Geçenlerde bir  çalışma paylaşıldı.İslam ülkelerinde namaz  kılma oranları. Ülkemiz yüzde yirmi üçle en gerilerde yer almaktadır. Halkının yüzde doksan gibi çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar namaz kılmamaktadır.Bir namaz kılmama hastalığı almış başını gidiyor.

Müslüman namaz kılmalıdır. Bakınız dinimizin en önemli emri namazdır. KUranda onlarca yerde ve hadislerde yüzlerce yerde namaz emri  vardır. Kuranda namaz"egimis salah""yani " Namaz kılınız" diye geçmektedir.Hadislere baktığımız zaman Peygamberimiz yüzlerce yerde namaz kılınız diye emir buyurmuştur. Peygamberimiz bir sözlerinde "Namaz dinin direğidir." diye buyurmuşlardır. Kendiside namaz emri geldikten sonra son nefesini verinceye kadar namaza devam etmiştir.

Namaz o kadar önemlidir ki ölüm hastalığına yakalandıktan sonra baygınlıktan her ayılışın da namaz vakti geçti mi diye buyurarak namazın önemini biz ümmetlerini anlatmaya çalışmıştır.

Kuranı Kerimde namaz kılınız emri vardır fakat rekatları ve rekatlarda ne okunacağı açıklanmamıştır. Allah azze ve celle bunu Peygamberine açıklamasını istemiştir. Peygamberimiz " Ben nasıl namaz kılıyorsam sizlerde öylece namaz kılınız" diye buyurarak namazın nasıl kılınması  lazım geldiğini ortaya koymuştur.

Günümüzde bazı kardeşlerimizin bilerek yada bilmeyerek Peygamberimizin görevi bitmiştir diye söylemleri gerçeği yansıtmamaktadır.Allah azze ve celle Peygamberine Kuranda mücmel olan yani kapalı olan yerlerin tebyinini yani açıklanmasını istemiştir. Bundan dolayı Kuran bize yeter diyen kardeşlerimizin Peygambere iman konusunu yeniden sorgulamaları lazım gelmektedir. Peygamberimiz olmasa Kuranın yaşanması imkansız olacaktır. Konumla ilgili yaşanmış bir örnek vermek isterim. Trabzon'a Hocam PROF.DR. Orhan ÇEKER bir konferans için gelmişti. KOnu "İslamda sünnetin yeri"ydi. Konferansın bir yerinde Hocam bir anısını bizlerle paylaşmıştı. Bir gün odasındayken bir arkadaşı çıkıp gelir. Arkadaşı  Hocama Kuran bize yeter Peygambere ihtiyacımız yoktur diyerek kendi inancını ortaya koymuş. Hocam dolabından bir seccade çıkarıp yere serdikten sonra hadi bakalım Kuranla  bir namaz kılda görelim dediklerinde arkadaşı sarardı bozardı ve sadece Kuranla namaz kılamayacağını söyleyerek özür dileyip odasından ayrıldığını anlatmıştı.

Ali İmran süresinde bir ayette Allah azze ve celle şöyle  buyurmaktadır." Söyle o kullarıma eğer Allah sizleri sevmesini istiyorsanız sana tabi olsunlar Allah onları sevsin günahlarının affetsin..." Ayet açık ve net. Rabbimiz kullarının dünya ve ahiret mutluluğu için Peygamberine tabi olmalarını istemektedir.

Namazın dünya ve ahirette faydaları vardır. Dünyada ki faydaları temiz olmaları ve işlerinin düzgün gitmesine imkan tanıyacaktır. Ahirette faydaları ise kişinin cennete girmesine imkan tanıyacaktır. Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır." Ahirette kişiye ilk soru imandandır. İkinci soru ise namazdandır. Eğer kişi namazın hakkından gelebilmişse diğer soruları kolaylaştırılacaktır. Yok eğer namaz namazın hakkından gelememişse diğer sualler zorlaştırılacaktır."Bu hadise göre kişi ergenliğinden ölünceye kadar namazla görevlidir. Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyurmaktadır." Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et." Bu ayete göre Rabbimiz biz  kullarından ergenliğinden ölünceye kadar ibadet etmemizi yani namaz kılmamızı istemektedir.

İmkanlar ölçüsünde abdestli gezmeye çalışacağız. Bu durumda yere abdestli basmış olacağız. Abdestli ölüm hali gelirse şayet bu durumda da şehit olmuş olacağız. Bundan daha güzel bir ölüm var mı yok tabi değil mi.

Namaz kulluğun zirvesi. Namaz kişiyi Allah'a ulaştırır. Namaz kişide şeytanın en istemediği şeydir. Şeytan Müslüman namaz kılmaya başladığında hemen orayı terk eder.

Çocuklarımıza namazı ve abdesti öğretmek istiyorsak önce bizler namaza ve abdeste devam etmeliyiz ki çocuklarımızda namazlı ve abdestli olsunlar. Bundan dolayı çocuklarımıza on yaşlarındayken namaza ve abdeste alıştırılmaları lazım gelmektedir. Eğer bizler çocuklarımıza namazı abdesti öğretmezsek sokak ve televizyonlar çocuklarımızın ahlakını bozacaklardır. Bugün yapılması gereken önemli iş televizyonlara bir çeki düzen verilmesi lazım gelmektedir. Bunu söylediğimizde karşımıza hemen laiklik çıkmaktadır. Geleceğimiz için laikliği yeniden yorumlamamız lazım gelmektedir. Laiklik eğer namazsızlık ise laikliği  yeniden sorgulayıp çocuklarımızın dünya ve ahiretleri için namaz kılmaları  için yetiştirmemiz lazım gelmektedir. Laiklik dinsizlik değildir. Namazsızlık değildir.Eğer böyleyse bu durumda laikliği yeniden yorumlamayı tercih etmeli namazın asli görevlerimiz arasında olduğu  kavratılması lazım gelmektedir.

Namaz gözümün nuru...