Trafik kazası, yaralanma, intihar, kalp krizi, boğulma gibi vakaların ilk durağı olan acil servis, hastalar için yaşamla ölüm arasında bir yer.
Peki doktorlar cephesinde durum ne? Bir yandan hastaya müdahale edip öte yandan hasta yakınının ‘doktor kurtar’ çığlığını duyan acil tıp hekimleri neler yaşıyor? Ahi Evren Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Acil bölümü, kardiyolojik acil vakaların, bölgemizde en yoğun başvuru yaptığı yer.
Taka Gazetesi olarak acilde hayat kurtarırken yaşananları hastanenin kardiyoloji uzmanı Doç. Dr.Selim Kul ile konuştuk.
TAKA: Acil servis nasıl bir yer?
DR SELİM KUL: Acil servis, hastaların yaşam ile ölüm arasında bize geldiği zor bir yer aslında. Kardiyoloji, Göğüs hastalıkları ve kalp damar cerrahisi acilimiz 7 gün/24 saat hizmet vermekte. İl içinde kalp krizi geçiren hastaların dışında tüm Karadeniz bölgesinden bize hasta geliyor.
Özellikle Gümüşhane, Bayburt’tan. Biz acil koroner anjiografi ihtiyacı olan hastalarımızı hiç beklemeden anjiyografi ünitesine alıp gerekli işlemlerini yapıyoruz. Gerekiyorsa stent takıyoruz. Acil ameliyat gerekiyorsa, cerrah arkadaşlarımızla istişare ediyoruz ve gerekli ise ameliyata alıyorlar. Kalp damar cerrahisi kliniği de kardiyoloji kliniği gibi acil tüm vakaları yapabilecek donanıma sahip. Hastanemizi bölge için büyük bir şans olarak görüyorum.
TAKA: Şehirdeki diğer hastanelerle nasıl bir koordinasyonunuz var?
DR SELİM KUL: Asistan arkadaşlarımızla birlikte acili yönetiyoruz. Onlar bizim her şeyimiz. Tüm ilden bize hasta danışılıyor. Of Devlet Hastanesi’ne giden hasta göğüs ağrısıyla bile gitse, o hastanın EKG ve tahlillerini whatsapp üzerinden oradaki hekim arkadaşımız talep ederse biz görüyoruz. Bize danışıyorlar. Vakfıkebir’de de öyle. Kaşüstü’nde kardiyolog arkadaşlar var, onlar görüyor. Problem olduğunda bize gönderiyorlar hastaları. Tonya, Düzköy, Akçaabat… EKG’nin olduğu her yerde göğüs ağrısı ile giden hastaların durumunu 112’nin kurduğu whatsapp ağı üzerinden oradaki hekimlerin bize gönderme talepleri olursa görebiliyoruz. Biz bazen, atipik ya da nonkardiyak olan hastaları görmeye gerek kalmadan oradaki hekim bize konsülte ediyor. Acil bir durum gerek olmayan hastaları bu şekilde hastayı yerinde sonladırabiliyoruz. Böylelikle ambulans vs. devletin kaynakları da gereksiz harcanmamış oluyor.
TAKA: Her göğüs ağrısı kalp krizi midir?
DR SELİM KUL: Bizim temel semptomumuz, göğüs ağrısıdır. Fakat atipik şikayetlerle mide ağrısı gibi mesela hasta gelebiliyor. Daha nadir olarak kol ağrısı ile de gelebiliyor hasta. Genelde göğsün ortasında baskı tarzında, yanma tarzında, eforla gelen, ağır bir yemek sonrası, soğukta olan, yanma baskı şeklinde olan ve kola sırta vuran, ağrılar, kalp kökenli olma ihtimali son derece yüksek ağrılar. Bunlar tipik kalp krizini düşündüren göğüs ağrıları. Onun dışında, atipik kalp ağrıları ile gelen hastalarımız da oluyor. Onları da tıbbi kurallara uygun bir şekilde acil servisimizde yönetiyoruz.
TAKA: Bu şikayetlerle gelen hastaya ilk olarak nasıl müdahale ediyorsunuz?
DR SELİM KUL: Hastamız göğüs ağrısı ile geldi diyelim. Hemen alıyoruz, EKG’sini çekiyoruz. EKG sonuçlarına göre hasta ST eleve kalp krizi ise hiç bekletmeden anjiyoya alıyoruz. Gerekli işlemleri yapıyoruz. Onun dışında belli kriterleri olan bazı kalp krizi hastalarımızı da 2 saat içinde kalp anjiosuna alıyoruz. EKG’sinde bir şey olmayan hastaları da eğer ağrısı devam ediyor ise müşahede altında takiplerini yapıyoruz. EKG takiplerinde herhangi bir problem olur, acil bir şey gelişirse, yine anjiyoya alıyoruz. Diğer hastalarımızı yine tıbbi kurallara uygun şekilde yönetiyoruz.
TAKA: Kalp masajı hangi durumda yapılıyor?
DR SELİM KUL: Kalp masajını, arrest dediğimiz kalbi durup gelenlere, yapıyoruz. Onun da belli kriterleri var. Bazısı dönüyor, bazısı dönmüyor. Mesela hastane içinde gelişen arrestlerde ( kalp durmaları) başarı şansımız daha yüksek.
TAKA: Hasta yoğunluğunuzda yaz kış fark ediyor mu?
DR SELİM KUL: Şöyle, dönemsel olarak değişiyor. Gribal salgınlarda bizim hastalarımız yaşlı olduğundan hastaneye yatışlarımız artıyor. Yazın şehrin nüfusunun çoğalması da aynı şekilde artışa neden oluyor.
TAKA: Acil tıp hasta yakınının soğu kanlılığını kaybettiği, doktorun gözünün içine baktığı ‘Kurtar doktor’ dediği bir yer? Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?
