Prof. Dr. Küçük, Ekim ayının Meme Kanseri Farkındalık Ayı olduğunu hatırlatarak, kadınlara düzenli kontrollerini aksatmama çağrısında bulundu. “Meme kanserinden korkmayın, geç kalmaktan korkun. Yaklaşık 70-80 yıl önce Batı toplumlarında her 20 kadından biri meme kanseri görülürken, bugün bu oran her 8 kadına düşmüştür,” şeklinde bilgi verdi.
Meme Kanserinin Artış Nedenleri
Meme kanserindeki artışın çeşitli sebepleri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Küçük, hormonal tedavi kullanımının ve sigara tüketiminin önemli etkenler arasında yer aldığını belirtti. “Günümüzde hormon kullanımı artmış durumda ve sigaranın meme kanseri ile ilişkisi oldukça güçlü. Bu nedenle kadınlara sigara içmemelerini öneriyoruz,” dedi. Ayrıca, katkı maddeleri içeren gıdaların da kanser gelişiminde rol oynadığını ifade ederek, mümkün olduğunca doğal beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı.
Tedavi Yöntemlerinde Gelişmeler
Meme kanseri tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler kaydedildiğini belirten Prof. Dr. Küçük, önceki dönemlerde yapılan agresif ameliyatların yerini daha az invaziv yöntemlere bıraktığını ifade etti. “Artık hastalarımızın büyük bir kısmında memeyi tamamen çıkarmadan da tedavi yapılabiliyor. Bu, hastaların yaşam kalitesini artırıyor,” dedi.
Kişiselleştirilmiş Tedavi Seçenekleri
Samsun Gazi Devlet Hastanesi'nde multidisipliner bir yaklaşım benimsediklerini anlatan Prof. Dr. Küçük, “Radyoloji, medikal onkoloji, radyasyon onkolojisi ve genel cerrahi ekipleri ile birlikte hastalarımıza özel tedavi planları oluşturuyoruz. Her hastaya uygun kişiselleştirilmiş seçenekler sunarak, tedavi süreçlerini optimize ediyoruz,” dedi.
Ameliyat Öncesi İlaç Tedavisi
Prof. Dr. Küçük, tıp teknolojisindeki gelişmelerin yanı sıra, ameliyatın zamanlamasında da değişiklikler olduğunu belirtti. “Önceden hemen ameliyat edilen hastalarımız, şimdi kemoterapi alarak tümörlerinin küçültülmesini bekliyor. Bu, meme koruyucu cerrahiyi mümkün kılıyor ve tümörün tekrar etme ihtimalini azaltıyor,” diye ekledi.
Meme kanserinin artış göstermesi, sağlık alanında daha fazla farkındalık ve önleyici tedbirlerin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Prof. Dr. Küçük, kadınların sağlıklarını korumak adına düzenli kontroller yapmalarını ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemelerini öneriyor.