Yaklaşık 11 gün önce ülkemin Güneydoğu Anadolu Bölgemizde Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay gibi vilayetlerde yedi nokta yedi ve yedi nokta sekiz şiddetinde büyük bir deprem oldu. Binlerce şehidimiz ve on binlerce yaralımız var.
Deprem çok büyük bir felaket. Nice canlarımız bu dünyamızdan aramızdan ayrıldı. Allah gani gani rahmet eylesin.
Deprem öldürmüyor. Yıkılan binalar öldürüyor. Bakınız dere üzerinde bulunan iki köprü biri üç asırlık biri de iki yıllık ilk taşkınlıkta üç asırlık köprü sapa sağlam ayakta iki yıllık köprü ise yıkılıp gitmiş durumda. Ne demek istiyorum biliyor musunuz binalardan çalışıyoruz. Ondan olacak otuz bin civarında bina yıkılmış durumda.
Yıkılan binaların müteahhitleri yurt dışına kaçarken yakalanmaya başladılar. Ne olacak ki onca insan öldü. Hapse girse ne olur?! Onlar sadece ceplerini düşünme derdinde. Ceplerine ne kadar para girse o kadar mutlular. Betondan çalmışlar onlara göre hiç önemli değil! Vicdanları sızlamıyor ki!
Bakınız Japonya’da sekiz civarında deprem olur ölen ise bir elin parmaklarını geçmiyor. Adamlar öyle bir sistem kurmuş ki yapılan binalar depreme dayanıklı değil ise asla yapı kullanma alamıyorlar. Eğer yapılan binalar kurallara uygun değil ise hemen yıkılmakta. Ondan dolayı yapılan binalar mutlaka kurallara uygun yapılması gerekmekte.
Yapılan binada temel sağlam olmalı ve dikey değil yatay bina yapılması depreme hazırlık yapılması adına çok önemlidir. Dikey bina depreme davetiye çıkarmaktadır. Ondan dolayı gelişmiş ülkelerde binalar genellikle dikey değil yatay olarak yapılmaktadır. Eğer dikey yapılacaksa mutlaka depreme dayanıklı olması gerekmektedir.
Onca hayat bu dünyadan deprem sebebiyle ayrıldı. Televizyonlarda ne hayatlar anlatıldı. Bir tanesi aklımdan hiç çıkmıyor. İnsanımızın bir tanesi hem hanımını hem de üç çocuğunu depremde kaybetmiş. Kendisiyle yapılan sohbette intihar etmek istediğini ancak kardeşleri buna engel olduğunu söylüyordu. Böyle binlerce hayat hikayesi geçti bu depremde.
Bizler deprem kuşağında yaşadığımızdan yapılacak binalar mutlaka depreme dayanıklı olması sağlanmalıdır. Depreme dayanıklı olmayan binalar hemen yıkılmalıdır. Bakınız daha önümüzde beklenilen Marmara depremi var. Ondan dolayı Marmara’da binalar sağlamlaştırılması lazım gelmekte. Allah muhafaza her an gelmesi beklenilen Marmara depreminde binalar böyle kalırsa bir an deprem geldiğinde Marmara yerle bir olur. Bu ülke böyle bir felaketi kaldırabilecek güce sahip değil.
İşin birde Amerika ve Avrupa ayağı var. Amerikan savaş gemisi ne zaman ülkeme gelse tuhaf buya bu depremler ortaya çıkmakta. Avrupa’da çirkin Kuran yakma hadisesi. İngiltere’de bir karikatür dergisi geçen hafta “ Türkiye’ye tank gönderilmeye gerek kalmadı. Onlar şimdi depremle uğraşmakta.” Diye okuyucularının karşısına çıktı. Başka geçen hafta dokuz Avrupa ülkesi İstanbul’da ki başkonsoluklarını kapattılar. Bunlar tesadüf mü yoksa büyük bir planın oyun kartları mı?! Ayrıca Amerika HAARP adını verdiği bir sistemi yaklaşık otuz sene öncesinden hayata geçirmiş durumda. Bu HAARP sistemiyle Amerika istediği coğrafyada istediği şekliyle deprem oluşturabiliyor. Olur mu?! Olur vallahi!
Burada şöyle bir durum da var. Bu doğa afetleri insan eliyle de olsa şu unutulmamalı ki Allah buna müsaade ediyor. Demek oluyor ki bizlerde maddi ve manevi olarak bir sıkıntı var. Önce top yekun millet olarak tövbe etmemiz lazım gelmekte. Toplumsal hastalıkların hepsi en üst perdeden halkımız arasında yayılmış vaziyette. İçki kumar zina ve hırssızlık olağan işlerden. Bundan dolayı önce tövbe edeceğiz ki Allah bu türlü doğal afetlerden bizleri muaf tutsun. Müttefekun aleyh olan bir hadiste bakınız Peygamberimiz ne buyurmakta;” Doğal bir afet olduğunda hemen Allahın zikrine ve tövbeye koşun.”
Her şeye hazırlıklı olmalıyız. Avrupa ve Amerika bizlere iyi bir rüya görmemekte. Onlardan her şey beklenir.
Bu topraklar bizlerin vatanıdır. Bu toprakları bizlere dedelerimiz ninelerimiz Selçuklular ve Osmanlılar bırakmıştır. Bu topraklar bugün nasıl vatanımız ise kıyamete kadarda vatan olmaya devam edecektir. Bizleri kimse bu topraklardan Allahın izniyle çıkartamaz.
Allah askerimize ve gizli servisimize izzet ve şeref versin.
Türk devleti önce sevgi ve adalet sonra bilim ve akıl ile Ayşelerimizi ve Ahmetlerimizi kıyamete kadar taşıyacaktır.
Türkün dostluğu kıymetlidir tokadı ise serttir…