DR SELİM KUL: Biz hekimiz ama biz de hasta yakını olarak gittiğimiz zaman kendi hastamızı ‘tek hasta’ sanıyoruz. Hasta yakını benim bir tane annem var diyor mesela. Aslında acile gelen herkesin de bir tane annesi var. Bu insan psikolojisiyle ilgili bir şey. Hasta yakınlarını bu durumda sakinleştirmeye çalışıyoruz. Kimi sakinleşiyor. O konuda da elimizden geleni yapıyoruz. Hasta yakını bize yardımcı olduğu zaman süreci daha hızlı ilerletiyoruz. Hasta yakınının soğuk kanlı ve uyumlu olması bu açıdan önemli. Biz sonuç olarak tıbbın gereklerini yapıyoruz. Elimizde sihirli bir güç yok ama hastane ve ekip olarak donanımlıyız. Hasta yakınlarından ricam hekimlere yardımcı olsunlar.
TAKA: Doktorların gizli / olağanüstü güçleri olduğuna inanılıyor mu sizce?
DR SELİM KUL: (Gülüyor) Eskiden belki daha fazlaydı bu inanış. Ama doktorların sihirli güçleri yok. Biz hekimler çok ciddi ve zor bir eğitimden geçiyoruz. Bilgilerimizi güncellemek için sürekli okuyoruz. Bu bölgenin halkı için söyleyeyim: Bu yörenin insanı gerçekten doktora saygılı. Biz acilde bariz sıkıntı yaşamıyoruz. Hasta, hasta yakını sinirlendiğinde, sabırlı davranmaya çalışıyoruz. Onlar bizi, biz onları anladığımızda problem çıkmıyor.
TAKA: Kalp sorunlarıyla ilgili acile gelenler daha ziyade kimler? Kadınlar, erkekler, yaşlılar, gençler…
DR SELİM KUL: Gençler de var tabi. Özellikle aile öyküsü olup sigara içen gençler. Onlara rica ediyorum sigara içmesinler. Bunun dışında kalp krizinin risk faktörleri belli; tansiyon, şeker, kolesterolü yüksek seyredenler, sedanter (hareketsiz) yaşayanlar, ailede kalp krizi olanlar. Bunlarda kalp krizi gelişme riski daha yüksek ama aile öyküsü, özellikle sigara çok önemli. Hem aile öyküsü var hem de sigara içiyorsa hasta; kalp, damar problemi gelişme riski çok yüksek. Kilolu olmak da etkiliyor tabi.
TAKA: Aşırı efor sarf edilerek yapılan sporlar kalbi nasıl etkiliyor?
DR SELİM KUL: Kardiyologlar olarak sporu öneriyoruz fakat biz ağır egzersiz yerine hafif ve orta derece egzersiz öneriyoruz. Haftada 5 gün en az 30 dk yürüyüş yapmak gerekiyor. Belli bir yaştan sonra özellikle orta ve ağır spora başlayacak ve daha öncesinde hareketsiz bir yaşam sürenler spora başlamadan önce kardiyoloğa görünmesinde fayda var. Bunu da eklemiş olalım.
TAKA: Morgda dirilen hastalardan söz edilir bazen. Bir hastanın öldüğüne hangi parametrelerle karar verilir? Doğru ölüm tanısı nasıl konur?
DR SELİM KUL: Şöyle, hastanın EKG’sini çekiyoruz. Solunumunu kontrol ediyoruz. Bazen kalp ultrasonu ile bakıyoruz.
TAKA: Şehrimizde çok sayıda göçmen ve turist var. Onlar da geliyor mu size?
DR SELİM KUL: Arap ülkelerinden gelen turistler , Suriyeli, burada yaşayan Afganlar geliyor. Yabancı hastalarımız da var.
TRABZONSPOR MAÇLARINDA ÇOK HEYECANLANMASINLAR!
TAKA: Trabzonlulara ne tavsiye edersiniz, nelere dikkat etsinler?
DR SELİM KUL: Tansiyon hastası olanlar, özellikle tansiyonlarına dikkat etsinler. Hekim kontrolünde tansiyonlarını kontrol ettirip ilaçlarını düzenletsinler. İlaçlarını düzgün kullansınlar. Tuzsuz beslensinler ve spor yapsınlar. Trabzonspor maçlarında çok heyecanlanmasınlar. (Gülüyor) Kolesterol problemi olanlar, televizyonlarda çıkan haberlere itibar etmesinler. Hekimlerine güvensinler. Kolesterol ilaçlarını hekimlerinin verdiği şekilde kullansınlar. Hekimlerinin önerdiği sıklıkla kontrollere gelsinler. Şeker hastaları, değerlerini, endokrin ve dahiliyecilerle irtibatlı bir şekilde düzenlesinler. Hekimlerinin verdiği ilaçları kullansınlar ve diyetlerine uysunlar. Biz zaten koroner arter hastalarının tedavilerini düzenliyoruz. Kontrollerini aksatmasınlar. Çok hareketsiz yaşıyoruz. Biz, hasta da olmasa insanlara haftanın beş günü, yarım saat, bir saat normal tempoda yürümelerini tavsiye ediyoruz. Spor yapmayı ihmal etmesinler. Onun dışında yediği, içtiğine dikkat etmelerini, doğal beslenmeyi öneriyoruz. Meyve sebze tüketmeye özen gösterelim. Yapay gıdalardan, özellikle işlenmiş et ürünlerinden uzak dursunlar. Gençler özellikle sigara içmesin. Sigara, kalp damar hastalığı riski yanında birçok kanser türünü tetiklemekte. Sigara bırakma poliklinikleri bu konuda sigara içenler yardımcı olmakta.
Neziha Çakıroğlu