Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, göreve geldiği günden bugüne kadar gerek basın toplantılarında gerekse basına açık gerçekleştirilen antrenmanlarda yaptığı değerlendirmelerde
Başakşehir maçıyla kariyerinde 1000’inci maçına çıkan Şenol Güneş’in kulübün sosyal medya hesabından paylaşılan paylaşımı aslında çok şeyin de özeti gibiydi. O videolu paylaşımdaki sözlerinin her biri bize göre çok değerliydi. Öyle ki her bir satırının tecrübe, birikim ve başarı hikayesinin içini dolduran sözler olduğunu anlıyorsunuz okurken.
Milli Takım hocası olduğu dönemde ‘Avni Aker Anıları’ isimli kitap için kendisiyle röportaj için Riva’daki tesislerdeki görüşmede en son uzun bir sohbet olmuştu Şenol Hocayla. Aslında o günü biraz da hayat hikayesinin bir özeti gibiydi o güzel sohbet. Eski Trabzon’dan, Trabzon kültüründen, sanatından, sosyal hayatından başlayıp spora kadar uzanan nefis bir röportaj olmuştu.
Deyim yerindeyse tadına doyum olmayan bir röportajdı.
Kariyerine altın harflerle yazdırdığı 1000’inci maç sonrası duygu düşüncelerini anlattığı o videolu paylaşımı 2-3 kez izlerken her bir satırını büyük keyifle dinledik.
Çokça mesajı barındırıyordu içinde o kısa paylaşım. Hepsi de altı çizilecek cinstendi. Hani biz gazeteciler haberini yaparken ‘Başlığa hangi cümlesini çıkaralım’ diye düşünürüz ya…
Seçim yapmakta epey zorlandık. Çünkü hepsi çok değerliydi, ders niteliğindeydi… Çünkü yılların birikimi, tecrübesi, yaşanmışlıkları… Bütün bunların yanında mütevazılığı da kendisine bu imkanı verdiği için futbol dünyasına teşekkür ederek, en naif haliyle anlatıyordu.
‘Yaptıklarımızı konuşarak zaman ayırmak yerine, yeni yapacaklarımıza hazırlanmamız gerekiyor’ sözleri hepimize o çalışma azmini adeta yeniden sevdiren ifadeleriydi.
TECRÜBE Mİ DERSİNİZ, İSTİKRAR ABİDESİ Mİ!
Trabzonspor’un 2021-22 sezonu devre arası transfer döneminde şampiyonluk hamlesi olarak renklerine kattığı Edin Vişca bugün takımın adeta lokomotifi….
Ligin başından bugüne kadar takımda fark yaratan isim… Skora her an katkı yapacak olan (asist ya da gol) oyuncu Edin Vişça… Yani takımın skor yükünü üstlenen isim. Trabzonspor bu sezon kanat oyuncularından her ne kadar verim alamasa da Edin Vişça tecrübesi ve kalitesiyle hala üst seviyede bir performans sergileyerek övgüyü en fazla hak eden isim olmaya devam ediyor.
İşte adına ne derseniz deyin…
İster tecrübe, ister istikrar abidesi…
İsterseniz başka bir şey deyin.
Ancak bize göre Vişça onca transfere ve genç oyunculara adeta taş çıkartıyor.
Sadece Trabzonspor’da oynayan genç oyunculara değil, Süper Lig’deki bütün genç oyunculara mükemmel bir örnek… Örnek bir karakter… Profesyonelliğin tanımına en çok yakışan oyuncu.
BU YÜKÜ BİRLİKTE OMUZLAMALI
Elbette son dönemde takımda yaşanan şanssız sakatlıklar, yeni transferlerle mevcut oyuncuların henüz tam bir uyum yakalayamaması, oyuncuların performanslarının bir türlü istenen seviyeye çıkmaması… Hepsi ama hepsi takımın bugünkü bulunduğu durumda birer etken. Ancak yine de hani hep deriz ya ‘Trabzonspor’un forması ilk 4’te yer alır’ diye…
Evet bu geçmişten böyle geldi, böyle devam ediyor, gelecekte de bu anlayış hakim olacak. Haliyle Trabzonspor taraftarı da camiası da 9’uncu hafta geride kalırken takımın bulunduğu sıralamayı kabul edemiyor. Etmez elbette, çünkü futbol şehri Trabzon buna çok alışık değil.
Ancak, işi zaten oldukça zor olan ve her maçta bir adım daha ileriye gitmeye çalışan Şenol Hocanın özellikle teknik anlamda tercihlerine çok fazla eleştiri getirmenin de doğru olmadığı kanaatinden yola çıkarak;
Yine bilinen bir realiteyle bu durumu açıklamak gerekiyor.
‘Bu takımı Şenol Güneş kurmadı zaten’.
Realite bu… Kimse bunun aksini söyleyemez.
Şenol Güneş zaten göreve geldiği günden itibaren takımı önce tanıyarak ardından toparlamaya çalışarak meşakkatli bir görevi üstlenmiş oldu.
O halde…
Şimdi kalkıp da her maç farklı eleştirilerle ahkam kesmenin kimseye bir yararı olmayacağı da bir gerçek.
Netice…. Şenol Güneş göreve geldiği ilk günden bugüne kadar camiaya, basına ve taraftara ne kadar şeffaf ne kadar açık sözlü ise Trabzonspor camiası da bütün dinamikleriyle aynı şekilde önce hocasına sahip çıkarak destek vermeli.
Yoksa… ‘Şenol Hocam bu tabloyu ancak sen toparlayabilirsin’ diyerek bütün yükü omuzlarına yüklemek büyük haksızlık. Yükü birlikte omuzlamak gerek bu süreçte.
Camiası, taraftarı ve güçlü basını ile herkes bu yükü birlikte omuzlamalı…
TRİBÜNLERDEKİ AHENK NE OLACAK?
Sahada ahenk, uyum yok… Evet ancak Trabzonspor’un tribünlerinde de o eski ahenk yok. Aslında biraz geriye gidip şampiyonluk sezonuna kadar uzandığımızda o süreçten sonra bu ahengin büyük oranda kaybolduğunu söylemek mümkün.
Gündüz oynanan maçlara taraftarın ilgi göstermemesi ise ayrı bir ilginçlik aslında. Üstelik Cumartesi ya da Pazar olması da fark etmiyor. Trabzonspor taraftarı son 2-3 yıldır tribünleri doldurmuyor. Gelen taraftarlarda da istenen, özlenen o uyum, birliktelik bir türlü sağlanamıyor.
Bu konuda gerek görev yapan hocalar gerekse yöneticilerin yaptığı çağrılar da çok karşılık bulmadı.
Trabzonspor taraftarı takımından her zaman başarı bekliyor. Tribüne gelmese de hep bu beklenti içinde.
Ve belki de bu konuda en önemli sorun taraftar gruplarının çok fazla olması ve aralarında bir birlikteliğin hala sağlanamamış olması.
Taraftarların bu bölünmüşlüğü tribünlerdeki ahengi de olumsuz etkilemekte o istenen birlikteliğin sağlanmasını zorlaştırmakta.
Tribünlerde tek ses olabilmek adına uzun zamandır seslendirilen tek çatı altında bir araya gelme konusu da ciddi manada hayata geçirilmelidir.
Yoksa ilerleyen haftalarda sadece Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş maçlarında dolu bir stat ve güzel bir atmosfer yaşanır. Onun dışında ‘lig bitmiş’ havasının hissedileceği bir ortam sürer…
