Bütün kirlerin üzerinin kolayca örtüldüğü bir futbol dünyamız var. Kir sadece elde ve cepte değil vücudun bütün her tarafını sarmış! Türk futbolunda yıllardan beri bu kirin içerisinde.
TFF’nin başına hangi başkan gelirse gelsin pas tutmuş kirin içerisinde kendisini buluyor. İstanbul’un üç büyüğü denen ama kazanmak adına her türlü kötülüğü yapabilenlere teslim olmuş Türk futbolu ve Türkiye Futbol Federasyonu. Bunlardan biri de at arabacıların kurmuş olduğu takımın taraftarları dört yıldan bu yana her Trabzonspor maçında 90 dakika Trabzonspor’un beyefendi kalecisi Türkiye’nin ve milli takımın bir numaralı file bekçisine ağza alınmayacak küfürler ediyor, hem takımın başkan ve yönetimi de federasyon buna ses çıkarmıyor. Hadi Beşiktaş başkan ve yönetimi bu çirkin tezahüratı görmüyor, es geçiyor, bunu içlerine sindiriyor, peki Türkiye Futbol Federasyonu buna nasıl sessiz kalıyor? Bu çirkefe başta Beşiktaş başkan ve yönetimi ile TFF bir an önce el koymalı ve bu çirkinliği bitirilmelidir. ‘Ahmet Dursun, Seba gitsin’ tezahüratı Beşiktaş’ın anlında kara bir leke olarak kalmıştır. At arabacılarını takımı önce anlınıza kazılan bu kara lekeyi temizleyin..
Dedim ya Türk futbolu kirli bir yapının içerinde diye. TFF yönetimi kendini kurtarmak için Futbol Disiplin Talimatında değişiklikler yaparak sahaya çıkmayan ya da sahadan çekilen takımlara bir sonraki sezon için 9 puan silme cezası getirdi. Devamında da sahadan çekilen kulübün başkanına 1 yıl hak mahrumiyeti cezası uygulayacağını kamuoyuna duyurdu. Bu disiplin talimnamesinde futbolculara 5 ila 10 müsabakadan men cezası da verilecek. Peki ey TFF, Milli Takımın birinci kalecisine yıllardan beri ağır küfürler eden Beşiktaş taraftarlarının hakaretlerini gömemezden geliyorsun? Bu çirkin tezahürat için neden üç maymunu oynuyorsun? Bu manada, Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan, gerekli açıklamayı yaptı. Bu açıklama yeterli değil. Ancak bana göre sadece bir açıklama ile kalınmamalı. Bu işin üzerine gitmeliler. Başkan Ertuğrul Doğan ve yönetim kurulu, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Uğurcan’a dört yıldır Beşiktaş stadında yapılan küfürlü tezahüratlar için devreye girerek, sona erdirilmelidir.
TRABZONSPOR FORMASI EN BÜYÜK DEĞERDİR
U19 Juventus galibiyetinden sonra Trabzonspor Özkan Sümer Futbol Akademisi Altyapı Koordinatörü sayın Güngör Şahinkaya hocamızı ziyaret ettim. Futbol üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdikten, merak ettiğim konuları sorduktan sonra sözü kendisine bıraktım ve Güngör hocamız Trabzonspor altyapısıyla alakalı düşüncelerini ve projelerini anlatmaya başladı; “Futbol dünyasında bir kulübü büyük yapan sadece sahada kazandığı kupalar değil, aynı zamanda sahip olduğu değerler ve yetiştirdiği futbolcularla geleceğe yaptığı yatırımdır. Türkiye’de Milli Takım dışında Trabzonspor’dan daha büyük bir kulüp yoktur. Bu yüzden gençlerimizin vizyon ve hedefleri öncelikle Avrupa değil, Trabzonspor olmalıdır. Trabzonspor formasını giymek bir futbolcunun kariyerinde ulaşabileceği en büyük noktalardan biri olmalıdır. Çünkü Milli Takım haricinde Trabzonspor formasından daha değerli bir forma yoktur. Elbette futbolcu yetiştirirken belirli eksikliklerin farkında olmak ve bunları gidermek önemlidir. Bugün baktığımızda en büyük eksiklerimizden biri fiziksel tempo ve dayanıklılıktır. Avrupa seviyesinde bir futbol temposu yakalamak istiyorsak oyuncularımızın bireysel eksiklerini tamamlamamız ve onların gelişimini hızlandırmamız gerekiyor. Bunun için bireysel antrenmanlara ve özel çalışmalara ağırlık vermek şarttır. En büyük hedefimiz A takımda Trabzonlu futbolcu sayısını artırmaktır. Yalnızca bizim değil, tüm Trabzonspor camiasının ortak hedeflerinden biri de budur. Çünkü Trabzonspor kendi kültüründen ve altyapısından yetiştirdiği oyuncularla daha güçlü hale gelir. Biz tüm kulüplerimizi kendi altyapımız olarak görüyor ve değerlendiriyoruz, bu sebeple şehirdeki tüm kulüplerimize gerek eğitim, gerekse de malzeme desteği veriyoruz. Bu konuda daha da verimli olabilmek için başlattığımız projelerimiz var. İlerleyen dönemler bu çalışmalarımızın karşılığını alacağımıza inanıyorum çünkü şehrimizde inanılmaz bir potansiyel olduğunu biliyorum. Öncelikli amacımız var olan potansiyeli ortaya çıkarıp geliştirmektir. Bu doğrultuda oyuncularımızı en iyi seviyeye taşımak için uluslararası organizasyonların büyük bir fırsat sunduğuna inanıyorum.
