1990’lerin başlarında İngiliz Başbakanı Çorçil Avam Kamarasında ilginç bir o kadar da düşündürücü bir konuşma yapar. Kısaca ; “ Biz İngilizler Osmanlıyı savaşlarda yenmemiz pek mümkün gözükmüyor. Türklerin ellerinde ki Kuranıda bozamayacağımız Kuranla sabit. Öyle ise ne yapacağız?! Yapacağımız iş Müslüman Türklerin ellerinden Kuranı alacağız. Onları kültürel olarak geri bırakıp yok etmeye çalışacağız.”
           
Peki emellerine ulaşabildiler mi?! Sizlere cevabını bırakmak istiyorum. Kültürel olarak dedi. Bakınız günümüzde biz Müslümanlar öyle derin yaralar aldık ki artık dinimiz İslam bizler için referans olmaktan çıktı sadece kimlik İslam’ı yaşamaya başladık. Kimlik İslam’ı diyorum. Yani  adamların açtığı derin tahrifatlar neticesinde artık onlar gibi yiyoruz onlar gibi giyiniyoruz ve onlar gibi aile bağlarımızı dağıtmaya başladık. Artık Müslüman olsak ne olur Hıristiyan olsak ne olur?! Günümüzde üzerimizde dinimiz İslam’ın herhangi bir alameti yok gibi.
           
Türkçe konuşmayı sadece dört yüz gibi bir kelime dağarcığıyla konuşuyoruz , sokaklara çıktığımız zaman kadınlarımız karşı tarafı nasıl tahrik ederim dercesine açık saçık giyinmelerdeler ve en önemlisi de aile dağılmaya başladı. Günümüzde abartılı yazmayacağım evlatlarımızın pek çoğunun belki de başka babalardan olduğuna rastlayabilirsiniz. Hiç akşamları ATV’de Esra EROL’A bakıyor musunuz?! Ben bazen bakıyorum da inanın bana ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Bir kızımız çıkıyor babasını arıyor dayısı çıkıyor bir oğlumuz çıkıyor babasını arıyor annesi evli iken annesinin sevgilisinden olduğu ortaya çıkıyor bir başka evladımız çıkıp babasını arıyor annesinin iki erkek adı verdiği halde hiçbiri babası çıkmıyor! Babasının kim olduğu belli değil! Bu çocukların hiç psikolojilerini düşünüyor musunuz?! Ben kendimi onların yerlerine koydum da ağlamamak adına hani o erkek ağlamaz derler ya ondan dolayı göz yaşlarımı içerime attım.
            
Hani bizler Müslümandık! Müslümanlık böyle mi diyor?! Böyle demiyor değil mi?! Müslüman Müslümanca bir hayat yaşamalı! Fakat elim kefereleri öyle içerimize nifak tohumları attı ki nasıl bir hayat yaşayacağımızı unuttuk olduk. Müslümanız fakat Hristiyan’dan daha zelil bir hayat içerisindeyiz. Bakınız tuhaflık bununla da kalmış değil. Hristiyanların dini lideri Ülkemde ki Hristiyan kadınlarına mektup yazıp “kendinizi Müslüman kadınlarından ayırt etmek için haç takın!” Anlıyorsunuz değil mi Adamlar hem bizleri içten değiştirdiler  hem de  bizleri aşağılamaktalar. Ben burada onlar suçludur demeyeceğim. Adamlar işlerini yapıyorlar . Burada önemli olan biz Müslümanlar nasıl olduk da onların oyunlarına geldik ve sonuçta da önemli değerlerimizi değiştirmek zorunda kaldık.
            
Kendimize bir çeki düzen vermemiz kaçınılmazdır. Çeki düzen derken dünya ve ahret mutluluğumuzun kaynağı Kuran ve sünnete yönelmemiz kaçınılmazdır. Bakınız Peygamberimiz sözlerinden birinde nasıl da bizlerin dikkatine sunmaktadır. “ Sizlere iki şey bırakıyorum. Onlara yapıştıkça asla yolunuzu kaybetmezsiniz. Onlardan ilki Allah’ın kitabı Kuran diğeri ise benim sünnetim.” Bu hadis ülkem geneli ve tüm İslam toplulukları mutluluğu dışarıda aramayı bırakıp İslam’a yönelmemiz lazım geldiğini hatırlatmaktadır. Artık Bizler tüm Müslümanlar kardeş vari bir hayat yaşayarak ve bilim üreterek adamların oyuncağı olmayı bırakmamız lazım gelmektedir. Adamlar bunca bozmalarına rağmen emellerine ulaştıklarından  karşımız geçip bizlere gülmekteler.

Türkler ve Kürtler titre ve kendine gel…