Sevgili okurlar resmen şampiyonluğumuzu ilan etmemiş olsak bile artık gün saymaya başladığımızı söyleyebiliriz.

Şehir yavaş yavaş gelin gibi süslenirken yediden yetmişe herkes duygularını gizleyemez duruma geldi. Artık şampiyonluk şarkılarını söylemeye çoktan başlamış taraftar şimdi de rekor kırmanın peşinde.

Takımımızın son maçlarına bakınca rekorun gelmesi zor gibi görünse de başarılacağı inancı devam ediyor.

Bu takımı bugün bu hale getirenler sezon başında bu günleri hesap ederek hareket ettiler.

Keza devre arasında yaptıkları transferlerle bunu teyit de ettiler.

Kadro derinliği konusundaki hassasiyet bu günleri hazırlayan en büyük etken oldu.

Dikkat edilirse başta sakatlıklar olmak üzere cezalardan kaynaklı ciddi sıkıntılar çeken takım önemli kadro zaafına düşmedi.

Gaziantep maçı da böyle ve cezalı sporcular yokluğunda kurulan takımla oynandı.

Rakibin kendi sahasında yenilmezliğini de dikkate alırsak karşılıklı ataklarla geçen maçın berabere bitmesi maçın hakkıydı denebilir.

Ancak topa sahip olma konusundaki avantajımız bize en azından bir gol getirmeliydi.

Ne var ki Visca ve Nwakaeme’nin formsuzluğu adeta takımı eksik oynattı.

Büyük ustalığına rağmen Hamşik’in maç eksiği oyununu etkileyen faktördü. 

Kısaca haftalardır ilk on biri ile uzun zamandır üst üste maç oynamayan takımımızın alıştığı oyun şablonu ile başarısını sürdürüyor olması her türlü takdirin üstündedir.

Sonuç olarak Gaziantep’ten alınan bir puan sonrası Fenerbahçe ile olan puan farkı 13’e Konya ile 14’e çıktı.

Bu da peş peşe alınacak iki maçla rekor demektir.

Kaldı ki rekor gelmese de canları sağ olsun.

Uzun yıllar aradan sonra yeni neslin Trabzonsporlu olmasını yeniden sağlayan bu yönetim ve teknik kadroyu kutluyorum.

İyi haftalar.