Trabzonspor, Orhan Ak’ın teknik direktörlüğünde ilk maçına çıkıyor...

Adana Demirspor müsabakası sayılmaz... O karşılaşmada Ak, istifa etmiş bir teknik direktörün yerini dolduran yardımcısı formatındaydı..

Şimdi durum farklı...

Göreve yeni gelen yönetim, durdu, düşündü, değerlendirdi ve Orhan Ak’ı sezon sonuna kadar takımın teknik direktörü olarak atadı..

İkisi aynı değil..

*             *             *

Orhan Hoca’yı tanırız. Beşiktaş’ta birlikte çalıştık... Abbdullah Avcı’nın güvendiği bir yardımcısıydı... Oradaki taraftar baskısına ikisi de çok direndi, Allah’ı var dönemin başkanı Fikret Orman da uzun süre arkasında durdu fakat iş takıma ve kulübe zarar verme sürecine evrilince ipler tamamen koptu.

Ak, Abdullah hocayla biraz buruk ayrılsa da bunu “kin tutma” boyutuna taşımadı. Duygusal yönü güçlü olan Abdullah Hoca, istemeye istemeye verdiği kararın etkisinde kaldı ama yapacak bir şeyi yoktu...

Gün geçti, devran döndü, ikilinin yolu bu kez Trabzonspor’da birleşti... Önce altını çizelim; Abdullah Avcı’nın teknik adam yetiştirme konusundaki rahle-i tedrisatı Türkiye’deki bütün hocalara fark atar... Bu konuda hiç kimse eline su dökemez...

Okan Buruk, Erol Bulut, Abdullah Avcı’nın yardımcılığından gelip büyük takım çalıştıranlar.. Şimdi onlara Orhan Ak da eklendi. Ümraniyespor’dan Recep Uçar’ı biliyoruz...

*             *             *

Konumuza dönersek...

Orhan Ak geride gibi görünse de Abdullah Hoca’nın futbol aklıdır... Öne çıkmaması nerede duracağını bilmesindendir..

Ekibiyle müthiş bir görev dağılımı koordine eden Abdullah Avcı’nın özelikle, taktik, oyun stratejisi, planlama, bunların saha uygulaması ve maç içi operasyonları Orhan Hoca’dan sorulurdu...

Ak’ın bu yönünü bilen bilir de eminiz 4-1’lik Adana Demirspor maçı bir nebze olsun insanlara fikir vermiştir...

Yönetim tarafından takımın başına Orhan Ak'ın getirilmesi, kamuoyunda farklı yorumlara neden olsa da bizce yanlış bir adım değil...

Orhan Hoca’nın merhume annesi Beşikdüzülü... “Yerlinin yerlisi” tanımına kısmen uyuyor...

Takım içerisindeki dinamikleri iyi biliyor olması, oyuncularla yakın ilişkileri, iç huzurun korunması, dengelerin sağlanması açısından önemli...

Elbette Trabzonspor gibi büyük bir camiada teknik direktörlük yapmak her zaman zorlu bir görevdir. Kuşkusuz bu anlamdaki devamlılığın belirleyicisi kendisinin ve ekibinin performansı olacaktır.

Ekibi demişken... Başta Alper Hoca’ya güvenimiz sonsuz. 2010-11 döneminde birlikte çalıştık; sonra da bağımız hiç kopmadı. Trabzonspor penceresinden Onur ve Tolga başta olmak üzere, ülkede gelişimlerine katkıda bulunduğu kaleci sayısı oldukça fazla. Boğuşlu’nun gelişi en çok Uğurcan’ın sonra da başta Taha olmak üzere tüm genç kalecilerin büyük şansı...

Kulüp bu anlamda hem iç sistemini Boğuşlu’nun eğitim planına göre düzenlemeli, hem de Trabzon genelinde Alper Hoca’yı organizasyonun başına oturtacak bölgesel bir projeye öncülük etmeli...

*             *             *

Yine ekipten Kerem Yavaş’la Milli Takım döneminde beraberdik. Galatasaraylı Ali Yavaş’ın oğlu olan Kerem Hoca doğal olarak Fatih Terim’e de çok yakın... Ancak bu referansları farklı yorumlamamak gerekli. Kerem Yavaş konusuna hakim, donanımlı bir kimlik... Ekip uyumuna erişirse faydası dokunur mutlaka...

Sonuçta diğer isimleri tercih eden de Orhan Hoca... Katkı göreceğini düşünmese orada olamazlardı...

*             *             *

En önemlisi futbolcuların Orhan Ak'ı bir teknik direktör olarak benimsemeleri ve onun liderliği altında iyi bir performans sergilemeleri...

Bizce, Orhan Ak'ın Trabzonspor'un başına getirilmesi kulüp içindeki dinamikleri dikkate alarak atılmış doğru bir adım gibi görünüyor.

Gerçek şu ki; kimin ne gördüğünden çok topun hangi kaleye girdiği bu işlerde belirleyi oluyor... Ak ve ekibinin elde tutulur kalan en büyük hedefi Ziraat Türkiye Kupası...

eğer orada hedefe yürür, ligde de tatmin edici bir oyunla skor elde edilebilirse bu evlilik uzar..

Yoksa?...

Yoksasını boşverelim...