan takımı kurtarmak için göreve getirdiğini düşünürsek her maçın olduğu gibi bu maçın önemi de kendiliğinden ortaya çıkar.

Koşulların hiç de hocanın yanında olmadığı bu durumda ilk yarı oyunda üstün olan taraf olmamıza rağmen rakip müdafaayı aşamadık.

İkinci yarıya rakip de oyuna iyi başlayınca oyun denk bir hava alırken Şenol hocanın maçı mutlak kazanma adına yaptığı değişiklikler 90+1 de Visca’nın nefis volesiyle semeresini verdi ve öne geçtik. Sonraki dakikalarda yüzde yüz golü kaçıran yine bizdik.

Böylelikle kötü gidişimize en azından moral olarak bir son vermiş olduk.

Sevgili okurlar, iyi malzemeden iyi yemek olduğu gibi iyi oyun da iyi oyuncularla oynanır.

Bu anlamda takımımıza baktığımızda sakatlarla birlikte bir hayli eksiğimiz var.

Bu da Şenol Hoca ile bir iki transfer dönemi gerekecek demektir.

Bu durum da zamana ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.

Sakatlar düzelirse devre arası isabetli bir ya da iki transfer süreyi kısaltabilir.

Sonuç olarak Şenol Hoca’ya bininci maçının üzerinden nice maçlara diyerek bu maçın galibiyetlerin başlangıcı olmasını diliyorum.

İyi haftalar.