Sevgili Okurlar,
Başdöndürücü gelişmeler ardı ardına geliyor. Meslekte uzun yılları geride bıraktık böylesine değişken bir dönemi yaşamadık.
12 Eylül askeri darbesinden tutun, özelleştirme furyalarına, 28 Şubat’a, 2002 ekonomik krizine, Dink saldırısına, MİT operasyonuna, 17-25 Aralık, Gezi kalkışması, 16 Temmuz darbe girişimleri dahil hiçbir dönemde böyle peşi sıra gelişme birbirini izlememişti.
Bu tarihi ve detaylar Cumhuriyet tarihinde sıra dışı gelişmeler ve hepsi üniversitelerde ve kitaplarda ayrı ayrı yazı konusu olacak gelişmeler.
Türkiye deprem şokunu üzerinden atlatmaya çalışırken Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yıl döneminde ABD Başkanı Biden Ukrayna’yı ziyaret etti.
Ukrayna Truva atı gibi savaşta kullanılmak isteniyor.
ABD aslında Rusya’nın yayılmacılığına sözde karşı çıkıyor, özellikle Almanya’nın bölgesinde güçlü olması ve Rusya ve Çin’e yaklaşmasının önüne geçmek için her kozunu oynuyor.
ABD Başkanı ziyareti sırasında Ukrayna'ya 500 milyon dolar değerinde daha silah ve cephane yardımı vadetti.
Dünya ikiz kulelere saldırılardan beri gün yüzü görmedi. Afganistan’ın işgali, Irak ve Suriye’nin fiilen bölünme süreci.
2020’de başlayan pandemi krizi devamında gıdaya bağlı ekonomik sıkıntı, enflasyon savaş ve empesyalist güçlerin bilek güreşi altında ezilen milyarlarca insan.
Türkiye’miz bundan nasıl etkileniyor.
Türkiye ayakta kalmaya çalışıyor, Türkiye küllerinden doğuyor, depremde binlerce vatandaşını kaybeden Türkiye dayanışma ve yardımlaşma dersi veriyor. Ancak burada dünyanın hakkını da teslim edelim. Geldiler, yürekten katkı verdiler.
Yokluk içinde umut tohumcukları yeşertiyor.
Türkiye’ye olan saldırılar çok yönlü.
İster ekonomi alanından alın, ister PKK/YPG’nin desteklenmesinden ya da ansızın şehir içinde patlayan bombalardan.
Bu süreçte ABD Dışişleri Bakanı Blinken’de önceki gün Türkiye’de idi.
ABD hâlâ terör odaklarının beslenmesine göz yumuyor, DEAŞ’ı bahane ediyor.
Dışişleri Bakanı, sakin güç Mevlüt Çavuşoğlu onlara ağzının payını veriyor şöyle diyor:
‘Bir NATO ülkesinin terör örgütünü desteklemesi doğru değil.
PKK/YPG’nin DAEŞ’a karşı mücadele etmediğini kanıtladık.
Bu doğrultuda ABD ile daha önce çeşitli anlaşmalar yaptık.
Bunlardan biri de Münbiç Mutabakatı. Ama ABD’den bu konuda somut bir adım göremedik. Terör örgütüyle işbirliği ölümcül bir hatadır.’
Türkiye tarihin dönülmez noktasında, çok büyük bir virajda seçime doğru gidiyor hem de büyük bir deprem yıkımıyla beraber.
MHP Lideri Bahçeli’nin bu süreçte açıklamasını çok önenmli buluyorum.
Bahçeli’nin açıklaması şu yönde:
"Bir insanımız dahi enkaz altındayken, henüz felaketin sıcaklığı çok yakıcıyken, haksız siyasi eleştiri yapmak, seçim tarihiyle ilgili spekülasyon üretmek vebaldir,
Bir yanda arama kurtarma faaliyetleri devam ediyorken, diğer yanda devleti ve hükümeti sistematik şekilde suçlamak,
Bir yanda feryat sesleri duyuluyorken, diğer yanda siyasi hesap yapıyor olmak insafsızlık ve ilkelliktir. Rahat olun, biraz sabredin. Bilinmelidir ki; ne sandıktan kaçarız ne de demokrasiyi yok sayarız. Acılarımızın tam ortasında, seçimlerle ilgili polemik yapan, 'ertelendi' 'ertelenmedi' çetelesi tutmak, saplantılıdır, hayalperesttir, vehimdir."
Türkiye aynı zamanda zıtlaşmaların gölgesinde sandığa gidecek, tek umudumuz Türkiye’mizin her dönem olduğu gibi bu süreçten de hasarsız ve çok daha olarak çıkması yönündedir.
Güçlü demokrasi, güçlü Devlet.