Merhaba değerli okurlar çocukların yaşlarına göre karşılaştıkları sorunlar ancak yetişkinlerin doğru tutum ve destekleri ile büyümeden ve kalıcı kişilik problemlerine dönüşmeden çözülebilir.

Üç yaşındaki çocukların ben merkezli ve inatçı davranışlarda bulunması gelişim dönemlerinin bir özelliği iken doğru tutum ve yaklaşımlar ile çocuğa destek olunmaması inatçılığın bir kişilik özelliğine dönüşmesine neden olabilir. Bu durumu sizlere bir vaka örneğiyle açıklayacağım.

‘’Doğukan  son zamanlarda sık sık inatçı davranışlar sergileme eğilimindeydi. Bu durum, evde ve dışarıda herhangi bir işi yapmaya direnme, sadece kendi istediğini yapma ve başkalarının düşüncelerine pek aldırış etmeme şeklinde kendini gösteriyordu.Ailesi bu durumla başa çıkamayınca bilinçli ebeveynler olarak Doğukan’ın psikolojik destek almayacı olduğunu görerek psikoloğa başvurdular

Üç yaş gelişim döneminin parçası olarak çocuklar bu dönemde kendi isteklerini ifade etmeye çalışırlar. Dikkat etmemiz gereken nokta bu davranışların nasıl yönlendirileceğini öğrenmek ve Doğukan’a sağlıklı sınırlar koymak olacaktır. Bu süreçte psikolojik destek almaya başlayan Doğukan oyun terapisi,resimler ve diğer etkinlikler aracılığıyla duygularını anlamaya ve ifade etmeye çalıştı. Seanslar esnasında Doğukan’ın inatçılığının aslında duygusal bir ihtiyacın bir yansıması olduğu görüldü.

Duygularını ifade etme konusunda yardımcı oluyoruz.  "Eğer bir şeyi istiyorsan, bunu söyleyebilirsin. Ancak bazen başkalarının da istekleri olabilir. Onların isteklerini anlamak ve bazen kendi isteklerini biraz ertelemek önemlidir," bilgisini anlamasını ve benimsemesini sağlıyoruz.

Bu süreçte, Doğukan’a sınırların ne anlama geldiğini ve başkalarına saygı göstermenin neden önemli olduğunu öğreterek  aynı zamanda, Doğukan’ın  duygusal dünyasını anlamak için annesi ile de düzenli olarak görüşmeler düzenlenmektedir.

Zaman içinde, Doğukan’ın  inatçılığı azaldı ve daha esnek bir davranış sergilemeye başladı. Hem psikolog  rehberliği hem de ebeveynlerinin  evdeki tutumu, Doğukan’ın bu dönemdeki gelişimini destekledi ve sağlıklı bir kişilik gelişimine katkıda bulundu.

(Hikaye ve içerdiği karakterler tamamen hayal ürünüdür. Bu tür örnek hikayeler, genel durumları anlatmak, kavramları açıklamak ve öğretici bir içerik sunmak amacıyla oluşturulur.)

Yetişkinler çocuklara uygun eğitim olanaklarının sunmalı, iyi bir model oluşturmalı, doğru tutumlar sergilemelidir. Böylece çocuğun uyum çabalarına kendini ve çevresinin tanımasına destek olmalıdır.

Çevremizde uyumsuz davranışlar gösteren bireyleri  genellikle huysuz, sinirli, geçimsiz.. gibi kalıplara sokmaktayız.. Çocuklarda bu düşüncelere kapılmak yanlış olur çünkü çocuklarda gördüğümüz olumsuz her davranış uyumsuzluk göstergesi değildir. Hızlı büyüme ve gelişme içerisinde olan çocukta her yeni gelişmeyle birlikte değişik şartlar ve güçlükler yeni bir uyum çabası gerektirir. Bu yüzden dönem dönem uyum bozuklukları görülebilir.

Çocuklarda bulunan uyum problemlerine gerekli destek sağlanmazsa çocuğun ruhsal uyumu kalıcı ya da geçici olarak bozulabilir. İlerleyen süreçte daha ağır vakalara dönüştüğü de görülmektedir.

Uyumu çevresel değişikliklere uygun davranış kalıplarına bağlı tutum ve davranışlarda bulunmak şeklinde açıklayabiliriz. Bireyin kendisi ve çevresiyle uyumunu devam ettirebilmesi için kendisinde ve çevresinde değişiklikler yapabilmesi gerekiyor. Değişen ve gelişen teknoloji ile birlikte bireylerin sürekli olarak gelişmeleri takip etmeleri ve bu gelişmelere adapte olarak kendilerini geliştirmeleri gerekir.

Detaylı bilgi ve iletişim için [email protected] adresinden ve psikologmerveak adresinden https://instagram.com/psikologmerveak?igshid=ZjE2NGZiNDQ= bağlantı üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.