Trabzonspor altyapısındaki oyuncularımızın tecrübe kazanması için 10 yaş grubundan 19 yaş grubuna kadar farklı ülkelerde turnuvalara katılım sağlıyoruz. Şu ana kadar Belçika, Fransa, Yunanistan ve İzmir Selçuk ile anlaşmalar yapıldı. Önümüzdeki sezon ise Almanya’nın Stuttgart kentinde düzenlenecek turnuvalara katılmak için hazırlıklarımız devam ediyor. Bu turnuvalar sayesinde genç futbolcularımız uluslararası düzeyde rekabet etmeyi öğrenerek önemli deneyimler kazanacaklar. Önemli olan bu mücadele ruhunu, kazanma hırsını ve Trabzonspor kültürünü genç oyuncularımıza aşılamaktır. Henüz yolun başındayız, daha büyük hedeflerimiz var ve bunları başarmak için çalışmaya devam ediyoruz. Bu sistemi oturttuğumuzda, Trabzonspor altyapısının gerçek anlamda nasıl bir potansiyele sahip olduğunu daha iyi anlayacağız. Altyapılar kulüplerin yalnızca bir parçası olarak görülmemelidir. Altyapı genç futbolcuların gelişim süreçlerini tamamladıkları, eksik yönlerini giderdikleri ve modern futbol anlayışını kavradıkları bir eğitim merkezidir. En büyük hedefimiz ise A takıma kendi yetiştirdiğimiz oyuncuları kazandırmaktır. Bu nedenle altyapının yönetimi, bir kulüp takımı gibi değil, bir futbol akademisi anlayışıyla ele alınmalıdır. Özellikle U16 yaş grubundan itibaren A takıma kadar uzanan bir sistem içerisinde tüm yaş gruplarının birbiriyle bağlantılı, planlı ve proje odaklı çalışması gerekmektedir. Bu sistem Trabzonspor’un geleceğini güvence altına alacak ve kulübümüzü uzun vadede daha güçlü bir konuma taşıyacaktır. Çünkü altyapıdan gelen oyuncular Trabzonspor’un kimliğini en iyi şekilde sahaya yansıtan futbolcular olacaklardır. Trabzonspor forması onu taşıyan herkes için bir onurdur. Amacımız bunun kıymeti bilecek, hissedecek ve Trabzonspor’u geleceğe taşıyacak oyuncular yetiştirmektir”.
ŞENOL ABİ VE PROFESYONEL BAKIŞ
15 Şubat Cumartesi oynanan KARGASPOR-TRABZONSPOR maçının başlama düdüğüyle beraber, popüler kültür ve kurulu düzenin kölesi olmuş toplama KARGASPOR taraftarlarının, KAPTANIMIZ UĞURCAN Çakır’a, ŞEREFSİZCE GALİZ KÜFÜRLER ettiklerine şahit olduk. Bu vaka bizim tuhafımıza gitmez. Çünkü GÜCE tapmanın Maneviyat ve adamlıkla zinhar bağı yoktur. Maneviyatı ve adamlığı olmayandan ŞEREFLİ ve HAYSİYETLİ DAVRANIŞ BEKLENMEZ. Bu konuda bizi üzen iki nokta var. Birisi Babası Trabzonspor’un kaleciliğini yapmış, Milli Takımadan da arkadaşı olan MERT GÜNOK denen ahlak yoksunu KARGASPOR kaptanının bu olay karşısında duyarsız ve pasif kalmasıdır. Bu durumu da anlarız. Oda GÜCE TAPAN GÜRUHA dahil.
