Sezona Abdullah Avcı yönetiminde şampiyonluk parolasıyla başladıktan sonra deyim yerindeyse hiçbir şey yolunda gitmeyen Trabzonspor’da o kırılma nihayet yaşandı ve iyiye gidiş başladı.
Şenol Güneş’le toparlanma sezonu olarak planlanan bu sezon Alanyaspor ile oynanan Türkiye Kupası maçı ile başlayan yükseliş trendi Süper Lig’de de devam etmesi her anlamda olumlu dönüşleri getirdi. Antalyaspor ve Sivasspor maçında sahadaki takımı izlediğinizde bir özgüven ve motivasyon patlaması yaşandı adeta.
Bu haftayı BAY takım olarak geçirecek olan Trabzonspor’un Kayserispor karşısında da iyi bir skorla döneceği kanaatindeyiz. Ancak bütün bunların yanında 23’üncü hafta Trabzon’da oynanacak olan Eyüpspor maçının çok büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Zira Eyüpspor bu sezon her ne kadar yeni bir takım olsa da performansı ve sergilediği futbolla taraflı-tarafsız herkesin beğenisini kazanıyor. Bununla da kalmayıp Süper Lig’de bulunduğu konum her şeyi anlatıyor. Güzel, göze hoş gelen futbol oynuyorlar.
İşte bu yüzden Trabzonspor’un şu süreçte belki de Eyüpspor ile oynayacağı maç önemli bir kriter olacak, gelecek adına da daha açık emareler verecektir. Bu anlamda da bu maçta oyuncuların performansı daha da önem taşıyacak.
HER ŞEY İKİ MAÇA BAKAR
Süper Lig’de 21’inci haftaya girilirken ilk periyotta her ne kadar beklentilerin altında kalsa da Trabzonspor attığı gol sayısı bugün ilk 5 takımın içinde olmasını sağladı. Bu bir anlamda oyuncuların da kendilerine özgüveninin yeniden yerine gelmesini beraberinde getirdi. Yani futbol böyle bir şey. Hani klasik bir söz var. Hep deriz ya, “3 puanlı sistemde her şey 2 maça bakar”
İşte gerek ligin zirvesi için gerekse de alt sıralar için bu söz çok geçerli bir ifade son dönemlerde. Trabzonspor’u daha dün küme potasında gösterenler bugün zirveye yakın konumdan söz ediyor.
Galatasaray’ın şampiyon olduğunu düşününler… Bunların arasında Fenerbahçeliler de yok muydu? Ancak Galatasaray’ın aldığı bir beraberlik Fenerbahçeli spor yorumcusu ve taraftarlarına artık 2 maç hesabı yaptırmaya başladı.
Yani her şey 2 maça bakar…
Sözün özü…
Trabzonspor giderek üstüne koyan bu ivmeyle devam ettiği sürece 2 maç sonra ilk 5’in içinde olması içten bile değil.
EDİN VİŞÇA HAMLESİ
Bugüne kadar yapılan en doğru hamlelerden birisiydi.
Yılların tecrübesi, birikimi, istikrar abidesi. Bu tanımların karşılığı…
Yetmedi
Türk futboluna gelmiş en karakterli, örnek futbolculardan en üst sıralarda yer alacak bir isim. Son dönemlerde bize göre takımı ateşleyen, ayakta tutan en önemli isimlerden belki de birinci sırada yer alanı.
Trabzonspor’un mağlup olduğu maçlardaki gözlemimiz Edin Vişça için neden bu tanımlamaları yaptığımızın en önemli göstergesi. Zira Sivasspor maçı sonrası “Artık Trabzonlu Edin Vişça’yı izleyeceksiniz” sözleri bugüne kadar sergilediği görüntünün sonucunda söylenen bir sözdü. Çünkü uzun zamandır tam bir Trabzonlu gibiydi. Sahada Trabzonlu gibi hareket eden, takım yenildiğinde o üzüntüyü iliklerine kadar yaşayan, bunu kabullenmeyen bir Edin Vişça izledik hep. Zira kalbinin üzüntüsü yüzüne yansıyan görüntüsü çokça kez objektiflerimize yansıdığı bu gerçeğin kendisiydi.
İşte bu yüzden…
Edin Vişça hamlesi çok doğru, yerinde ve zamanındaydı.
Bu yönüyle de değerlendirmek gerekiyor.
O HEP 1 NUMARA ŞENOL GÜNEŞ
Niyetimiz burada tutup kısacak Şenol Güneş’i anlatmak değil. Zaten onu kitaplar da anlatmaya çalışmış. ‘Anlatmış’ demiyoruz, anlatmaya çalışmış, diyoruz. Zira Trabzon şehrinin gerçekten Türk futboluna kazandırdığı en önemli isimlerden. Belki de 1 numara diyebiliriz, tıpkı futbolculuk yaşantısında olduğu gibi.
O hep bir numara…
Bunları neden söyledik?
Sivasspor ile oynanan maçta yaşananlar herkesin malumu.
Ancak o maçta bir an var ki sadece hafızalara değil belki de Türk futbol tarihine de yazılmış bir an olarak geçecek.
Trabzonspor’un kazandığı penaltı pozisyonundan bahsediyoruz.
Yaşananlara çok girmeden Şenol Güneş’in tavrı, basın toplantısında bu konuya dair söylemleri.
Ders niteliğinde…
Rakip takımın teknik direktörünün yanına giderek konuşması, sonrası…
Bir futbol adamının karakteri, duruşu, adamlığı…
Şenol Güneş hepsini bir maçın bir anında yeniden özetlemiştir.
Mesleği öğretmenlik, mesleği futbolculuk, mesleği teknik direktörlük… Şimdilerde hepsinin yoğrulmuş halini sahada yaşıyor, yaşatıyor.
Teşekkürler Şenol Hocam… Türk futbolunda bir duruşu yeniden hatırlattığınız için.