Doç. Dr. Bozkurt, lipödemin genellikle başka hastalıklarla karıştırıldığını belirterek, "Lipödem, çoğu zaman lenfödem ya da obeziteyle karıştırılır. Ancak bunlar farklı durumlardır. Yanlış tanı konulması nedeniyle tedavi planı da hatalı yapılmaktadır. Lipödem, bacaklarda kalınlık, ağrı ve rahatsızlık hissiyle belirginleşirken, vücutta diğer bölgelerde normalden daha fazla yağ birikimi olmaz. Bu da hastaların kilo verdiklerinde bile bacaklarındaki kalınlığın azalmadığını görmelerine sebep olur" dedi.

Hızla kilo alan hemen denesin! Bunu yapanlar asla kilo almayacak Hızla kilo alan hemen denesin! Bunu yapanlar asla kilo almayacak

Lipödemin Genetik Geçişi ve Etkileri

Lipödemin kadınlarda görülen genetik bir hastalık olduğunu belirten Doç. Dr. Bozkurt, "Çoğu zaman lipödem, anne ve kız kardeşler arasında aynı şekilde görülür. Batı ülkelerinde kadınların yaklaşık yüzde 11-18'inde lipödem görülmektedir. Ancak hastalık, sağlık çalışanları tarafından yeterince tanınmadığı için sıklıkla göz ardı edilmekte veya yanlış tedavi edilmektedir. Yanlış tedavi planları, hastaların kısır bir döngüye girmesine yol açmaktadır" dedi.

Lipödemin bacaklarda kalınlık, ağrı ve orantısız vücut hatları oluşturduğunu belirten Bozkurt, "Bacaklardaki kalınlık, kişinin hareket kabiliyetini kısıtlar ve bu durum kilo alımına yol açar. Kilo aldıkça lipödemin etkileri de artar. Ancak kişi kilo verse bile, bacaklarındaki şişlik ve kalınlıkta bir değişiklik olmaz. Bu da kişiyi psikolojik olarak zorlar ve sosyal çekilmelere sebep olabilir" diye ekledi.

Lipödem ile Obezite Arasındaki Farklar

Lipödem ve obezitenin birbirinden farklı hastalıklar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bozkurt, "Obezitede vücutta yaygın bir yağ birikimi söz konusu iken, lipödemde genellikle vücudun üst kısmı normaldir. Lipödemli kişilerde bacaklar aşırı yağ birikimi ile kalınlaşırken, ayaklar ince ve ödemli değildir. Yani orantısız bir vücut yapısı vardır" dedi.

Lipödem Tedavisinde Hedef: Komplikasyonları Önlemek

Lipödem tedavisinde henüz etiyolojik faktörlerin tam olarak bilinmediğini belirten Bozkurt, "Lipödemin kesin bir tedavisi yoktur. Ancak tedavinin ana hedefi, hastalığın ilerlemesini durdurmak, fiziksel ve psikolojik durumu iyileştirmek, komplikasyonları önlemektir. Lipödem tedavisinde cerrahi ve konservatif yöntemler bulunmakta, her hastaya özel tedavi planları yapılmaktadır" dedi.

Tedavi seçenekleri arasında, egzersiz, diyet, kilo kontrolü, psikoterapi, Komple Dekonjestif Terapi (KDT), pnömotik kompresyon cihazları ve liposakşın yer alıyor. Tedavi planı, hastanın klinik durumuna göre kişiye özel olarak belirleniyor ve multidisipliner bir yaklaşımla tedavi süreci yürütülüyor. Bu süreçte fizik tedavi uzmanı, diyetisyen ve psikologdan oluşan bir ekip görev alabiliyor.

Egzersiz ve Sporun Önemi

Lipödem tedavisinde egzersizin büyük önem taşıdığını belirten Doç. Dr. Bozkurt, "Egzersiz, yağ dokusundaki inflamasyonu azaltmanın ve psikolojik iyilik halini artırmanın yanı sıra, kilo vermeye de yardımcı olur. Ancak egzersiz, lipödem konusunda eğitim almış profesyoneller tarafından planlanmalı ve doğru şekilde uygulanmalıdır. Pompalama egzersizleri, yüzme, pilates, yoga ve bisiklet gibi düşük yoğunluklu egzersizler önerilmektedir. Yüksek yoğunluklu egzersizler ise hastaların ağrılarını artırabilir" dedi.

Komple Dekonjestif Terapi (KDT)

Lipödem tedavisinde özellikle ödemli durumlarda KDT ve pnömotik kompresyon cihazlarının etkili olduğunu söyleyen Bozkurt, "KDT, manuel lenfatik drenaj, bandajlama teknikleri, cilt bakımı ve egzersizle desteklenen bir tedavi yöntemidir. Ayrıca, erken evre lipödem hastalarına özel lipödem taytları önerilmektedir. Bu taytlar, hastaların egzersiz yaparken kullanmaları için uygundur ve tedavi sürecine katkı sağlar" dedi.

Kaynak: İHA