Sevgili okurlar, Galatasaray’ın sıralamadaki yeri bizleri aldatmamalı idi, nitekim öyle de oldu.
Özellikle ilk yarı topu bize göstermediler desek mübalağa etmemiş oluruz.
Yeni hocaları ile çıkış arayan Galatasaray, uzun süredir kötü giden gidişini, kendi evinde lideri yenerek durdurmak isteyecekti.
Bir başka deyişle lideri yenmenin kazandıracağı moral güç gelecekleri için çok anlam ifade ediyordu.
Bu bilinçle başladıkları maçta oynadıkları baskılı ve hızlı futbol ile 1-0 öne de geçtiler.
Bu süreçte Dorukhan ve Berat’tan kurulu orta sahamız ne yaptığını bilmez vaziyette özellikle Berat’ın yanlış pasları yüzünden zor durumda kaldı, takımı ikinci golden harika kurtarışları ile kaptan Uğurcan kurtardı.
İkinci yarı beklenen değişiklerle başlayan takımımız kendi futbolunu oynamaya başlayınca ibre bizden yana dönmeye başladı.
Bu kez baskılı oyunumuz bize rakip alanda pozisyon bulmamızı sağlarken rakip müdafaadan dönen bir topu Bakasetas filelere gönderince maça eşitlik geldi.
Maç henüz bitmemişti baskımızla maçtan iyice düşen Galatasaray kalesinden çıkarken Visca’nın kaptığı topla durumu iki bire getirerek şampiyonluk yolunda bu önemli eşiği kazasız belasız atlatmış olduk.
Sevgili okurlar bu maçla ilgili iki şeyin altını çizmek lazım.
Birisi sakatlık ve hastalık nedeniyle peş peşe kaybedilen puanlar yüzünden bu önemli maçta takımın nasıl tepki vereceği, yenilmemiz halinde bir duraklamaya girip girmeyeceğimiz şüphesi ve de korkusu vardı.
İkinci olarak iki penaltıyı kaçırarak morali bozuk olan Bakasetas ile takıma henüz uyum sağlamış sayılmayan Visca’nın durumlarının ne olacağıydı?
Sonuç olarak maçın bitiminde görüldü ki her iki futbolcu birer gol atıp büyük bir dönüşe imza atarak maçın kaderini değiştirdiler.
Bu da gösteriyor ki gerek yönetim gerekse hocanın oluşturduğu takım olmaktan öte aile ortamı ile bütün sorunlar çözülerek maça hazırlanmışlar.
Karşılığını da çok önemli bir eşiği kayıpsız geçerek aldılar.
Hepsini kutluyorum.