İkinci husus ise ŞENOL Abi’nin KARGASPOR tribünlerine yönelik gösterdiği tebessümdür. ŞENOL ABİ, Sebat Gençlik’ten Trabzonspor’a transfer olduğu tarihten itibaren ben İSTANBUL’DAYIM. Düzenin, FUTBOLU EKSENLERİNDE döndürdüğü ÜÇ Kulübün “TARAFTAR” denilmez. Sempatizanlarının içinde en TERBİYESİZLERİ, KARGASPOR sempatizanlarıdır. Bunlar İstanbul’da bizim yanımıza ve ortamımıza SALAVAT’la gelirler. ŞENOL ABİ…! Evet, Siz Bu ÜLKEDE FUTBOL DENİNCE İLK GELEN İSİMSİNİZ. Bu ÜLKE FUTBOL’unun size 5-6 şampiyonluk borcu var. Bence BU ÜLKEDE EN PROFESYONEL SPORCU sendin, En PROFESYONEL Teknik Direktörü de sensin. YANLIŞ ANLAMA BİZ DE SOKAKLARI BİLİRİZ.. BU PİSLİKLER SENİ ANLAYACAK KAPASİTEDE DEĞİLLER.. SEN BİZİM EN KRAL EFSANEMİZSİN.. BİZ SANA ve BÜTÜN EFSANE AĞABEYLERİMİZE YETERİZ.. BUNLAR İÇİN KENDİ ŞEHRİNİN ÇOCUKLARINI ÜZME.. İSTANBUL MEDYA ÇAKALLARINA MALZEME VERME.. SAYGIYLA. (Konuk Yazar: Yaver ŞAHİN)
UMUTLAR BİR BAŞKA BAHARA KALDI
Trabzonspor Süper Lig’de üst üste yaşadığı puan kayıplarıyla zirve yarışından tamamen uzaklaştı. Son 11 maçta alınan 6 mağlubiyet ve 5 beraberlik, bordo-mavililerin ligdeki hedeflerini neredeyse sıfırladı. Özellikle deplasman kabusu devam ediyor… Sezon başında şampiyonluk umutları taşıyan camia için artık gerçekçi hedef ligde prestij mücadelesi vermek ve Türkiye Kupası’na odaklanmak olmalı. Son haftalarda takımın saha içi organizasyonundaki dağınıklık, hücumdaki üretkenlik sorunu ve savunmadaki bireysel hatalar Trabzonspor’un puan kayıplarında başrolü oynadı.
Deplasmanda gösterilen etkisiz performans, kazanma alışkanlığının kaybolmasına ve özgüven kaybına neden oldu. Hal böyleyken, teknik heyet ve yönetim kalan haftalarda Türkiye Kupası’na odaklanarak sezonu en azından bir kupayla kapatmanın yollarını aramalı. Tarih boyunca ligde şampiyonluk hedeflediği sezonlarda bile Türkiye Kupası’nı hafife almayan Trabzonspor için bu turnuva kaybedilen moralin yerine gelmesi adına kritik öneme sahip. Kupayı kazanmak hem camianın moralini yükseltecek hem de Avrupa kupalarına katılım yolunda bir avantaj sağlayacaktır. Şimdi yapılması gereken, elde kalan tek hedef olan Türkiye Kupası’na tam anlamıyla odaklanmak, takım içindeki mental çöküşü toparlamak ve sezonu bir kupa ile kapatma ihtimalini en üst seviyeye çıkarmaktır. Ligde kaybedilen umutlar bir başka bahara kalsa da Türkiye Kupası Trabzonspor için yeni bir umut ışığı olabilir.
FUTBOLDA DEĞİL, PARKEDE GÜLDÜK
Futbolda kayıp, basketbolda zirvede. Trabzonspor için geride kalan hafta futbolda hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Bordo-Mavililer sahada istediklerini yapamazken, taraftarlar bir kez daha puan kayıplarına tanık oldu. A takım gibi U19 ve Kadın Futbol Takımı da sahadan kötü sonuçlarla ayrıldılar. Ancak aynı tablo parkede geçerli değil. Trabzonspor Erkek Basketbol Takımı ligde 16’da 16 yaparak namağlup serisini sürdürüyor.
Takımın sahadaki uyumu, teknik ekibin doğru hamleleri ve taraftarın desteğiyle Bordo-Mavililer rekor kırmaya hazırlanıyor. Futboldaki dalgalanmalara rağmen basketboldaki bu çıkış camiaya moral veriyor. Şimdi gözler bu müthiş serinin nereye kadar süreceğinde. Belki de sezon sonunda Trabzonspor basketbolda şampiyonluk kupasını kaldırarak taraftarına büyük bir zafer yaşatacak. Bekleyip göreceğiz.