Fındık ve Çay Karadeniz’linin emeği, alınteridir.
Alınterinin karşılığını da kurumadan almak ister.
3.5 aydır çay kampanyasını takip ediyoruz.
ÇAYKUR büyük fedakarlıklar yaptı.
Ve birinci sürgünde nerede ise 350 bin ton çay aldı.
İkinci sürgünde de 296 bin civarına yaklaştı.
Üreticilerin Parasını da çok geçmeden hesaplarına yatırdı.
Şimdi üçüncü sürgün alımları başlıyor.
ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim üçüncü sürgün tamamlandığında ÇAYKUR’un toplam aldığı çayın 850 bin tonu aşacağını ifade etti.
Tartışmalar ve sıkıntılar olmadı mı, oldu.
Kota konusunda da üçüncü sürgüne dekar başına 400 kg verdiler ki, bu da fena değil.
Her zaman söylemişimdir. Çayın sahibi hep oldu.
Devlet Bakanlığı döneminde Tuncay Mataracı çayı aldı parasını ödetti ve getirdi dere kenarlarına döktü!
1983 yılınan itibaren Mesut Yılmaz her kabinede güçlü Bakan-Başbakan oldu ve çaya sahip çıkılmasını sağladı.
Çernobil patladıktan sonra Çay ve ÇAYKUR sendeledi ama yıkılmadı.
Şimdi birde fındığa bakalım.
Fındık öyle değil.
Özellikle 2000’li yıllardan sonra ciddi sıkıntılar yaşandı.
Hem FKB’de hem de Fındıkta.
Salih Erdem ve yönetimi FKB’yi ve Fındığı ayakta tutmayı başarıyordu.
Onların kritik hatası bugünkü Giresun Milletvekili Cemal Öztürk’ü Genel müdürlükten almaları oldu.
Sonraki yıllarda da Yönetim Kurulu Başkanı seçilen Yaşar Pamuk ve arkadaşları hata yaptı, kendi yönetim kurulu başkanlarının karşısına aday çıkarak Salih Erdem’i kurumdan uzaklaştırdılar.
Oysa taş yerinde ağırdı. Ordu’nun parlayan yıldızı Yaşar Pamuk bu yanlış hamlesi sonrasında birkaç yıl içinde silindi gitti.
İşte o Yaşar Pamuk 2006-2007 yılında ürüticiden aldığı ürünün bedelini dahi ödeyemedi. Yerine gelen ve halen FKB yönetim kurulu başkanlığını yapan Lütfü Bayraktar da ödemeleri yapmadı.
Ancak bir şey yaptı, FKB marketlerinden Zeytinyağı olarak ödemeleri öyle ya da böyle tamamladı. Lütfü Bayraktar 15 yılda kurumun tüm mal varlığını sattı. Peki paralar nerede? Sayıştay her yeri denetliyor da FKB’yi denetleyemiyor mu?
Veya kim denetliyor?
Cumurbaşkanı Erdoğan Başbakanlığı döneminde Lütfü Bayraktar’a inanmıştı. Sonradan umudunu kesti ve Erdoğan’ın talimatı ile TMO devreye girdi.
Özellikle geçen yıl TMO piyasayı diri tuttu.
Üretici kazandı.
Fındığını TMO’nun fiyatı 22.5 TL’nin üzerinden satmayı başardı.
Bu yıl TMO devreye girdi ama geç girdi, bir yakınımın benzetmesi ile ortaya koyduğu şartmane ile birlikte ‘sanki askeri liselere öğrenci alacak kadar alım şartlarını sıkılaştırdı’
Alacağı ürünü seçici olarak alacak.
Parasını 21 gün sonra hesaplara yatıracak ki bunlar Okulların ve Üniversitelerin başlamasına günler kala çiftçilerin fındığını özel sektöre satmak zorunda bırakacak ve erkenden elinden çıkaracak.
Piyasa şu an itibariyle Trabzon merkezde 50 randıman fındık 24.5 TL’den alınırken, Akçaabat ve ötesinde 50 randıman 25 TL’den kırılıyor.
Trabzon’un doğusunda ise 23-24 TL’den fındığın randımanına bakılmak için kırıldığı alımların 22 veya 21 TL’den yapıldığı bilgisini aldık.
Bugün kritik gün. TMO alımlara başlıyor. Piyasalara doping etkisi yapacağı kesin.
Zaten üreticinin dilindeki söz şu: ‘Fındığımın kilogramına 25 TL verilirse, beklemem TMO’ya da, özel sektöre de bırakırım!’
Üretici 25 TL’den(Kg) ürün bedelini alabilirse sezonu kayıp olarak görmeyecek