Gelişmiş ülkelerde fazla görülmese de dünyanın dört bir yanında asalak olarak yaşarlar Şehir Haramileri olarak da nitelendirdiğimiz bu kişiler genelde suç aleti olarak da maymuncuğu kullanırlar.
İngiliz anahtarı yani her işe yarar, her kapıyı açar
Türk Dil Kurumu’ndaki adı: Hırsızdır
Sözcük anlamı araklamak olarak da kullanılır.
Hırsızlık olarak fiili eylem olarak nitelendirdiğimiz bu tipler özellikle Türkiye ve üçüncü dünya ülkelerinde daha çok görülürler.
Bizim gibi kalkınmakta olan ülkelerde yasanın boşluklarından istifade ederek daha çok görülürler.
Alın teri nedir bilmezler
İstanbul’da daha çok Kadıköy bölgesinde yaşarlar
Amaçları alın teri dökmeden başkasının hakkını gasp etmek
Haybeden kazanmak
Kolpa atarlar
Ama para, ama altın ama değerli eşya
Onlar için fark etmez
Yeter ki ceplerine bir şey girsin.
Şehir haramileri gibi dolaşırlar, Türkiye’nin birçok vilayetinde görülürler
Güvenlik güçleri onlar için özel birimler oluşturmuş ama baş edemiyor
Hırsızlık masası gibi özel ekipler kurulmuş.
Çünkü dünya var oldukça onlar da hep var olacaklar, sonları gelmez.
Polis, Jandarma yakalar, enseler ama hâkim karşısına çıkarıldıklarında iki ifade tutanağı ile salıverilirler
Bu onlar için iştah açıcı ve cesaretlendirici bir durumdur.
Nasıl olsa kimsenin bir şey yaptığı yok caydırıcı cezalar da yok.
Bazen de hastalık haline gelir ki Allah muhafaza en kötüsü de o, çalmadan duramazlar.
Mideleri geniş olduğundan çalmadan, çırpmadan duramazlar helal harama bakmadan haram ile beslenirler
Bir nevi vampir, kan emiciler, hiç doymazlar ve kendileri için hastalık haline gelen bu durumu sürekli bir eylem haline getirirler.
Her şehirde olduğu gibi Trabzon’da da yaşanır bu durum.
Özellikle dışardan gelenlerde bu daha çok görülür
Çalıp, çırpıp giderler.
Durup dururken nereden çıktı bu konu dediğinizi duyar gibiyim.
Uyarmak istedim.
Kapılarınızı kapatın, hafta sonu Trabzon’u hırsızların basacağı yönünde duyumlar aldım.
Haramiler şehri basacakmış
Cumartesi gelip Pazar akşamı döneceklermiş
Bu sadece bir duyum ve iddia
Onun için özellikle bu iki günde çok dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
Çünkü daha önce de yaşadık bu durumu
1996 yılında gelip çalıp gitmişler, 2005 yılında da gelmişler yine çalıp gitmişler.
En büyük vurgunu 2011 yılında yapmışlar ki tüm dünyanın gündemine girmişti.
Yüzyılın en büyük vurgunu.
Tam 82 kilo altınla kaçmışlarda ama yakalanmışlar.
Sağ olsun polis arayıp bulmuş
Tapelerini de ele geçirmiş.
Aslında suçlarını da itiraf etmişlerdi ama her zaman ki gibi polis yakalıyor, mahkeme kapısından geri dönmüşler
Ufak tefek cezalarla affedildiler
Denetimli serbestlikten yararlanarak içeri girenler de tahliye edilmiş.
Mahkûm edildiler ama hapis yapmadılar
Lakin kamuoyunun vicdanında hep mahkûm kalmışlar.
Bak bir daha sakın yapmayın diye biraz kulaklarını çekmişler o kadar.
Ama dedim ya bu bir hastalık, ruhsal durum, çalmadan yapamıyorlar.
Bunun için uyarmak istedim.
Yarından itibaren Trabzon’a gelmeye başlayacaklar dikkatli olun istedim
Evlerinizin kapılarını kapatın, camlarınızı aralamayın çünkü her delikten girerler, bunun için özel yöntemleri vardır.
Kuyumcular özellikle size söylüyorum ki tekrar aynı vurguna maruz kalmamanız için alarm sayaçlarınızı şimdiden kontrol ettirin, çalışıp çalışmadığına iyi bakın.
Polis şehirdeki tüm mobese kameralarını kontrol ettirerek Şamil Ekinci müzesinin çevresinde de birkaç polisi özel olarak görevlendirmeli.
İki gün uykularımız kaçacak ama bu sefer onlara bir şey kaptırmadan elleri boş çekip giderler inşallah.