12 Eylül 1980’den sonra yeniden sandık başına gidildiğinde (1983) Anadolu Ajansı’nda 2.yılındaki bir çalışandım.

Trabzon’da onlarca genci gazeteci yapan rahmetli Suavi Kaptan seçim kuruluna yollamış ve orada bir süre sonuçları aktarmamı istemişti.

Sandıklar açıldı. Dönemin kudretli Cumhurbaşkanı Kenan Evren ‘horoz partisi (MDP)’ demesine rağmen Türk seçmeni Özal’ın ANAP’ını seçti.

Sevgili Okurlar,

Türk halkı neyi ne zaman nasıl yapacağını hep bilmiştir.

Kim hizmet etti, kim etmedi, kimin suyu ısındı, kimin kredisi var.

Bunu öylesine seçer ki, dünyada bir daha eşi ve benzeri yoktur!

Yönlendirmeden nefret eder.

Türk halkı ne hizmetleri unutur, ne de ihanetleri!

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun 100.yılına giderken zor bir süreçte. Depremden önce de kuşatılmıştı Türkiye.

İHA’mızla, SİHA’mızla, Azeri-Türk-Libya kardeşliği, Rusya dengesi ile bu kuşatmayı yırtmaya çalışıyorduk.

Etrafımızı açmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan da kendi siyasi yaşamında belki de ilk kez geri adımlar attı.

Hemde art arda.

Bir ülkenin uçağının düşürülmesi, Büyükelçisi’nin öldürülmesi savaş sebebidir. Ama işin içinde cinlik olduğunu anlayan Rusya oyuna gelmedi!

Sonrasında Suriye ile Mısır ile İsrail ile geliştirilen diyaloglar oldu.

Seçim dönemi geldi.

İpler gerildikçe gerildi. Hatta seçim dönemine yönelik ‘seçimden sonra Erdoğan kaybetse de iktidarı bırakmayacak’ gibi uçuk sözleri de duyar olduk.

Çifte ve çok ağır deprelerle sarsıldık.

Avrupa’dan her yerden yardım yağdı. Ağırdan alsa da ABD’de de bir şeyle yapmaya çalıştı. Teşekkür ediyorum.

İktidar bölgeyi inşaya çalışıyor. Muhalefet de haklı olarak eksiklikleri gündeme getirdi, Getirecektir. Demokrasi budur.

20 gün geride kaldı. Çadırlar ve konteynırlar tamamlanmak üzere.

Böyle olunca da Türkiye yeniden seçim atmosferine dönmeye başladı.

Yaralar sarılacak, konutların temelleri atılacakken, Stadlardan ilginç sesler gelmeye başladı:

‘Hükümet istifa’

Böyle acılı bir dönemde, 45 bin insan enkazdan ölü olara çıkmışken

‘Hükümet istifa.’ nedir?

Oysa sandık yakında. Şunun şurasında  2.5 aylık bir zaman kalmış.

Trabzon’da Basel maçında ne kadar örnek bir tavır olmuş ise İstanbul’da o derece yanlış sesler vardı.

Bunlar geçmişte yaşanmadı mı? İstanbul Havalimanını yapmayın dediler, gençleri kullandılar!

Kim kışkırttı Almanya.

Neden? Frankfurt havalimanının papucu dama atılacak diye!

Atıldı mı, atıldı.

Allah korusun bir Marmara depreminde istanbul’da ilk anda yıkılacak bina sayısı 40 bin.

Depremde dayanaksız oldukları tespit edilmiş.

Bu 40 bin bina kanal İstanbul’un etrafına toplansa idi kötü mü olurdu?

Hayır.

Ama ona da karşı çıkıldı

Türkiye’nin acısı çok büyük. Böyle acılar varken, sandık yakınken Amerikan Başkanının seslendirdiği ‘Tayyip Erdoğan’ı devireceğiz’ sözüne Türkiye’deki spor müsabakasından destek vermek Türk halkı ile uyuşmuyor.

Türk milleti ne iktidarları gönderdi. Memnun değilse bunu da göndermesini bilir. Razı ise arkasında durur.

ABD Başkanı istedi diye en acı gününde Cumhurbaşkanını protesto etmez

Ki bu hainler! Depremden 3-5 gün önce konsoloslukları kapatıp kaçmadılar mı?

Sebebini söylediler mi?

Deprem olabilir diye uyardılar mı? Uyarmadılar.

Fenerli ve Beşiktaşlılar bu hainleri protesto etmeli idi!